Sosyalleşmenin belli bir yaşa kadar aile içinde ve sonrasında okul ile beraber sürdüğünden bahsetmiştik. Aile içinde en temel toplum içi davranış şekillerini öğrenmeye başlayan bireyler toplumun diğer bireyleriyle temasa geçmeyi yavaş yavaş öğrenmişlerdir. Ardından, ilk devamlı etkileşim olan okulla beraber içinde bulunduğu toplumun standartlarını öğrenir. O standartlara uygun hale gelir. Bu zaman zarfı içersinde, birey için sosyalleşme ailesi ve öğretmeni tarafından sağlanmaktadır. Ancak sosyalleşme süreci sadece bununla kısıtlı değildir. Bireylerin, çocuk ve genç yaşta sosyalleşmenin bir diğer evresi olan Toplumsal Cinsiyet Sosyalleşmesini de yaşamaları gerekmektedir. Ayrıca, cinsiyet kavramıyla ilgili ve cinsellik ile ilgili konularda birçok toplumda aile ve okul döneminde bilgi edinemez. Çünkü bu konular çerçevesinde aile ve okul içindeki sosyalleşme döneminde diğerleriyle iletişim kurması bile zor olacaktır. Bu bağlamda, Toplumsal Cinsiyet Sosyalleşmesi bireyler, kendi akranları olan diğer bireylerle yaşar ve öğrenirler.
Toplumsal Cinsiyet, bireylerin toplum içinde cinsiyetlerine göre davranışlarını şekillendirmesinde öncelikli rol oynayan kavramdır. Kişiler, cinsiyetleri doğrultusunda ve diğer bireylerin cinsiyetlerine göre toplum içinde davranışlarını şekillendirirler. Bu bağlamda, bu bilgileri aile içinde zaten almış olan bireylerin Cinsiyet Sosyalleşmesi ve Cinsellik bilgisini alması da akranları içersinde gerçekleşmektedir. Toplumsal Cinsiyetle ilgili detaylı bilgi almak için buradaki yazımızı okuyabilirsiniz.
Cinsellik bilgisinin aile içinde edinilmesi, bahsettiğimiz gibi çekinceli bir durumdur. Bu yüzden, hem karşı cinsi hem de kendi cinsini tanımak isteyen bireyler akran ilişkilerine başvururlar. Kendisinden birkaç yaş küçük olan arkadaşlarına bu konuda bilgi veren bireyler, yine bilgi verdiği arkadaşının yaşlarındayken kendisinden birkaç yaş büyük bir arkadaşından bilgi almıştır. Bu döngü, sürekli devam ederek Cinsellik bilgisinin bireylere öğretilmesini ve toplum içersinde cinsellik bilgilerine göre toplumun ahlak anlayışı çerçevesinde davranılmasını sağlamaktadır. Cinsellikle ilgili bilgileri çoğunlukla çocukluktan çıkıp gençliğe geçiş döneminde öğrenen bireyler yine bu konudaki ilk tecrübelerini bu dönemde yaşamaktadırlar.
Karşı cinsle girdiği etkileşimlerde, önceden öğrendiği bilgilere göre hareket eden birey bu etkileşimler sırasında da yavaş yavaş Toplumsal Cinsiyet Sosyalleşmesini yaşamaktadır. Kendi cinsiyetinin özelliklerini öğrenmiş ve kendini tanımış bir birey olarak karşı cinsle girdiği bu etkileşimlerde karşı cinsi de tanımaya başlar. Kendi cinsiyeti ve karşısındakinin cinsiyetine göre davranışlarını şekillendirir. Bir kadın veya erkek için karşısındakinin kadın veya erkek olmasına göre davranışları da dört kategoride değişecektir: Kadın-Erkek, Kadın-Kadın, Erkek-Kadın, Erkek-Erkek. Her farklı kombinasyon için bireylerin birbirine karşı davranış şekilleri değişmektedir.
Toplumlarda, hem yaygın olan din hem de ahlak anlayışlarına göre Toplumsal Cinsiyet Sosyalleşmesi ve Cinsellik kavramı hakkındaki bilgilerin uygulanması değişmektedir. Örneğin, Türkiye’deki ahlak anlayışı ve yaygın din İslam üzerinden yola çıkarsak: Cinsellik kavramı birçok açıdan kısıtlanmıştır. Cinsellik deneyimi yaşamak, toplumun hem ahlak hem de dini kurallarına karşı olduğundan dolayı bireylerin çoğunluğu de bu bağlamda davranışlarını şekillendirirler. Diğer bir örnekte, birçok Avrupa ve Amerika ülkesinde Hıristiyanlık yaygın dindir. Aynı şekilde, Hıristiyanlık da evlilik dışı cinsel birleşmeyi yasaklamaktadır. Ancak, ahlak anlayışları göz önünde bulundurulunca cinsellik açısından İslam ülkelerindeki ahlak anlayışı kadar katı kurallar bulunmamaktadır. Bu bağlamda, bireyler bu ülkelere nazaran Toplumsal Cinsiyet Sosyalleşmesinde daha özgür ve geniştirler.
Çocukları büyürken izleme imkanınız varsa eğer onu iyi gözlemleyin cinsiyet kavramını anlama, tam anlamıyla idrak etme süreci çok önemli. Ayrıca insanların eşit olduğu ilkesini de yine çocukken öğretmeli evlatlarımıza
en ilginç noktalardan biri bu konuda 5-6 yaşlarından sonra erkek çocukların kızlara düşman gibi davranmaya başlamaları, bu araştırılmalı bence