TURİZM VE KÜLTÜREL YOZLAŞMA

GELEN GİDENİ ARATIR  ( TURİZM VE KÜLTÜREL YOZLAŞMA )

     1980’li yıllardan  sonra ülkemiz uluslararası Turizm pazarında yerini almaya başlamıştır.  Bu tarihten itibaren Türkiye'de Turizm sektörünün altyapısı oluşturulmaya başlandı. O tarihlerde, Turizmin ekonomide çok önemli bir sektör ve faktör olabileceği vizyonsuzluğumuz neticesinde göz önüne alınmamıştı. Teşvikten ve denetimden uzak, özel sektör  yatırımları ön plana çıktı. Buna rağmen özel sektörün girişimcilik ruhu azımsanamayacak kadar etkiliydi.  80'li ve 90'lı yıllarda ülkemizin özellikle Marmara, Ege ve Akdeniz sahil kesimlerinde  çok yoğun Turizm yatırımlarına girişildi. Bu yörelerde altyapı hizmetlerinin tamamlanmamasına rağmen önce üstyapı girişimleri süratle ilerledi. Buna rağmen Akdeniz sahillerindeki ülkelerle kıyasladığımızda, bizim Otel-Motel-Tatil Köylerimiz onlara kıyasla çok daha iyi ve yeni yapılardan oluşmaktaydı. Bunların yanı sıra , Ülkemizin konumundan dolayı avantajları çok fazlaydı. Henüz o yıllarda bakir bir doğanın ve Tarihin en zengin eserlerine sahip olması, Ülkemizi Uluslararası Turizm sektöründe üst seviyelere çıkardı.

     Bu işletmelerde verilen hizmet kalitesi ve kalifiye elemanların büyük sorumlular içersindeki çalışmaları, ülkemizin uluslararası turizm pazarındaki payını, gün geçtikçe gelen turist sayısını ve gelirini arttırdı. Gelen Turist kalitesinin ve gelirinin yıllara göre olumlu bir trend yakalaması, Turizmin önemini ve değerini gözler önüne serdi. O yıllarda gelen turist sayısı günümüze oranla kıyaslanamayacak kadar az olmasına rağmen, kişi başına turizm girdisi çok daha fazlaydı. Bu sektörün yıldızı parladıkça, sektöre giren yatırımcıların ve yatırımların sayısı kısa bir zaman içinde çığ gibi büyüdü. Bu yıllar Turizm sektöründe rekabetçi bir piyasa oluşumuna yol açtı. Ve Henüz hazır olmayan altyapı ile birlikte kalifiye eleman istihdam etme güçlükleri yaşandı. Bu sorunlar gün geçtikçe katlanarak büyüdü ve günümüze kadar geldi. 

     Bu süreçte, Ülkemize gelen turist kalitesi bugün gelen ve gelmekte olan turist kalitesi ile maalesef kıyaslanamayacak kadar kötü durumdadır. Buna yol açan en önemli faktörleri sıralarsak ; 

–    Yapılan Üstyapı yatırımlarına karşılık, Altyapıya gereken yatırımların yapılmaması,

–    Kaliteli hizmetten ve kalifiye eleman istihdamından ödün verilmesi,

–    Farklı milliyet ve kültürdeki turistlerin aynı yerde konaklatılması,

–    Turizm eğitimi almamış, turizm kültüründen ve deneyiminden habersiz, misyonu ve vizyonu olmayan kişilere hizmet sektöründe faaliyet göstermelerine izin vermek,

–    Turizm yörelerinin en güzel, en can alıcı noktalarında sadece maddi çıkar uğruna, her yeri beton yığınlarıyla doldurmak,

–    Her şey dahil sistemine geçerek, daha çok turist ve daha çok döviz girdisi sağlanılacağını düşünerek, çok düşük fiyatlarla çok kalitesiz hizmet vermek,

–    Gelen Turistlere yolunacak kaz ve cinsel bir obje olarak bakmak,

     Ve yukarıda saymış olduğumuz olumsuzluklar gibi daha onlarca, belki yüzlerce madde sayabiliriz. Yukarıda sıralamış olduğumuz maddeleri ve daha nice konu başlıklarını açtığımızda karşımıza dağlar gibi sorunlar çıkmaktadır.

     Bu sebeplerden dolayı son yıllardaki kaliteli turist girişinin azalması, yerine daha az kalitedeki turistin gelmesine yol açmıştır. Bunun yanı sıra sayısal oranda gün geçtikçe bir artış olsada, turizm girdisi açısından ( Kişi başına düşen turizm girdisi açısından ) göreceli bir düşüş vardır.

     Bu olumsuzluklar karşısında, Turizm sektörünün önümüzdeki yıllarda ( kısa vadede ) düzelmesini beklemek maalesef mümkün değildir. O yüzden ilk yapmamız gereken zihinlerimizde Turizm ile ilgili köklü ve yapıcı değişiklikleri ortaya koymak ve bir an önce bunları hayata geçirmek olmalıdır.