18. yüzyıl’da yaşanan Fransız Devrimi diğer toplumları etkilemiş ve bu toplumlarda da devrimler yaşanmıştır. Her ne kadar toplumların istemediği mevcut düzen yeniden biçimlendirilmeye çalışılsa da devrimler sonucu toplumsal yaşamda hızlı, köklü ve ani bir değişim yaşanmıştır. Bu nedenle de bir kargaşa söz konusu olmuştur. Devrimler sadece bir alanda değil farklı alanlarda yaşanınca toplum üzerine inceleme ve araştırma yapma ihtiyacı doğmuştur. August Comte da pozitivizmi toplumbilimine uyarlamış, toplumun incelenmesinde doğa bilimlerinde kullanılan bilimsel yöntemleri kullanmıştır.
Şüphecilik akımı yoluyla gerçekleşen Rönesans sonucunda ve Reform hareketleriyle kilise otoritesinin yıkılmış ve bilimsel devrimler yaşanmıştır. Sosyolojiyi ortaya çıkaran en önemli etkenlerden biri bilimsel devrimlerdir. Çünkü bilimsel devrimler sayesinde toplum bilimde kullanılacak olan pozitivizm ortaya çıkmıştır. Bilimsel devrimin yaşanmasıyla Orta Çağ’da kabul gören görüş ve öğretiler yıkılmış, bilimsel ve teknolojik gelişmeler yaşanmış bunlar toplumsal hayatı kolaylaştırmıştır. Bu gelişmeler ve yöntemlerle doğanın kontrol altına alınması toplumsal sorunların çözümünde de aynı yönteme başvurulabileceği düşüncesini doğurmuştur.
Sosyolojinin doğuşunu sağlayan bir diğer etkense aydınlanmanın yaşanmasıdır. Aydınlanmanın temelinde eleştirel rasyonalizm vardır. Var olan toplumsal düzene akıl yoluyla bir eleştiri yöneltilmektedir. Yine bu eleştirilerle yeni toplumsal yasalar konulabileceği ve toplum bu yasalarla yeniden oluşturulunca sorunların ortadan kalkabileceği düşünülmektedir. Aydınlanma sayesinde toplum üzerine çağdaş düşünceler geliştirilebilmiştir. Aydınlanma özü itibariyle özgürlüğü ve akılcılığı ön planda tutmuş, toplumsal dünya üzerine akla uygun düşünceler üreterek toplumsal ilerlemenin sağlanabileceğini vaat etmiştir. Zaten toplumbilimin ilk kuramları toplumsal ilerleme üzerine olmuştur. Yine aydınlanma sayesinde toplum, bilimsel yollarla incelenmiş ve pozitivizmin temelleri atılmıştır.
Sosyoloji üzerinde etkili olan faktörlerden bir başkası da sanayi devrimidir. Sanayi devrimiyle sosyal hayatta köklü değişiklikler yaşanmıştır. Yeni bir sınıf – işçi sınıfı – ortaya çıkmış, köylerden kente yapılan göçlerle insanların yaşam şekli ve yaşam anlayışı değişmiştir. Sanayi devrimi toplumsal kurumlar üzerinde büyük etkiler yaratmış özellikle ekonomik anlamda ortaya çıkardığı büyük değişimlerle aile, okul gibi kurumlar farklı bir yapıya bürünmüştür. Artık tarım yerine sanayiyle uğraşan toplum, çağdaş toplum düzeyine gelmiştir ki oluşan bu yeni toplum sosyolojinin temel konularından biridir.
Dünyada gerçekleşen bütün bu devrimler sonucunda siyasal devrimler de yaşanmıştır. Siyasal devrimlerle toplumda kargaşa yaşanmış, toplumsal düzen bozulmuştur. Böylece düşünürler bu düzenin yeniden kurulması için görüşler geliştirmiş, düzenin tekrar nasıl sağlanabileceğine odaklanmışlardır. toplum hakkında yapılan çalışmalar ve bu çalışmalara olan ihtiyaç arttıkça sosyoloji bir bilim dalı olarak ortaya çıkmıştır.