Erken Neolitik Çağın en önemli yerleşmesi hiç kuskusuz Konya Ovası’nda bulunan Çatalhöyük yerleşmesidir. Konya’nın Çumra ilçesi sınırları içerisinde bulunan höyük doğu ve batı olmak üzere iki yerleşim yerinden ibarettir. Burada yapılan arkeolojik kazı çalışmalarında 14 yapı katı olduğu sonucuna varılmıştır.
Doğuda bulunan yerleşmede binden fazla hane ve 5-6 bin kişilik nüfusu barındırdığı düşünülen, Ordinaryüs Profesör Doktor Ekrem Akurgal’a göre yer yüzünün ilk parlak uygarlığı olan Çatal Höyük yaklaşık İ.Ö. 7000 ile 6500 yılları arasına tarihlenir.
Çatalhöyük Mimarisi
Çatalhöyük’te evler genelde tek katlı olmak üzere düz damlı bir şekilde inşa edilmiştir. Taş temelsiz olan bu yapılar, ahşap ile desteklenen kerpiç duvarlarla yapılmıştı. Bu evlerin dışa bakan tarafları tamamen kapalı bir şekilde yapılır ve diğer evlerin dış duvarları ile bitiştirilirdi. Böylece henüz sur duvarı görülmese de, evlerin dışa bakan duvarları ile sağlanmış bir savunma merkezi yapılmıştı. Ancak bu savunma duvarı diğer insanlardan korunmak için değil (bilindiği kadarıyla bu dönemde henüz savaşlar başlamamıştı) daha çok yabani hayvanlardan korunma adına yapılmıştı. Dört veya beş evden oluşan mahallelerin arasında sokak bulunmasa da, ortalarında ufak da olsa bir avlu bulunurdu. Bu avlularda genelde kült ile alakalı yapılar bulunurdu. Bu tapınaklar da diğer yapılar ile aynı boyutları taşıyordu. Dörtgen bir şekilde 25 metre kare alana yayılan bu yapılarda ufak bir ya da birkaç oda bulunabiliyordu. Bu odalar genellikle depo olarak kullanılırdı.
Bu yapılara giriş bir sokak sistemi olmadığından damdan sağlanırdı. Damda açılan bir girişten içeriye merdiven ile girilirdi. Bu da savunma sistemini tamamlardı. Odalar arası geçiş ise yerden bir miktar yüksekte açılan oyuklardan sağlanıyordu. Bu odaların birinde veya ikisinde ocak bulunurdu. Eğer bir evde iki ocak varsa, bu zenginliği gösteren bir işaretti. Dolayısıyla kentin yüksek kesiminde bulunan insanların evleri bu yolla anlaşılmaktadır. Ocakların dışında odalarda oturma ve yatmak için kullanılan yerden bir miktar yükseltilmiş sekiler bulunmaktadır.
Çatalhöyük Kültü
Çatalhöyük’te oldukça gelişmiş bir “Ata” kültü vardı. Ailenin ölen bireyleri önce açık bir alanda bırakılır, akbabaların cesetten etleri ayırmalarına izin verilirdi. Daha sonra kalan iskelet alınır ve bu yukarıda anlattığımız üstlerine oturdukları sekinin altına gömülürdü. Eğer ölen kişi ailenin atalarındansa, yani büyüklerindense kafatası evin başköşesine konur ya da avlulardaki tapınaklara bırakılırdı. Böylece atanın sürekli olarak evin içerisinde onlarla birlikte olduğu ve onları koruyacağı inancı hakimdi.
Bu tapınakların bir kısmı küçük, bir kısmı da büyük tapınak olarak adlandırılmaktadır. Küçük tapınak yapılarının sayısı 50 civarındadır. Bu yapıların duvarlarında döneme göre oldukça renkli resimler bulunmaktadır. Sarı, kırmızı, beyaz, siyah ve yeşil renklerinin sıklıkla kullanıldığı bu duvar resimleri, Paleolitik devirde yapılan mağara resimlerini andırsa da oldukça spesifik sahneler barındırmaktadır.
Örneğin yukarıda anlattığımız akbabaların cesetten et ayırma sahnesi, detaylı bir şekilde bu tapınaklardaki duvarlara resmedilmiştir. Bunun yanı sıra bu resimlerde geometrik şekiller, el motifleri, dans eden avcılar, dua eden insanlar resmedilirken, Çatalhöyük’e oldukça yakın olan Hasandağ volkanı resmedilmiştir.
Bunun yanı sıra yıllardır Anadolu’da süre gelen Tanrıça Ana kültü, burada da devam etmektedir. Bilinen en iyi korunmuş Tanrıça Ana figürinlerinden birisi Çatalhöyük’te bulunmuştur. Tahta benzer bir sandalyede oturan tanrıça ananının bacakları arasında bir bebek bulunduğu düşünülür. Gene doğurganlığa ve berekete atıf yapılan bu figürinden anladığımız üzere Çatalhöyük’te halen dişi bir tanrıya tapınıldığı görülmektedir. Bunun yanı sıra Ata kültü de oldukça önemli bir yer tutar.
Çatalhöyük Teknolojisi ve Ekonomisi
Mezarlara bırakılan mezar hediyelerinden Çatalhöyük insanının teknolojik olarak ne kadar geliştiğini anlayabiliriz. Çakmak taşından kamalar, ok ve mızrak uçları, mermerden yapılma topuzlar, camdan elde edilen bıçaklar, orak ve kazıyıcılar, kemik toka ve süsler, kilden mühürler gibi oldukça karmaşık aletler yapabilen Çatalhöyük insanları teknolojik açıdan oldukça gelişmişti.
Gelişmiş olarak tarım ve hayvancılık yaparak geçimini sağlayan Çatalhöyük halkı, sınırlı da olsa ticaret de yapıyordu.
Sonuç olarak köyden kente geçişte bir mihenk taşı olan Çatalhöyük, oldukça gelişmiş kent planlama sistemi, savunma duvarı ve gelişmiş kültü ile dikkat çekerek ülkemizin ve Dünya’nın en önemli yerleşim alanlarından birisi olma unvanını kazanmıştır.
Çatalhöyük Müzesi
Çatalhöyük'te yapılan kazılar halen devam etmektedir. Kazı alanının üst tarafı bir çadır bezi ile kapatılmış olup, iklim koşullarından kazı çalışmalarının ve açığa çıkartılan buluntuların etkilenmemesi sağlanmıştır. Kazı alanının hemen yakınlarında ise ufak da olsa Çatalhöyük Müzesi bulunmaktadır. Bu müzede kazı çalışmalaırndan elde edilen bir takım eserlerin yanı sıra birçok rekonstrüksiyon bulunmaktadır.