Hititler Anadolu’ya milattan önce 2000’li yıllarda gelmişlerdir. Anadolu’da mevut bulunan Hatti krallığına hükmetmişlerdir. Hattiler, Hititler içinde eriyerek kaybolmuşlardır. Hititler önceleri şehir devletleri şeklinde örgütlenmişler ancak daha sonra krallık ve imparatorluk haline gelmişlerdir. O döneme kıyasla oldukça geniş bir alanda hakimiyet kuran Hititler, Anadolu‘nun tam ortasında Kızılırmak yayı içinde kurulmuşlardır. Başkentleri Boğazköy yani Hattuşaş’tır. Kullandıkları dil Hint – Avrupa dil ailesindendir. Yabancı teze göre dilleri açısından Hititlerin, Avrupalı bir ırk olduğu düşünülmekle birlikte Atatürk’ün Tarih tezine göre Hititler bir Türk ırkıdır. Ancak Türklerin Orta Asya’dan geldiği kabul edildiği için (bu tezin çürüdüğü düşünülmektedir bkz. Türklerin Kökeni) Hititlerin Avrupalı olduğu daha çok kabul görmektedir. Hititlerle ilgili köken tartışmalarını başka bir makaleye bırakıp Hititleri anlatmaya devam edelim!
Hititler MÖ 1650 – MÖ 1450 Eski Krallık Devri ve MÖ 1450 – MÖ 1200 İmparatorluk Devri olarak iki aşamada incelenir. Hititler, Asur Ticaret kolonileri sayesinde yazıyı geliştirmişlerdir. Hem hiyeroglif yazısı hem de çivi yazısı kullanırlar. Kendilerine özgü bir Anadolu Sanatı geliştirmişlerdir. I. Hattuşili tarafından kurulan Hititler hiçbir zaman bir kabile devleti gibi davranmamıştır. Yayılmacı bir politika izleyerek imparatorluk kurmuşlardır. Ancak Milattan önce 1200’de yıkılmışlardır. Neden yıkıldıkları tam olarak belirlenememiştir. Ancak yıkılışlarında Mısırlıların değil Denizden gelen kavimlerin etkili olduğu düşünülmektedir. Hititler Mısırla tarihin ilk yazılı anlaşması olan Kadeş Anlaşmasını yapmışlardır. Milattan önce 1296 yılına ait bu anlaşma ile Suriye’nin konumu belirlenmiştir. Hititler Hititçe, hattice ve birkaç lehçe kullanırlardı. Çok fazla tanrıları vardı sadece kendi tanrılarına değil komşu uygarlıkların da tanrılarına inandıkları için Hitit ülkesine “Bin tanrı ili” denmiştir. Hititler ilk tarih yazıcılığına da başlatan uygarlıktır. “Anal” adı verilen yıllıklar tutan Hititler bu yıllıklarda Tanrılara hesap verirlerdi bu nedenle bu yıllıklara hem zaferleri hem de yenilgileri yazarak objektif tarih yazıcılığının başlatıcısı olmuşlardır. Hititlerde Pankuş meclisi adı verilen bir meclis bulunuyordu, bu meclis zaman zaman kralın yetkilerini sınırlayabiliyordu. Pankuş meclisi bir danışma meclisi niteliğindeydi, Kralın karakterine ve gücüne göre bu meclis kralı sınırlayabiliyor ya da sadece danışma meclisi olarak kalabiliyordu. Hititlerde kraldan sonra en yetkili kişi Tavananna adı verilen Kraliçeydi! Kraliçe kralla birlikte anlaşmalara imza atıyor kral yokken ülkeyi yönetiyordu… Hitit imparatorluğu milattan önce 1200’lerde yıkıldı.