Toplum; çok sayıda bireyin toplumsallaşma maksadı ile bağlarını kurduğu ve ortak özellikler taşıyan yapıya denir.
Toplumsal Kurallar; Toplum içerisinde gözle görülmeyen yazısız kurallara denir. Bu kuralların yaptırımı maddi'dir. Ör: Toplumdan dışlanma vs.
Toplumdaki her bir bireyin tutum ve davranışı ise genellikle gelenek ve göreneklere göre değişim göstermektedir. Bu gelenek ve görenekler ise genellikle dini kurallar doğrultusunda oluşur. Buna örnek verecek olursak Türkiye’de yaşayan bireylerin her birinde ortak olarak bulunan çok sayıda hassasiyetler vardır. Bu hassasiyetlerden biri de ekmeğe gösterilen saygıdır. İnsanların yürüyerek geçtiği bir yerde ekmek parçası gören birçok kişi, o ekmeği alıp ayak basılmayan bir yere veya daha yüksek bir yere koyar. Bu hassasiyet bize atalarımızdan gelmiştir. Fakat atalarımıza nasıl geldiğine bakarsak ekmeğin doğrudan rızık ile bağlantısının olduğunu ve ekmeğe gösterilen saygının rızkı artıracağına dair hadislerin varlığını görürüz. Bu durum da bizim aslında gelenek ve göreneklerimizin büyük bir kısmının oluşmasında, Türkiye’de ve Türkiye’nin etrafındaki coğrafyada yüzyıllardır hakim olan İslam’ın büyük bir etkisi olduğunun kanıtıdır.
Bütün bunlardan farklı olarak dinin gelenek ve göreneklere olan etkisi incelendiğinde bazı tezat durumlarında olduğunu tespit etmek mümkündür. Buna örnek verecek olursak sofra adabı olarak sayılan bir durumdan bahsedilebilir. Büyüklerimizden sık sık işittiğimiz “Yemek yerken konuşulmaz” kaidesi İslam dini ile zıt düşmektedir. Oysaki hadislerde yemek yerken hasbihal edilmesi üzerine tavsiyeler vardır. Bu tezatı çözen başka bir uygulama biliyoruz ki hristiyanlığın katolik mezhebinde yemek yerken asla konuşulmaz ve teknolojik aletler veya canlı olarak çalan enstrümanlar aracılığıyla çalmakta olan müzik dinlenir. Müzik çalıyorken konuşmak Katolik mezhebine göre ayıp olarak sayılmaktadır. Fakat bu anlatılan durum da dinin gelenek ve göreneklere olan etkisini iptal eden yönde değil aksine tasdikleyen yöndedir. Çünkü Osmanlı Devleti’nin hoşgörü siyaseti izlemesi sebebiyle bir çok hristiyan şu andaki Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşamıştır. Hristiyanların bu uygulamasının diğer insanları da etkilediğini ve bu durumun günümüze kadar ulaştığını farkettiğimizde dinin etkisinin ne kadar büyük olduğunu daha iyi kavrama şansı buluruz…
Toplumdaki kurallar oluşurken dinin bu kuralların oluşmasına etkisini araştıracak olursak buna yüzlerce delil bulunabilir. Sadece en belirgin olanları sıralayacak olursak;
- Anne, babaya veya diğer büyüklere gösterilen saygı,
- Annelik ve babalık mesuliyetleri,
- İsraftan kaçınma,
- Maddi anlamda zor durumda olanlara yardım etme
Bunun gibi sayılabilecek yüzlerce gelenek ve göreneğin kaynağının bir din olduğu herkes tarafından kabul edilir. Hatta günlük hayatımızın daha ufak ayrıntılarına kadar inecek olursak tırnak uzatmaktan kaçınmak bile yine dini bir emir veya tavsiye kapsamına girmektedir. Kısaca özetlemek gerekirse toplumsal kuralların birçoğunu gelenek ve görenekler, gelenek ve göreneklerin birçoğunu ise dini prensipler oluşturur…