HİTİT YAZISI

Buğra KURU 11.1k Görüntüleme
3 Dk Okuma

    Hititler, çivi yazısını ve hiyeroglif dediğimiz çeşitli şekillerden oluşan yazı sistemini bir arada kullanıyordu. Hititlere ait yerleşim yerlerinde yapılan kazı çalışmalarında ele geçen en eski yazılı tablet, Asurluların kullandıkları çivi yazısından daha da eskiye dayanmaktadır. Dolayısıyla Hititlerin bu yazıyı ne zaman kullanmaya başladıkları oldukça esrarlıdır. Anadolu’ya geldikten sonra mı bu yazıyı öğrendiler yoksa Anadolu’ya gelmeden önce mi bu yazıyı biliyorlardı bu sorunun yanıtını vermek oldukça güç.

    Hititler çivi yazısında sözcükleri hecelere ayırıyordu. Bununla birlikte hiyeroglif yazılarında da aynı şekilde heceleme sistemi görülürken aynı zamanda eski usul olarak bir kelimeyi bir figürün sembolize etmesi biçimi de halen devam etmekteydi.


Hitit Dilinin Çözülmesi

    En önemli Hitit merkezi olan, başkent Hattuşaş’ta yani Boğazköy’de 1. Dünya Savaşı öncesinde yapılan arkeolojik kazı çalışmaları sırasında ele geçen yazılı tabletler ile ilk olarak çek bir dil bilimcisi olan B. Hrozny Hitit dili ile alakalı bir çalışma yayımladı. Bu çalışmada Hitit grameri ile ilgili bir takım bilgilerin yanı sıra bu dilin kesin olarak Hint – Avrupa dil ailesine mensup olduğunu söyledi.    Daha sonra bu çalışmayı takip eden birçok çalışma oldu. Ferdinand Sommer ise 1930 yılına kadar yaptığı çalışmaları bir kitap haline getirerek, Hititçeyi belirli bir ölçüde çözer. Daha sonra ise bu çalışmadan yararlanan tarihçiler ve arkeologlar Hitit tarihi ile alakalı birçok bilinmeyeni çözmeye başlarlar.   

    Hitit Hiyeroglifleri’nin çözümü üzerine yapılan ilk çalışmalar 20. Yüzyılın hemen başlarında başlamıştır. O günden günümüze kadar hemen hemen bütün resimli yazılar toparlanmış olsa da, günümüzde halen Hitit Hiyeroglifleri tam anlamıyla çözülmüş değildir. Ancak yine de bu yazı ile alakalı bir takım bilgilere sahibiz.

    Hitit Hiyeroglifleri daha çok Orta Anadolu ile Anadolu’nun güney kesimlerinde kullanılmıştır. Bununla birlikte ilerleyen dönemlerde Anadolu’nun batısına kadar ilerlemiştir. Bu yazı türünün daha çok halk ile olan iletişim için kullanıldığı düşünülmektedir. Zira tek bir kelimenin bir figür veya şekil ile temsil edildiği hiyeroglif yazısı, daha karmaşık olan çivi yazısına göre oldukça kolay okunuyordu.

    Bu yazının kökeni ise Luviler tarafından icat edilen hiyeroglif yazısı olması muhtemeldir. Hitit hiyeroglifleri Girit hiyeroglifleri ile de oldukça büyük benzerlikler göstermektedir. Günümüzdeki çalışmalar oldukça umut vericidir. Çünkü Karatepe’de, hem hiyeroglif hem çivi yazısı hem de Fenike yazısı ile yazılmış olmasından dolayı çeviriler yapılmaya başlanmıştır. Zira bir metin, birkaç dilde yazılıyorsa, eğer bu dillerden birisi biliniyor ise diğer dillerin çözümü yapılabilmektedir. Bu tarz iki dil ile yazılmış yazıtlara bilingual yazıtlar, üç dille yazılmış yazıtlara ise tringual yazıtlar denmektedir.

Bu İçeriği Paylaşın
Yorum bırakın

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

Exit mobile version