C. Wright Mills 1916 yılında Amerika, Teksas’ta dünyaya gelmiştir. Eğitimini Tekxas ve Wisconsin Üniversitelerinde görmüş, Maryland ve Columbia Üniversitesinde ders vermiştir. En önemli eserleri; Beyaz Yakalılar: Amerikan Orta Sınıfları, Karakter ve Toplumsal Yapı, İktidar Seçkinleri, Toplumbilimsel Düşün, Dinle Yankee: Küba’da Devrim ve Marksistler’dir.
Mills, modern sosyoloji zamanında Marksist geleneği devam ettiren az miktardaki toplumbilimcilerden biridir ve yine böyle bir dönemde yapısal işlevselciliğe karşı yaptığı eleştiriler onu farklı bir konumda bırakmıştır. Ona göre bireyler toplumbilimsel düşün yeteneğine sahip olmalıdır. Bu yeteneğe sahip olanlar kendi içlerinde ve dışında var olanları anlayabilir, bireysel sorunlarla toplumsal sorunlar arasındaki ilişkiyi görebilir. Örneğin günümüzde yaşanan işsizlik, toplumsal bir sorundur. Bir birey toplumsal düşün yeteneğine sahipse bu sorunun bireysel bir sorun olmadığı için bireysel çabalarla halledilemeyeceğini bilir.
Mills, Toplumbilimsel Düşün adlı eserinde ayrıca Grand Teori olarak adlandırdığı kuramları ve özellikle de Parsons’ı eleştirir. Çünkü ona göre Parsons’ın kuramında belli bir ideoloji vardır, bunları kuramı içerisinde yasallaştırmaya çalışır ve toplumsal değişimleri göz önünde bulundurmaz.
Mills, “moleküler ve makroskobik” olmak üzere iki kavramdan bahseder. Moleküler araştırma yolu küçük ölçekli problemleri ifade ederken makroskobik araştırma yolu bütünsel toplumsal yapılar ve bunların birbiriyle karşılıklı ilişkilerini ifade eder. Mills, bu iki yolun birleşimini savunur.
Beyaz Yakalılar adlı eserinde Amerika’da yeni yeni oluşan orta sınıftan bahseder. Eskiden az miktarda mal sahibi olan kişilerden ve küçük ölçekli girişimcilerden oluşan bir orta sınıf varken artık maaş usulüyle çalışan bağımlı bir orta sınıf vardır. Mills bu yeni orta sınıfa Beyaz Yakalılar demektedir ve onların içinde bulunduğu durumu Marks’ın yabancılaşma kuramıyla açıklamaya çalışır. Beyaz yakalıların ücretleri, işçilerin aldığından daha yüksek olmamasına rağmen kendilerini onlardan üstün görmektedirler. Bu durum kendilerine yabancılaştıklarını gösterir. Ayrıca gün geçtikçe sıradanlaşan işleri ve azalan kazançları sebebiyle emeğe de yabancılaşmışlardır. Bu yeni orta sınıf kendi yaşamlarına veya ülke siyasetine biçim verecek kadar güçlü değildir.
İktidar Seçkinleri adlı eserinde ise beyaz yakalıların aksine gücü elinde tutan üç kurumdan bahseder. Bu kurumlar hükümet, askeri güçler ve büyük şirketlerdir. En önemli kararlar bu üçlü tarafından alınmaktadır. Beyaz yakalıların ya da genel anlamda yönetilenlerin ülke siyaseti ve bunun gibi kamusal konularda karar almak yerine sadece ailevi meselelerle ilgilenir hale gelmeleri, iktidar seçkinlerinin kontrolü altına girmeleriyle ilgilidir. Bu da iktidar seçkinleri ve diğerleri arasında bir uçurum oluşturmuştur.