HİTİTLERİN ANADOLUYA GELİŞİ

Buğra KURU 6.4k Görüntüleme
3 Dk Okuma

    Alacahöyük, Boğazköy ve çevresindeki diğer yerleşim yerlerinde yapılan arkeolojik kazılarda İ.Ö. 2. Bin tabakalarında çoğunlukla yangın tabakalarına rastlanmıştır. Bu tarihe kadar Anadolu yüzbinlerce yıl barış içerisinde yaşamış, her hangi bir savaşa ev sahipliği yapmamıştır. Ancak bu tarihten sonra bir nedenle savaşların başladığını ve yerleşim yerlerinin yakılıp yıkılmaya başlandığı tahmin edilmektedir. Bu da beraberinde bir soruyu getirmektir. Ne olmuştur da Orta Anadolu’da binlerce yıldır barış içerisinde yaşayan halkların yerleşimleri düşmanlar tarafından tahrip edilmiştir?


Anadolu’ya Hitit’lerin Girişi

    Alacahöyük ve Boğazköy’ün dışında Alişar Höyük, Bitik, Karaoğlan, Dündartepe, Karahöyük’te yapılan kazılarda ortaya çıkartılan yangın tabakalarının hemen üst tabakasında ise bir Hint-Avrupa kavmi olan “Hititler”in izleri bulunmaktadır. Bu da Hititlerin göç yolu ile Anadolu’ya geldikleri ve buradaki halklar ile savaşarak onların “kent”lerine yerleşmişlerdir. Ancak Hititlerin nereden geldiği ile ilgili birkaç adet fikir bulunmaktadır. Bunlardan en çok kabul göreni, Ekrem Akurgal’ın da bahsettiği gibi Hitit’lerin Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden Orta Anadolu’ya geçiş yaptığını, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ise Kafkaslardan girdiği teorisidir.

    Anadolu’ya giriş yapan Hititlerden başka, irili ufaklı birçok Hint Avrupa kavmi daha Orta Anadolu’ya geçiş yapmıştır. Ancak bu geçiş öyle tek bir savaşla, birden olmamış; tam aksine uzun yıllar süren bir sızma operasyonu ile tamamlanmıştır. İ.Ö. 2000 yılları ile 1600 yılları arasında Hatti ve Hurri gibi büyük uygarlıkların yanı sıra bu bahsi geçen birçok irili ufaklı hint Avrupa kavimleri arasında hangisinin yerli, hangisinin göç yolu ile buralara geldiği hususunda çok fazla bir şey söylememekteyiz. Bunun en önemli nedeni de, bu hint Avrupa kavimlerinin krallarının ve prenslerinin Anadoluya geldikten sonra Hattice ve Hurrice isimler kullanmaya başlamalarıdır. Ancak 1600 yıllarına geldiğimizde kurulan Hitit Krallığının, geçen 250 yıllık süre boyunca yavaş yavaş Anadolu’nun yerli halkını bastırdığını ve hakim olduğunu görüyoruz.

    Bu hakimiyetin kurulmasının neden bu kadar uzun yıllar gerektirdiğini ve nasıl olduğunu da irdeleyecek olursak eğer; Hititlerin çok başarılı bir politika izlediğini göreceğiz. Zira Hititler gittikleri her yerde yerli halk ile kaynaşmış, onların isimlerini ve dahası da tanrılarını almışlardır. Bu nedenledir ki Hitit dini, “100 tanrılı din” olarak adlandırılır. Yani Hititler, yerli halk ile savaşıp, onları bir kerede yok etme yoluna gitmek yerine, yavaş yavaş ve yerli halk ile kaynaşarak hakimiyet  kurmaya çalışmışlar ve nitekim de oldukça zengin; birçok arkeoloğa göre de Mısır medeniyeti ile yarışacak düzeyde bir medeniyet ortaya koymuşlardır.

Bu İçeriği Paylaşın
Yorum bırakın

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

Exit mobile version