Aile, insanoğlunun varoluşu kadar eski bir kavramdır. Bu nedenle yapısı, felsefesi, görevleri ve bunun gibi konularda değişimler göstermiştir. Ancak her ne kadar zaman ve mekana göre değişiklikler gösterse de aile, toplumun her zaman en temel birimi olmuştur. Her ailenin kendine özgü bir anlayışı ve kendi içinde özel bir hayatı olmasına rağmen ailenin temellerinde yatan unsurlar arasında hukuk kuralları da bulunmaktadır. Zira aile hukuku medeni kanunun içerisinde yer almaktadır. Hukuk kurallarının aile kurumunda devreye girmesi genellikle aile düzeninde yaşanan aksama ve bozulmalar sonucunda olmaktadır. Ülkemizde aileyi ilgilendiren hukuki konular genel anlamda şunlardır:
-
Farklı cinsten iki kişinin birlikteliğinin nikâh yoluyla geçerliği
- Evlat edinme veya doğum yapma durumunda sahip olunan çocukların toplumsal anlamdaki konum ve zorunluluklarının kanuni yollarla tanınması ve güvence altına alınması
- Boşanmanın hukuki olarak tanınması
- Boşanma sonucunda ortaya çıkan velayet, vesayet gibi durumlar
- Aile içi akrabalık ilişkilerinin, miras ve nafakanın belirlenmesi
Toplum hayatını din ve ahlak kuralları, gelenek ve görenekler düzenler fakat bunlar devlet tarafından bir yaptırıma tabi tutulmamıştır. Hukuk kuralları ise sayılan toplumsal kurallar gibi vicdani bir durum değildir. Örneğin hırsızlık yapan birinin hukuk kurallarıyla aldığı ceza ve diğer kurallar sonucu aldığı ceza farklıdır. Ahlak kurallarına göre bir hırsız, evi soyulan kişi ve evin bulunduğu mahalleli tarafından dışlanır, ayıplanır vs. fakat hukuk kurallarına göre bu kişi hapse atılır. Bu durum aile içi yaşananlar için de geçerlidir. Hukuk toplumsal hayatı düzenlediği için sosyolojiden ayrı düşünülemez ve aile de toplumun yapıtaşı olduğuna göre hukuk ve aile arasında da sıkı bir ilişki vardır. Eşler, çocuklar, yaşlılar hukuk kuralları sayesinde güvence altına alınmıştır. Yalnızca aile içinde değil aileler arasında veya aile ile diğer toplumsal kurumlar arasında yaşanan sorunlar da hukuk yoluyla halledilmektedir. Her ne kadar hukuk kuralları, toplumsal hayatı düzenleyen diğer kurallardan farklı yaptırımlara sahip olsa da onlarla ilişki içerisindedir. Çünkü toplumu, dolayısıyla aileyi şekillendiren dini, ahlaki, örf ve adetlerle ilişkili durumlar hukuk kuralları oluşturulurken etkili olmuştur. Hukuk kurallarında cezai yaptırımı olan durumlar toplumu düzenleyen diğer kurallar tarafından da hoşgörüyle karşılanmayan durumlardır.