Okulun en önemli işlevlerinden biri öğrencileri sosyalleştirmesidir. Okulda sosyalleşmenin sağlandığı en önemli birim ise sınıftır. Talcott Parsons çalışmalarında sınıfın sosyal bir sistem oluşundan bahsetmiştir. Ona göre sınıfın iki işlevi vardır. Birincisi sosyalleşmedir, ikincisi ise seçmedir. İkinci işlevi için başarı gerekmektedir. Parsons, bireylerin yetişkin rollerini sınıf ortamında öğrendiklerini, bu roller için kapasitelerini geliştirdiklerini, bu sayede topluma uyum sağlamalarının kolaylaştığını söyler.
Sınıfın niteliğini etkileyen unsurlardan biri kişi sayısıdır. Kalabalık sınıflarda öğretmen-öğrenci ve öğrenci-öğrenci iletişimi kalitesizleşir. Ayrıca öğretmenin artan sorumluluğu her birey üzerinde ayrıntılı olarak durmasını engellemektedir. Örneğin kalabalık sınıflarda verilen bir ödev veya sorumluluk öğretmenin ölçme ve değerlendirme yaparken verimini düşürecektir fakat az kişilik sınıflarda her öğrencinin gelişimini takip etmek daha kolay olacaktır.
Sınıfta bir arada bulunacak öğrencilerin niteliği tartışma konusu olmuştur. Kimileri başarılı öğrencilerin ayrı bir sınıfta bulunması gerektiğini öne sürerken kimileri sınıfların heterojen olması gerektiğinden bahseder. Böylelikle başarılı öğrenciler başarısız öğrencileri olumlu yönde etkileyecektir.
Sınıfta sosyalleşmeyi sağlayan en önemli unsur öğretmendir. Öğretmen sadece teorik bilgileri öğrencilere aktarmaz. Eğitim, davranış kazandırmayı da hedeflemiştir ve bu davranışlar öğrencilere öğretmen tarafından verilir. Öğretmenler toplumsal yaşamda yapılması gereken davranışların hem anlatıcısı hem de uygulayıcısı olarak öğrencilere model olur ve onları topluma hazırlarlar.
Öğrenciler çok geniş bir zamanı sınıfta geçirmektedirler. Sınıfta her öğrencinin kendi kişilik özelliği, tutum ve alışkanlıkları, okul dışında edindikleri kültürel özellikleri öğrencilerin birbirleriyle yoğun olarak yaşandığı iletişim ve etkileşim sonucu bir ortam oluşturur. Bu ortam toplumun küçük bir örneği niteliğindedir, çünkü toplumsal özellikleri küçük bir grup olarak göstermektedir. Örneğin her toplumsal grupta olduğu gibi sınıftaki her öğrencinin derslerinde başarılı olmak, sınıfı geçmek gibi ortak bir amacı vardır. Nasıl ki birey olarak farklı özelliklere sahipsek ve bu özellikler toplum içinde farklılaşabiliyorsa sınıf ortamında da öğrenciler bireysel özelliklerinden farklı davranışlarda bulunabilmektedirler. Okulun, eğitimin ve öğretmenin amacı bu etkilenme ve uyum sağlama durumlarının olabildiğince olumlu yönde gitmesini sağlamaktır. Çünkü sınıf ortamı genel anlamda istenmeyen toplumsal özellikler sergiliyorsa birey dışlanmamak için bu yönde eğilim gösterebilir. Sınıfta öğretmen tarafından istenen davranışların kazandırılması durumu tersine çevirebilmekte, olumlu davranışlara sahip olmayan bir birey, istenen niteliklere sahip bir gruba ayak uydurabilmektedir. Sınıfı öğretmen yönlendirse de her sınıf kendisine toplumsal hayatta olduğu gibi bir lider seçmektedir ve her sınıfın düzenini sağlayan kurallar vardır. Bunlar öğrencileri demokrasiye ve hukuk kurallarına hazırlayan unsurlardır.
Görüldüğü gibi sınıf, toplumsal özelliklerin oluştuğu küçük ama önemli bir gruptur. Öğrenciler sınıf ortamında hangi toplumsal nitelikleri benimseyebilmişse hayata atıldığında da o nitelikleri gösterecektir.