SOSYALLEŞME VE YAŞAM DÖNGÜSÜ

Bektaş ŞAHİN 4.8k Görüntüleme
4 Dk Okuma

 

     Canlılar içersinde grup oluşturma ve grup içinde yaşama kavramı önemli bir yere sahiptir. Bu durum, özellikle hayvanlarda ve insanlarda ciddi anlamda gözlemlenmektedir. Hayvanlarda, belli bir yaşa geldikten sonra yalnız başına hayatına devam etme durumu gözlemlense de aslanlar, maymunlar ve sırtlanlar gibi akla ilk gelen birçok hayvanda grup oluşturma gözlemlenmektedir. Ancak, hiçbir hayvan grubu veya topluluğu bir toplum olarak incelenemez. Toplum kavramı, insana has bir özelliktir ve insanlar içinde bir yaşam zorunluluğudur.

 

     Toplum içinde yaşayan tek canlı olarak insanlar, toplumun olmazsa olmazı olan süreci geçirmek zorundadırlar: Sosyalleşme. Sosyalleşme, sığ bir yaklaşımla sokağa çıkıp insanlarla tanışmak anlamına asla gelmemektedir. Elbette toplum içinde halk ağzına düşmüş bir kullanım haline gelmiş olabilir ancak bilimsel bir kavram olarak sosyalleşme bundan çok daha fazlasıdır. Toplum içinde yaşayan bireyler, sosyalleşerek “yaşamayı” öğrenirler. Nasıl yaşanacağını öğrenirler. Başkalarıyla temasa geçerek kendilerinin farkına varırlar ve insanlar hakkında bilgi edinerek içinde bulundukları kültürden haberdar olurlar. Kavramları anlayabilecek çocuk yaşta başlayan sosyalleşme ölene kadar devam etmektedir. Başka bir deyişle sosyalleşme, bireye toplum içinde nasıl yaşanacağını öğretmek anlamına gelir. Yani, Sosyalleşme, toplumun bireyi yontmasıdır. Sosyalleşmemiş kişi ise topluma göre delidir.

 

     Söylediğimiz gibi sosyalleşme yaşam boyu sürmektedir. Bu bağlamda, bireyler yaşamlarının farklı dönemlerinde, farklı sosyalleşme evreleri yaşamaktadırlar. Ayrıca bireylerin içinde bulundukları gruplarda sosyalleşmeye etki eder. Öte yandan, sosyalleşme içersinde sosyalleşen birey belli başlı görevler de alarak sosyalleşme sürecinde sabit noktalara oturabilmektedir. Bütün bu etkenleri başlıca 6 kategoride toplanabilir: Aile, okul, akran ilişkileri, kitle iletişim, sosyal roller, sosyal kimlik.

 

Aile

     Birey sosyalleşmesinin ilk adımının atıldığı, sosyalleşmeye başlandığı yerdir. Toplumlarda, aile içi sosyalleşme nicelik açısından eşit olsa da nitelik açısından farklıdır. Kültürler arasında aile sistemleri ciddi şekilde fark ettiğinden dolayı aile içi sosyalleşme de ciddi anlamda farklılaşabilir. Ayrıca eski toplumlarda her ne kadar ailenin statüsü ya da sınıfı çocuğa geçse de, modern toplumlarla aileden çocuğa bir statü geçişi olmaz. Ancak etkilenmenin söz konusu olmadığını da söyleyemeyiz.

 

Okul

     Çocuklar okula başladıktan sonra kendilerinden statüsel anlamda güçlü bir bireyin boyunduruğu altına girerler: Öğretmen. Çocukla okulda kurallara uymayı öğrenirler ve öğretmenlerinin otoritesini kabul ederler. Sosyalleşme açısından okul içersinde asıl gerçekleşen ise çocukların, okulda toplumun standartlarına ve sistemlerine uygun hale getirilmesidir.

 

Akran İlişkisi

     Bireyler, aileleriyle veya diğer bireylerle konuşmaktan çekindiği birçok konuyu akranlarıyla konuşurlar. Bu bağlamda, toplumda genellikle diğer bireylerle konuşulamayan cinsiyet kavramı etrafındaki konular akran ilişkileriyle çözülür. Toplumsal cinsiyet sosyalleşmesi, akran ilişkisiyle gerçekleşmektedir.

 

Kitle İletişim

     Günümüzde teknolojinin geldiği noktada iletişim şartları bir hayli kolaylaşmış, gelişmiş ve genişlemiştir. Önce telgraf, sonra telefon, televizyon ve günümüzün en büyük icadı gözüyle görülen internet kitle iletişimi sağlayan en güçlü araçlardan biridir. Bireyler tek başına birden çok kişiye seslenebilir duruma gelmiştir. Bu koşullarda gelişen kitle iletişimin olumlu ve olumsuz yönleri olduğunu bilmemiz gerekir. Örneğin, korku ve şiddet unsurları televizyondan yayılmaktadır. Elektronik oyunları oynayan çocuklar sosyal oyunlardan uzaklaşır ve sosyalleşme hızı yavaşlar. Ancak, unutulmaması gerekir ki çağın gereklerinden dolayı elektronik iletişim aynı zamanda çocukların becerilerini de geliştirmektedir.

 

Sosyal Roller

     Sosyalleşen bireyler, sosyal rolleri de öğrenmekte ve edinmektedir. Her birey, sosyalleşme süreci içersinde bir veya birden fazla sosyal rol içersine girebilir. Yaşamında, toplum içersindeki durumlara göre, davranışları belirleyen bir diğer etken sosyal rollerdir. Örneğin amca, yeğen, öğrenci…

 

Sosyal Kimlik

     Yine sosyalleşme sürecinde bireylerin edindiği bir diğer kavramdır. Sosyal kimliğimiz, bireyler tarafından bilinir ve o kimliğimiz diğer bireylerin bize davranış şeklini belirler. Ancak, sosyal kimliğimizi biz kendimiz seçemeyiz. Sosyal kimlik, toplum tarafından bireye atfedilmektedir.

 

Bu İçeriği Paylaşın
1 Yorum
  • "Toplumun bireyi yontması" müthiş bir tabir. Ama bizde yontulmamış çok var, onları ne yapıcaz. Mesela geçen gün otobüse binerken ittire ittire kuyrukta öne geçip önce binmeye çalışan bir tip vardı. Buna sorsak elbette ben de bu toplumun bir ferdiyim der, sosyalim der; ama bence toplum içinde yaşamak konusunda hiçbir fikri yok… Eğitim, eğitim, eğitim…

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

Exit mobile version