İzmir'deki suikast teşebbüsünün açığa çıkmasının ardından başlatılan yargılamalar, bir hayli ilginç gelişmelere neden oldu.
Mustafa Kemal, suikastçilerin yakalandığını Bursa'dayken haber aldı. Bu iş için İzmir'in seçilmesi, Mustafa Kemal'i daha da üzmüştü. Ertesi gün resmi programında değişikliğe gitmeden İzmir'e hareket etti. İzmir'e vardığındaysa konuyla bizzat ilgilendi.
MUSTAFA KEMAL, SUİKASTÇİ İLE YÜZ YÜZE
Mustafa Kemal, suikastçilerden Ziya Hurşit'i, kaldığı otele getirtti ve yüz yüze görüştü. Ziya Hurşit'e, “Kurtuluş Savaşı'nda beraber mücadele ettik, iyi de anlaşıyorduk. Neden böyle bir şeye kalkıştın?” der. Ziya Hurşit, bu soruyu cevapsız bırakır. Ziya Hurşit'in suikastçiler arasında olması, Mustafa Kemal'i oldukça etkiledi. Çünkü, Ziya Hurşit'le iyi bir ilişkileri vardı. Ziya Hurşit, Birinci Meclis'te milletvekiliydi. Milli mücadeledeki başarısından ötürü yaşı büyütülerek milletvekili seçilmişti. Ayrıca Ziya Hurşit'in babası, Erzurum Kongresi'nde Mustafa Kemal'in en büyük destekçilerinden biriydi!
İzmir'de tahkikatlar hemen başlatıldı. İstiklal Mahkemesi acil olarak Ankara'dan getirtildi. Mahkeme Başkanı, “Kel Ali” namıyla tanınan Ali Çetinkaya'ydı. Ona yardımcı olan kişiyse Ali Kılıç'tı.
17 Haziran'dan itibaren mahkeme süreci başlatıldı ve hemen tutuklamalara girişildi. Tutuklamalar yalnızca tetikçilerle sınırlı kalmadı. 25 milletvekili de – dokunulmazlıklarına rağmen– tutuklandı. Tutuklamalar o kadar yaygınlaştı ki; bir anda herkes şüpheli konumundaydı.
KOMUTANLAR TUTUKLANIYOR
Herkesi şaşırtan tutuklamalarsa, 22 Haziran'da başladı. Kurtuluş Savaşı'nın simge askerleri konumunda olan; Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy ve Refet Bele tutuklandı. İsmet İnönü, bu duruma engel olmak istedi. Mahkeme üyelerine, tutuklanan komutanların hiçbirisinin böyle bir işe karışmayacağını söyledi. Komutanların serbest bırakılmasını istedi; “Kefili de benim” dedi. Mahkeme ise, İsmet İnönü'nün bu işe karışamayacağını belirtti. Bu konuda, Atatürk'le İsmet İnönü karşı karşıya gelmişti. Olaylar öyle bir noktaya ulaşmıştı ki, İsmet İnönü'nün tutuklanması dahi gündeme gelmişti. Neticede, İsmet İnönü'nün itirazları bir işe yaramadı ve mahkeme yaklaşık 100 tutukluyla 26 Haziran'da başladı.
Ziya Hurşit, mahkemede verdiği ifadesinde herşeyi açık bir şekilde anlattı. Politik bir amaç doğrultusunda suikaste kalkıştıklarını itiraf etti. Ziya Hurşit, her daim koruduğu soğukkanlılığını mahkemede de koruyordu! 4 Temmuz'da da paşaların davası başladı.
Mahkeme yaklaşık 3 hafta sürdü ve 11 Temmuz'da tamamlandı. 3 hafta içerisinde 100 kişi hakkındaki iddialar belirtilmiş ve savunmalar alınmıştı! Bu durum mahkeme sürecinde en çok tartışılan konulardan biri olmuştu.
15 KİŞİ İDAM EDİLİYOR
İzmir'deki mahkeme sonucunda 11 kişi hakkında idam kararı verildi. Bu 11 kişi arasında Ziya Hurşit, Şükrü Bey, Mehmet Arif gibi isimler vardı. Bu arada Mehmet Arif, Mustafa Kemal'le Samsun'a çıkan ekipten biriydi! Bu yüzden hep Mustafa Kemal'in kendisini affetmesini bekledi. Bir ayrıntı daha vermek gerekirse, Ziya Hurşit'in infazı, Mustafa Kemal'i vurmayı tasarladığı yerde gerçekleştirilmişti. Ziya Hurşit'in idamından önceki son sözleri, “sizi öbür tarafta da öldürmeye çalışacağım” oldu.
Cavit Bey'in sorgusundan sonra bir başka dava Ankara'da sürdü. Burada İttihatçılar yargılandı. 26 Ağustos'ta bu mahkeme de sonuçlandı ve aralarında Dr. Nazım'ında bulunduğu 4 kişinin idam edilmesine karar verildi. Küçük bir not; Dr. Nazım, dönemin Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras'ın akrabasıdır. Ankara'daki davayla da beraber idam edilenlerin sayısı 15'i bulmuştu.
PAŞALAR SERBEST BIRAKILIYOR
Kurtuluş Savaşı'nın simge komutanlarıysa, dava sonucunda beraat etti. Zaten bu komutanların tutuklanması, halkta ve orduda büyük infiale neden olmuştu. Kimsenin vicdanı rahat değildi…