Gerek Türkiye sınırları içerisinde gerekse dış ülkelerin sınırları içerisinde yapılan arkeolojik kazılar sonucu Trakya’daki en önemli kalkolitik dönem yerleşmesi Kırklareli ili sınırları içerisinde bulunan Aşağıpınar Höyüktür. Bu höyükte yapılan arkeolojik kazılarda ele geçen insan kemikleri üzerinde yapılan karbon 14 işlemi sonucu höyüğün tarihi en erken İ.Ö. 5800 yılına götürülmüştür.
Mimari
Bu yerleşmedeki mimari, Anadolu’nun hemen hemen her yerleşmesinde olduğu gibi dörtgen planlı evlerden ibaretti. Ağaç dikme, dal örgülü duvarlardan meydana gelen bu barınakların duvarları birkaç kez çamurla sıvanırdı. Bu bahsi geçen evler Neolitik dönemdekinin aksine, yani birbirine yakın olmanın aksine birbirinden ayrı olarak inşa edilirdi. Böylece bahsi geçen yerleşim giderek daha çok kent görünümü almaya başlamıştı. Bunun yanı sıra yerleşimin etrafı, ahşap malzemeden yapılmış ama taş ile desteklenmiş bir savunma duvarı ile çevriliydi. Bunun yanı sıra savunma duvarını bir de hendek takip ediyordu. Böylesine bir savunma sistemi akla savaşları getirse de, burada böylesine bir savaş yaşandığına dair bulgular edinilmemiştir. Bu savunma sistemi daha çok vahşi hayvanların içeriye girmesini önlemek için yapılmış olsa gerekir.
Din Anlayışı
Din anlayışı Anadolu’daki çağdaş merkezlerle benzerlik gösterse de, birtakım farklılıklar bulunur. Daha önceki yazılarımızda defalarca belirttiğimiz üzere, Anadolu’da uzun yıllardır bir Tanrıça Ana kültürü hakimdir. Kadın çocuk doğurduğu için o dönemin insanlarında kutsal görülmüş ve tanrı olarak düşünülmüştür. Yapılan kazılarda çok sayıda üreme organları abartılarak tasvir edilmiş tanrıça ana figürinleri ele geçmiştir. Aşağıpınar kazılarında da bu figürinlerden çok sayıda ele geçmiştir. Lakin bu figürinlerde cinsel organlar abartı olmadan verilmiş, bunun aksine yüzde bulunan burun ve kulak gibi organlar vurgulanmıştır. Bununla birlikte ağız hemen hiç verilmemiştir. Bununla birlikte büyük boyutlu insan görünümlü vazolar da dinle ilgili olmalıdır.
Yaşayış
Bu yerleşim yerinde yapılan kazılarda Aşağıpınar sakinlerinin tarımda oldukça gelişmiş olduğu görülür. Burada yaşayan insanlar iki tür buğday, arpa, mercimek ile burçak tarımı yapıyordu. Bununla birlikte koyun, keçi, domuz ve sığırı evcilleştirerek bunların da etlerinden faydalanıyorlardı. Tarımla birlikte avcılık da süregeliyordu. Geyik ve yaban sığırı avlandığına dair arkeolojik kalıntılar ele geçmiştir.