İkinci kez çok partili hayata geçiş denemesi 12 Ağustos 1930'da Serbest Cumhuriyet Fırkası'nın kurulmasıyla gerçekleşti. Partinin kadrosunda önemli isimler vardı: Ahmet Ağaoğlu, Nuri Conker, Dr. Reşit Galip, Refik İsmail, Mehmet Emin Yurdakul, Süreyya İlmen, İbrahim Süreyya Yiğit, Tahsin Uzer, Ali Galip…
Atatürk, kız kardeşi Makbule Atadan'ın da partiye üye olmasını sağladı. Bununla yeni partinin duyduğu çekinceleri ortadan kaldırmayı amaçlamıştı. Yine Atatürk'ün çocukluktan itibaren çok iyi bir arkadaşlık kurduğu Nuri Conker de Serbest Cumhuriyet Fırkası Genel Sekreteri idi.
Partinin ilk zamanlarındaki üyeleri Atatürk'ün yönlendirmesiyle katılmışlardı. Ayrıca Atatürk bir grup milletvekilinin yeni kurulan bu partiye geçmesini de sağladı.
HALKIN BÜYÜK İLGİSİ
Parti kısa bir süre içinde halk tarafından büyük ilgi gördü ve üye sayısı önemli rakamlara ulaştı. Liberal görüşleri esas alan bir parti olmasına karşın geniş bir siyasi yelpazeyi arkasına aldı. Öyle ki, liberal bir ekonomik anlayışı benimsemesine karşın işçi sınıfının da desteğini aldı. Medyada da destek kazanmaya başladı. Yarın ve Tan gazeteleri partiyi destekleyen yayın organlarındandı.
AYDIN İL BAŞKANI ADNAN MENDERES
Serbest Cumhuriyet Fırkası 67'ilin 37'sinde örgütlenmişti. İl başkanları arasında Hakkı Baltacıoğlu(İstanbul), Dr. Ekrem Hayri Tündağ(İzmir), Cihangiroğlu İbrahim Aydın(Kars) Adnan Menderes(Aydın) gibi isimler vardı.
Serbest Cumhuriyet Fırkası'nın önde gelenleri Batı Anadolu turuna çıkmaya karar verdi. İzmir, Aydın, Manisa gibi birçok şehri kapsayan bir gezi programı düzenlendi. Bunlar arasında İzmir ayrı bir önem taşıyordu.
İZMİR GEZİSİ
Ali Fethi Okyar ve partinin önde gelen kadrosu İzmir'e vardıklarında büyük bir coşkulu kalabalık tarafından karşılandılar. “Serbest Cumhuriyet Fırkası Olayı” kitabı yazarı Çetin Yetkin İzmir ziyaretiyle ilgili ilginç bir bilgi aktarır: “… Serbest Cumhuriyet Fırkası Genel Başkanı Fethi Bey(Okyar) ve arkadaşlarının İzmir gezilerinden önce, Gazi Mustafa Kemal, hükümeti eleştirmekte olduğu için halkın Fethi Bey'e tepki gösterebileceğini düşünerek, SCF yöneticilerinin korunması amacıyla İzmir Valisi'nden koruma önlemleri almasını istemiştir. İlginçtir ki, Fethi Bey ve arkadaşları da, İzmir Limanı'na toplanan 50 bini aşkın kişinin kendilerini protesto etmek amacıyla mı, yoksa karşılamak için mi geldiğini, son ana dek, anlayamamışlardır.”(1)
“BEN CUMHURİYET HALK FIRKASI'NIN UMUMİ REİSİYİM”
Ali Fethi Okyar'ın İzmir'de yapacağı konuşmayı halk büyük bir merakla bekledi, ancak konuşma gerçekleşemedi. Şehirde büyük çatışmalar yaşandı ve CHP binası taşlandı. Yaşanan olaylar sonucunda iki kişi öldü, onbeş kişi yaralandı. Fethi Bey konuşmasını daha sonra gerçekleştirebildi. Yaptığı konuşmada tek partinin hoşnutsuzluk yarattığını ve bu sistemi destekleyenlerin kendilerini istemediğini dile getirdi.
İzmir'de yaşanan olaylar CHP'lileri oldukça kızdırdı. Serbest Cumhuriyet Fırkası'na yönelik sert eleştirilerde bulundular. Atatürk de bu eleştirilerden nasibini aldı. Atatürk'ün hangi tarafta olduğu sorgulandı ve açıklama yapması istendi. Atatürk de eleştiriler üzerine, “Ben Cumhuriyet Halk Fırkası'nın Umumi Reisiyim. Bu teşekküle tarihen bağlıyım. Bu bağı çözmek için hiçbir sebep ve icap yoktur ve olamaz” açıklamasını yaptı.
BELEDİYE SEÇİMLERİ
Tüm bu gelişmelerin ardından belediye seçimleri yapıldı. Serbest Cumhuriyet Fırkası 502 seçim bölgesinden 40'ını kazanmıştı. Fakat bu sonuçlar parti yönetimini memnun etmedi. Seçimlerde usulsüzlük yapıldığını düşünüyorlardı. Bunun üzerine Ali Fethi Okyar 6 Kasım 1930'da TBMM'de bir önerge verdi. 15 Kasım'da da mecliste konu üzerine bir konuşma yaptı.
FESİH BEYANNAMESİ
Ali Fethi Okyar, 16 Kasım 1930 günü bir beyanname yayınladı ve Serbest Cumhuriyet Fırkası'nın kapatıldığını ilan etti: “Büyük Gazimiz Mustafa Kemal Hazretleri'nin teşvik ve tesiriyle Serbest Cumhuriyet Fırkası'nı tesis etmiştim. Kanaatimce, bu teşvik ve tasvip tabiatiyle teşkil edeceğim fırkanın Gazi Hazretleri'ne karşı siyasi mücadeleye girmek ihtimalini bertaraf ediyordu. Esasen bu karar haricinde, siyasi bir teşekküle vücut vermek mes'uliyetini almayı hatırıma getirmemiştim.
Halbuki, tahakkuk eden şekle göre fırkamızın atiyen Gazi Hazretleri'yle siyasi sahada karşı karşıya gelmek vaziyetinte kalabileceği anlaşılmıştır. Bu vaziyette kalacak bir siyasi teşekkülün mevcudiyetini fırka müessisi sıfatıyla muhafaza ve idameyi muhal buluyorum. Bu sebeple Serbest Cumhuriyet Fırkası'nı feshe karar verdim.”
-
Serbest Cumhuriyet Fırkası Olayı, Çetin Yetkin, Karacan Yayınları 1982, s.168