LOZAN ANTLAŞMASI ÜZERİNE SPEKÜLASYONLAR

Mert Can DEMİR 4k Görüntüleme
4 Dk Okuma

   Mustafa Kemal Paşa, Lozan Antlaşması imzalandıktan sonra İsmet İnönü'ye memnuniyetini bildiren bir telgraf çekti. Telgrafta şunlar yazıyordu: “Millet ve hükümetin size vermiş olduğu yeni görevi başarıyla bitirdiniz. Memlekete bir dizi yararlı hizmetten ibaret olan ömrünüzü bu defa da, tarihi bir başarıyla taçlandırdınız. Uzun mücadelelerden sonra vatanımızın barışa ve bağımsızlığa kavuştuğu bugünde parlak hizmetiniz dolayısıyla sizi, muhterem arkadaşlarımız Rıza Nur ve Hasan Beyler'i ve çalışmalarınızda size yardım eden bütün delegelerimizi, teşekkürlerimizle tebrik ederim.” (1)

   Mustafa Kemal Paşa, telgrafta hislerini açık olarak belirtmişti. Antlaşmadan memnundu. Sadece Mustafa Kemal Paşa değil, birçok hükümet yetkilisi de “onurlu” ve “kazançlı” bir antlaşma imzalandığı görüşündeydi.

   Ancak, Lozan Antlaşması üzerine yıllardan beri farklı düşünceler ortaya atıldı. Çok sayıda spekülasyon yapıldı. Şu sorular yıllardır gündemde oldu: “Lozan bir başarı mıydı, yoksa hezimet miydi?”, “Lozan'da gizli maddeler ya da anlaşmalar var mıydı?” Bu soruların cevabında tarihçiler pek anlaşamamakta ve farklı cevaplar vermekte.


RIZA NUR'UN ANILARI

   Lozan Antlaşması'nın gizli kalmış yönleri bulunduğunu ya da hezimet olduğunu söyleyenlerin dayanağı, Lozan'daki heyette yer alan Dr. Rıza Nur'dur. Dr. Rıza Nur, anılarını yazdığı Hayat ve Hatıralarım adlı kitabında Lozan Antlaşması konusunda ilginç bilgiler vermekte. Bu kitapta Dr. Rıza Nur, Mustafa Kemal Paşa'nın Lozan'da bir mutabakata varılması karşılığında İstanbul'u bile gözden çıkardığını anlatır. Bunun dışında Lozan konusunda şunları söyler: “Lozan, Türk zaferinin bedeli değildir. Eksiktir, noksandır, kusurludur. Oluk gibi akan Türk kanı ve zafere bağlanan Türk ümidinin karşılığı olmamıştır. İsmet’e beş on defa söyledim: Bu muahedeyi yaptık. Bunda türlü gayeler vardır. Muahedenin tatbikatının bu gayelere doğru fiilen yürütülebilmesi için “muahedenin tatbikatı komisyonu” diye bir komisyon yap. Bir de bu gayeleri gizli olarak yazalım, bu komisyona ver. Başvekil idi, yapardı, yapmadı. Halbuki bir yıl sonra Yunanistan buna benzer bir heyet yaptı.” (2)

   Pek çok tarihçi, bu anıları, Lozan konusundaki düşüncelerinde dayanak noktası yapar. Ancak, Dr. Rıza Nur'un anıları ne kadar tutarlı ve gerçekçiydi? Tarihçi Murat Bardakçı bu konuda şunları söyler: “Zırvalara inananlara göre, Lozan'da daha büyük kayıplara uğramamızı engelleyen kişi, mükemmel bir tarihçi ve iyi bir Türkolog ama çok kötü politikacı olan ikinci delege Dr. Rız Nur'dur. Rıza Nur'un hatıralarında sık sık rastlanan mesnedsiz iddialar arasında 'Fransız delegeye haykırdım, Venizelos'a bir kafa attım, Lord Curzon'un suratını dağıttım, İtalyan o sırada zaten altına yapmakla meşgulü, İsmet ise çoktan kaçmıştı' gibisinden hayali ifadelere bol bol rastlanır ve okuyanlar bu ifadeleri gerçek zannederler.” (3) Dolayısıyla, Rıza Nur'un anıları yüzde yüz olarak doğru kabul edilemez.

   Lozan Antlaşması'nda daha fazla kazanım elde edilebilir miydi? Örneğin; Musul hiç olmazsa askeri yolla alınabilir miydi? Bu, o zamanki durum gözetildiğinde oldukça zordu. Ordu, büyük bir mücadeleden çıkmış ve çok yıpranmıştı. Askeri teçhizatlar da Musul'a sahip olmak isteyen İngiliz ordusuyla kıyaslanamazdı bile…


(1)Milliyet gazetesi, Yakın Tarihimiz, S.329

(2)Dr. Rıza Nur, Hayat ve Hatıralarım

(3)Murat Bardakçı, Habertürk gazetesi, 25 Temmuz 2011

Bu İçeriği Paylaşın
Yorum bırakın

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

Exit mobile version