SERBEST CUMHURİYET FIRKASI – 1

Mert Can DEMİR 4k Görüntüleme
4 Dk Okuma


   Türkiye, 1923 yılında ilan edilen cumhuriyet rejimiyle birlikte çok partili hayata geçişi gündemine aldı. Sonuçta cumhuriyet rejiminin en önemli unsurlarından biri hükümeti denetleyen bir muhalefetin varlığı idi. Çok geçmeden bu yönde çalışmalara başlanıldı. Çok partili hayata geçiş deneyimi ilk olarak 17 Kasım 1924 günü Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın kurulmasıyla gerçekleşti. Partinin kurucuları arasında Kazım Karabekir, Rauf Orbay ve Ali Fuat Cebesoy gibi Kurtuluş Savaşı'nın sembol isimleri vardı. Ancak büyük umutlarla kurulan bu parti fazla uzun ömürlü olamadı. Şeyh Said İsyanı'nın ardından 5 Haziran 1925 günü kapatıldı. Bir süre sonra da partinin önde gelenleri Atatürk'e yönelik gerçekleştirilmek istenen “İzmir Suikasti“ne karıştıkları iddiasıyla yargılandı. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası daha bir senesini bile doldurmamıştı. Böylece çok partili hayata geçiş için yapılan ilk deneme başarısızlıkla sonuçlandı. 



1929 DÜNYA EKONOMİK BUNALIMI

   Türkiye tek parti rejimiyle yola devam ederken 1929'da dünya genelinde ekonomik kriz patlak verdi: “1929 Dünya Ekonomik Bunalımı.” ABD'de başlayan kriz hızla tüm dünyaya yayılmış ve büyük çöküntülere neden olmuştu. Tarım ülkesi olmasından dolayı krizin Türkiye'ye çok fazla etki etmeyeceği öngörülüyordu. Fakat öyle olmadı; kriz Türkiye'de etkisini yavaş yavaş göstermeye başladı. En çok da köylü kesimi etkilendi. Bu sebeple köylü kesimde hükümete karşı ciddi rahatsızlıklar baş gösterdi. Krizden köylülerin dışında etkilenen diğer kesimler de işçi ve tüccarlardı. Toplumda tam anlamıyla bir hoşnutsuzluk hakimdi. 



ALİ FETHİ OKYAR

   Türkiye'de ekonomik krizin yol açtığı sıkıntılar baş gösterirken Paris'te bulunan Ali Fethi Okyar'ın kafasında yeni bir muhalefet partisi kurma fikri vardı. Ali Fethi Okyar, 22 Kasım 1924-2 Mart 1925 tarihleri arasında başbakanlık yapmış; Şeyh Said İsyanı'nın ardından koltuğunu İsmet İnönü'ye bırakmıştı.

   Atatürk'ün kafasında da mecliste iktidarı denetleyen bir muhalefet partisinin kurulması düşüncesi vardı. “Atatürk neden muhalefet partisi kurulmasını istedi?” Bu konuda çeşitli yorumlar var. 1-) Atatürk'ün toplumda yükselişe geçen muhalefetin siyasi mecrada ses bulmasını istemesi. 2-) Atatürk'ün İnönü'nün gücünü kesmek istemesi. 

   Ancak ileride görülecekti ki, kurulacak parti çok sınırlandırılmış bir muhalefet partisi olacaktı. Bir nevi hükümet kendi kontrolünde bir muhalefet partisi oluşturmak düşüncesindeydi.



ATATÜRK İLE ALİ FETHİ OKYAR'IN MEKTUPLARI

   Atatürk, yazları sık sık Türkiye'ye gelen Ali Fethi Okyar'la Yalova'da bu konu üzerine bir görüşme gerçekleştirdi. Bu görüşme sonucunda ikili birbirlerine mektup yazmayı kararlaştırdı. Bu doğrultuda Fethi Okyar Atatürk'e bir mektup gönderdi. Ali Fethi Okyar mektupta ülke ekonomisinin olumsuz durumundan ve ağır vergilerden bahsederek bunu önlemek için bir muhalefet partisinin kurulması gerektiğini belirtiyordu. Atatürk de bu mektuba cevaben şunları diyordu: “…Reisicumhur olmayarak yalnız fiilen Cumhuriyet Halk Fırkası Reisi bile bulunsaydım fırka programını ve şeraitini tenkit eden ve insani ve siyasi ahlakına emin olduğum sizin gibi bir zatın mütalaalarını dikkat ve muhabbetle dinlerdim ve istifadeli bulurdum, Memnuniyetle tekrar görüyorum ki, laik Cumhuriyet esasında beraberiz. Zaten benim siyasi hayatta bir taraflı olarak daima aradığım ve arayacağım temel budur. Binaenaleyh Büyük Mecliste aynı temele istinat eden yeni bir fırkanın faaliyete geçerek millet işlerini serbest münakaşa etmesini Cumhuriyetin esaslarından sayarım. Bu itibarla noktai nazarlarınızı takip için siyasi mücadeleye girmenizi bittabi hüsnü telakki ettim.”

   Atatürk muhalefet partisi kurulması yönünde olumlu düşünceler taşısa da Ali Fethi Okyar'ın aklında bazı sorular vardı. Atatürk cumhurbaşkanıydı, ancak aynı zamanda da CHP Genel Başkanı idi. “Atatürk her iki partiye karşı tarafsız bir şekilde davranacak mıydı?” Atatürk bu konuda şu açıklamayı yaptı: “Reisicumhur bulunduğum müddetçe, reisicumhurluğun uhdeme tevdi eylediği yüksek ve kanuni vazifeleri, hükümette olan ve olmayan fırkalara karşı adilane ve bitarafane ifa edeceğimi ve laik Cumhuriyet esası dahilinde fırkaların her nevi siyasi faaliyet cereyanlarının bir maniaya uğramayacağını temin ederim.”

   Tüm görüşmelerin ve alınan güvencelerin neticesinde 12 Ağustos 1930'da Serbest Cumhuriyet Fırkası kuruldu. Böylece çok partili hayata geçişte yeni bir adım atıldı. 

Bu İçeriği Paylaşın
Yorum bırakın

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

Exit mobile version