TELEVİZYONUN TOPLUMSAL YANSIMASI

Bektaş ŞAHİN 5.4k Görüntüleme
4 Dk Okuma

     İlk çağ, orta çağ, yeni çağ, yakın çağ ve şimdi de: Teknoloji çağı. Günümüzde gelinen noktada insan hayatını en çok etkileyen şeyler muhakkak bilim ve teknoloji olmuştur. Her gün hatta her saat teknoloji biraz daha gelişmekte ve ileriye doğru yeni bir adım daha atılmakta. Bu bağlamda insan hayatı da gelişen teknolojiyle beraber değişmektedir. Teknolojik yeniliklerden hemen haberdar oluyor, etkileniyor ve hayatımızı da bu yeniliklere göre şekillendiriyoruz. Ulaşımın ve iletişimin eskisinden çok daha kolay olduğu günümüz zamanlarında insanların toplum içindeki yaşayışları da pratikleşiyor. Biz yazımızda teknolojik iletişimin bir kolu olan Televizyon’un toplumsal hayatı nasıl etkilediğinden bahsedeceğiz.

 
      Teknolojik gelişme çağının ciddi boyutlarda başladığı ilk yıllarda en büyük icat Televizyon olmuştur. Televizyon, 1923 yılında İngiliz bir mucit tarafından icat edildiğinden beri hızla yayılmış ve sevilmiş; bununla beraber birçok ülkede bir bağımlılık haline gelmiştir. Önce insanlar insanların dostuydu; sonra evcilleştirilen hayvanlarla köpeklerin insanın en yakın dostu olduğu söylendi; şimdilerde ise evde en çok vakit geçirdiğimiz arkadaşımız Televizyon oldu. Bir çok ülkede Televizyon ciddi bir sektör ve günlük hayatın vazgeçilmezidir. Bunlara en büyük örnek muhakkak Amerika Birleşik Devletleri ve Türkiye’dir. Hem ABD’de de hem de bizim kendi ülkemizde sayamayacağımız kadar çok televizyon Kanalı vardır ve bireylerimiz akıl almaz bir şekilde sürekli halde televizyon izlemektedir. Evde, işte, yolculukta hatta telefonlarından sokakta bile izleme olanağına sahip insanlarımız televizyonu vazgeçilmez bir araç olarak kullanmaktadırlar. Böyle bir toplum içerisinde televizyon’un toplumsal hayata nasıl bir etkisi olacağını anlamak pek zor olmaz.

 
     Türkiye’de başlarda 1953 yılında İstanbul Teknik Üniversitesinin girişimleri sonucunda haftada birkaç saatlik deneme yayınlarıyla TRT bünyesinde başlayan televizyonculuk günümüzde binlerce kanala hitap etmektedir. Öncelikle haber ve iletişim amacıyla kullanılan televizyon, şimdilerde daha çok bir eğlence sektörü haline gelmiştir. Televizyonlarda yayınlanan yüzlerce dizi insanları 4 kenarlı bir ekrana hapsetmiştir. Böylece insanların hangi gün hangi saatte nerede olacağını önceden belirlenmiş ve reklam uygulamasının kanal sahiplerine kazandıracağı paralar garanti altına alınmıştır.

 
     Televizyonda yayınlanan programlar ve diziler/filmler insanların bilinçaltına etki etmektedir. Özellikle çocuk yaştaki bireyler için televizyonun kullanımı yanlış gerçekleşirse zararlı bir araca dönüşebilir. Çünkü bireyler, televizyonda severek izledikleri –örneğin- dizilerin karakterlerini kendilerine rol modeli olarak alacaklardır. Basit anlamıyla televizyondaki karakterler toplum için örnek teşkil etmektedir. Bu bağlamda, televizyondaki dizilerde canlandırılan karakterlerin hal ve davranışları insanları ister istemez etkilemekte ve toplum içinde gerçekleştireceği rolleri sevdikleri bu karakterlerden alabilmektedirler.

 
     Çocukların televizyon alışkanlığı edinmemesi ciddi bir önem taşımaktadır. Televizyon boş zamanlarımızda kullanılabilecek bir araç olabilir ancak doğru kullanım her açıdan bireyi etkilemektedir. Çocukların televizyonda izlediklerinin kesinlikle şiddet ve toplumsal ahlakın dışında davranışların gerçekleştirildiği programlar olmadıklarından emin olmalıyız. Onlar için ziyadesiyle uygun olan çizgi filmler hayal güçlerinin gelişimine katkı sağlayacağından çok daha tercih edilebilir durumdadırlar. Artık televizyonlarda yayınlanan programların izlenebilmesi için uygun yaş grubunun belirtilmesi uygulaması başlatılmıştır. Örneğin +13 veya +18 gibi simgelerle yayınlanan programın hangi yaş grubuna hitap ettiği daha kolay anlaşılabilmektedir. Son olarak, yazımızda değinmiyoruz ama bilgi edinilmesi önemli olan bir konuyu da buraya yazmayı uygun gördüm: Televizyonda bilinçaltı uygulamaları ve etkisi.

Bu İçeriği Paylaşın
Yorum bırakın

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

Exit mobile version