Hemen herkesçe bilinen, sonunda tarihin bilinen ilk yazılı antlaşması olan Kadeş Antlaşmasının imzalandığı Kadeş savaşının, yaklaşık olarak İ.Ö. 1285 yılında yapıldığı düşünülmektedir.
Savaşın nasıl başladığı konusuna gelirsek. Mısır Kralı 2. Ramses, 4 tümeni ile birlikte kuzeye doğru yürümeye başladı. Bu tümenin adları ise sırasıyla Amun, Reh, Ptah ve Seth adlarını taşıyordu. Seth, karanlığın tanrısı anlamına geliyordu ve Ramses’in çok sevdiği babası Seti’nin adını aldığı tanrıydı. Amon ise, tam tersi olarak aydınlığın tanrısıydı. Tümenlerinin ismini tanrı isimlerinden alan ordu, yaklaşık olarak 20 000 kişiydi.
Bahsi geçen ordu ile birlikte 2. Ramses, bugünkü Asi ırmağı kenarına geldiğinde iki kaçak askerle karşılaştı. Bunlar Hitit ordusundan kaçtıklarını ve casusluk etmek istediklerini söylediler. Ayrıca Ramses’e, Hitit Ordusunun çok uzaklarda olduğunu söylediler. Ancak durum tam tersiydi. Hitit Kralı Mutavalli, çok büyük bir kuvvet ile Kadeş yakınlarındaydı. Daha önceki bir yazımızda karakterini ve politik anlayışını uzun uzadıya anlattığımız Hitit Kralı Mutavalli’nin kuvvetleri yaklaşık 35 000 kişiydi. Bununla birlikte Hititler, at arabası üzerinde savaşmayı çok severlerdi ve bunu bir sanat haline getirmişlerdi. Diğer uygarlıklar at arabaları üzerinde, Hititler kadar iyi savaşamadıklarından at arabaları sadece kumandanların savaşabildiği ve lojistik için kullanılan araçlarken, Kadeş’te bekleyen Hitit ordusunda 5000 araba bulunuyordu. Her bir arabada en az 2 asker olduğunu düşünürsek, Hitit ordusunda en az 10 000 arabalı süvari bulunuyordu. İşte Mutavlali, bu kuvvetleri ile Kadeş’te Ramses’e pusu kurmuştu. Bununla birlikte Kadeş savaşının anlatıldığı Mısır hiyerogliflerinde Hitit arabalarının üstünde 3 adet asker olduğu tasvir edilmiştir. Yani bu sayı 15 000’e kadar çıkıyordu.
Ramses, özel koruma alayı ile birlikte Kadeş’e yaklaştığında iki tümeninden birisi doğudan birisi de batıdan şehire giriyordu. Ancak arkada kalan iki tümen oldukça uzaktaydı ve ardı ardına geliyordu. Bu sırada Ramses, 2 tane Hititli asker buldu ve konuşmalarını bir şekilde(!) sağladı. Yakalanan askerler, Hitit kralının ve onun ordusunun Kadeş’in kuzeyinde olduğunu söylediler. Ramses bu bilgi ışığında arkada kalan iki tümenine hemen haber yollasa da, Hitit ordusu büyük bir hızla harekete geçti. Kadeşe doğru yürüyen Re tümenine büyük bir baskın yapan ordu, tümeni bozguna uğrattı. Bununla birlikte kuzeydeki Aman tümeni de aynı şekilde bozguna uğratıldı.
Ancak bundan sonra Hitit Ordusu bir problemle karşılaştı. İki tümeni büyük bir hezimetle mağlup ettikten sonra ordu, savaşın bittiğini ve Hitit ordusunun kazandığını düşündü. Ancak bu sırada güneyden haberi alan bir birlik yıldırım saldırısını bu sefer Hititler üzerine uyguladı.
Sonuç olarak savaş ortada kaldı. Yani iki tarafta yenişemedi. Mısır hiyerogliflerine baktığımızda Kadeş savaşını anlatan tasvirlerde, Mısırlıların sanki büyük bir galibiyet almışçasına propaganda yaptığı görülecektir. Ancak asıl gerçek tam tersidir. Zira 2. Ramses savaşın sonunda geriye çekilmek zorunda kalmış, Hititler de hiçbir zorlama olmaksızın Şama kadar gelmişlerdi. Daha önce Mısırlıların safına katılan Amurru Devleti de tekrar Hititlerin bir eyaleti konumuna gelmişti. Bu gelişmelerden sonra Suriye topraklarında Mısır’dan söz etmek artık mümkün değildi.