Toplumları, belirli özellikleri aynı olan insanlar topluluğu olarak tanımlamak mümkündür. Bu özellikler her zaman yerleşik hayatın devamı ile daha da çok belirginleşir. Hatta aynı ülkenin içerisindeki bölge farklılıkları bile ön plana çıkmaya başlar. Bulunulan yerin coğrafi koşulları, tarihi derinliği, nüfus yoğunluğu gibi bir çok etmen bu farklılığı etkileyen en önemli faktörlerdir.
Toplumlar arasında farklılıkların olduğunu farkeden ve bunu ilk olarak sistematik bir şema çizerek ortaya koyan kişi 14. yüzyılda yaşayan ünlü Türk-İslam düşünürü İbn-i Haldun'dur. Bundan farklı olarak İbn-i Haldun aynı zamanda toplumların nüfus sayıları ile ekonomileri arasındaki dengenin nasıl sağlanabileceğine dair günümüzde de kabul gören bir çok görüşüyle bütün dünyada kendinden söz ettirmeyi başarmıştır. İbn-i Haldun toplumların sınıflandırılması için ilk önce toplumların yaşam biçimlerini konu almaktadır. Bulunduğu dönemin (14. yüzyılın) koşullarını da göz önüne alarak yaptığı bu ayrımda toplumlar, göçebe hayat yaşayan topluluklar (bedeviler) ve yerleşik hayatı benimsemiş olan topluluklar (hadari) olmak üzere 2'ye ayrılırlar. Günümüzde bu ayrımdan bahsetmek pek de mümkün değildir. Çünkü Afrika Kıtası haricindeki neredeyse bütün topluluklar için artık yerleşik hayat benimsenmiştir dersek herhalde herkes tarafından kabul gören bir görüş olur…
Bir toplumun farklı özelliklerinin ortaya çıkmasına neden olan bir çok etmen olabilir. Aynı dili konuşan ve aynı dine mensup olan bir ülke sınırları içerisinde, bölgesel farklılıkların olduğunu gözlemlemekte mümkündür. Türkiye bu konuda verilebilecek en güzel örneği teşkil etmektedir. Türkiye'deki doğu bölgesinde yaşayan insanlarla batı bölgesinde yaşayan insanları karşılaştırdığımızda bir çok farklı özelliğin ortaya çıktığını görürüz. Lehçe, gelenek-göreneklere olan bağlılık gibi özellikler, bu farklılıkları ortaya koyan en önemli özelliklerdir.
Toplumlar arasındaki bu farklılığın temel sebeplerinden biri de toplumların birbiri ile iletişimi olmaksızın kendi içinde gelişme göstermesidir. Fakat son zamanlarda iletişim araçlarının gelişmesi, gelişen teknoloji sayesinde bütün dünya ile iletişim kurmanın kolaylaşması nedeniyle toplumlar arasında iletişim gibi bir sorun ortadan kalkmıştır. Bu durum toplumların belirli durumlarda birleşmesine olanak sağlamıştır. Hatta özellikle genç yaştaki bireylerin birbirini taklit ederek yaşaması gibi bir durum ortaya çıkmıştır. Bu duruma daha geniş anlamda bakıldığında istatistiksel tekniklerin kullanımı ile oluşan sonuçlara göre teknolojik gelişmelerin artışının toplumlar arasındaki farklılıkları azalttığı yönündedir. Fakat bu farkların her zaman olacağı ve hiç bir zaman sıfıra indirgenemeyeceği ve en önemliside bunun doğal bir olay olduğu akıllardan çıkarılmamalıdır.