Anadolu seramik sanatı, oldukça köklü bir geçmişe sahipti. Ancak İ.Ö. 3000 yıllarının başında, bu sanat biraz olsun gerilemeye başlar. Bununla birlikte aynı binyılın ortalarına doğru ise Hattiler ile birlikte tekrar yükselişe geçmiş, Hitit Beylikleri zamanında ise daha da parlak bir seviyeye gelmiştir.
Hitit seramik sanatında da, Hitit Beylikleri zamanında üretilen seramiklerin etkisi görülür. Örneğin, eski tunç çağında yaygın olarak üretilen ve daha sonra Hatti sanatçılar tarafından geliştirilen gaga ağızlı testiler, Hititli çömlekçiler tarafından daha değişik şekillerde yapılmışlardır. Ayrıca eski dönemlerde sıkça kullanılan rhyton yani hayvan görünümlü kaplar, Hitit döneminde de sıklıkla kullanılmış, özellikle de aslan ve boğa gibi hayvanlar tasvir edilmiştir. Bu kaplar genellikle dini nitelikte olup, kutsal sunularda kullanılmış olmalıydılar.
Bununla birlikte Hitit seramik sanatında, kabartma şeklindeki bezeme oldukça yaygındı. Hayvan ve insan tasvirleri kabartma tekniği ile seramik kaplara işlenirdi. Örneğin “Bitik Vazosu” bu tekniğin kullanıldığı en önemli ve en ünlü Hitit çömlekçiliği örneklerinden birisidir.
Bitik Vazosu
Bu vazoda ana sahnede kutsal evlenme sahnesi görülmektedir. “Hiaros Gamos” adı verilen bu kutsal evlilik töreni, dünya tarihinde bilinen en eski örnektir. Tasvirde erkek figür, gelinin duvağını açar biçimde resmedilmiştir. Aynı zamanda elindeki kadehten karısına içki sunmaktadır. Günümüzde halen bu “duvak açma” geleneği devam ederken kimi yerlerde “içki sunma” ya da İslam dini ile birlikte içkinin geri plana atılması ile “pasta ikram etme” geleneği devam etmektedir. Yani bu geleneklerin kökeni Hititlere dayanmaktadır. Dolayısıyla bu gelenek tamamen “Anadoluludur.”
Tekrar vazoya gelirsek, vazodaki gelin ve damat büyük bir ihtimalle halkın yüksek kesimindendi. Ama hiaros gamos adı verilen kutsal evlilik, Hititlerde aslında baş tanrı ile baş tanrıça arasında gerçekleşmişti. Hititler’den önce Anadolu’da daha önceki yazılarımızda çok kez belirttiğimiz üzere dişi bir tanrı kültü hakimdi. Ancak Hititler’de ise tam tersine, erkek tanrı kültü daha hakimdi. Anadolu’ya göç yolu ile gelen Hititler, bu zıtlığa karşı oldukça akıllı bir yöntem geliştirdiler ve Gök Tanrı, Güneş Tanrıçası ile evlenerek aynı saygınlığa ve kutsallığa sahip oldu. Böylece hem kendi gelenek ve dini anlayışlarını hem de yerel gelenek ve dini anlayışlara karşı yıkıcı değil, yapıcı bir tutum sergilediler.
Ancak bu vazoda da gördüğümüz üzere, erkek biraz da olsa kadından üstün konumdadır. Hititlerde sağ yön oldukça kutsaldı, bu vazoda da gördüğümüz üzere, erkek sağ yönde, kadın ise sol yönde bulunmaktadır. Bu “protokol” durumu daha sonra Roma döneminde de görülmüş ve oradan da Avrupaya geçmiştir. Ekrem Akurgal bugünkü İngiliz Kralı da, törenlerde eşlerini eski Hitit protokolünde olduğu gibi sol yanlarına aldığından bahseder.
İnandık Vazosu
İnandık vazosu, üstteki vazoda olduğu gibi evlilik ile ilgili bir sahneye ev sahipliği yapar. Ancak bu kapta, evlilik törenindeki müzik eşliğindeki dans konu alınır. Bununla birlikte ayakta olacak şekilde cinsel ilişkiye giren tasvirlerin bulunduğu erotik bir konu da içerir.