İsmet İnönü, 1945 yılının Mayıs ve Kasım aylarında yaptığı konuşmalarda, ülkede muhalefet partisinin eksikliğinden yakınıyordu. Bu konuşmalar, demokrasiye geçiş yolunda önemli bir adımdı. Ancak hala “yerleşik” çekingeler yok değildi. Sonuçta, çok partili siyasal yaşama geçiş daha önceden -1924 ve 1930 yıllarında- denenmiş, ancak başarılı sonuçlar alınamamıştı. Bu tecrüler birçok kişinin zihnindeydi. Dolayısıyla bu çekingeleri ortadan kaldırmak hiç kolay olmadı.
CHP İÇİNDE AYRIŞMALAR YAŞANIYOR
1945 yılının Mayıs ayında, TBMM'de, “çetin söz düelloları” yaşanıyordu. CHP, Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu'nu tasarı olarak Meclis'e sunmuştu. Bu tasarının yasalaşmasına büyük önem atfediyordu. CHP'nin bu yasadaki amaçladığı şey; İkinci Dünya Savaşı'nın ardından aşırı yoksulluğa düşen köylüye destek sağlamaktı. Bu kanunla birlikte, hazineye ait topraklar ve belli bir miktardan fazla toprağa sahip olan – “toprak ağalarının” – toprakları, köylülere dağıtılacaktı. Bu arada dönem itibariyle, ülkenin nüfusunun yüzde 90'ının köylü olduğu gerçeğini unutmamak gerekir…
Bu yasa tasarısına başta Adnan Menderes, Celal Bayar, Refik Koraltan ve Mehmet Fuad Köprülü olmak üzere bazı milletvekilleri karşı çıktı. Sert eleştirilerde bulundular. Peki, bu yasaya karşı çıkan milletvekilleri yaygın kanaate göre “toprak ağaları” mıydı? Evet diyebilmek zor, çünkü Adnan Menderes dışındaki 3 milletvekilinin de büyük toprakları yok.
Sonuç olarak yasa, büyük tartışmalar sonucunda -bazı değişikliklerle- yürürlüğe girdi.
“DÖRTLÜ TAKRİR” SUNULUYOR
Yasa geçmişti geçmesine, ancak CHP içindeki çatlak büyüyordu. Son olarak 12 Haziran 1945 tarihinde CHP içindeki, İzmir Milletvekili Celal Bayar, Aydın Milletvekili Adnan Menderes, Mersin Milletvekili Refik Koraltan ve Kars Milletvekili Mehmet Fuad Köprülü, “Dörtlü Takrir” olarak bilinen bir önerge verdiler. Önergenin içeriğinde, parti tüzüğündeki ve Anayasa'daki demokratik olmayan maddelerin kaldırılması, serbest seçimlerin yapılması gibi istekler mevcuttu. Ancak önerge reddedildi.
CHP'DEN İHRAÇLAR VE İSTİFALAR
21 Eylül'de, Dörtlü Önerge'yi veren milletvekillerinden Adnan Menderes ve Mehmet Fuad Köprülü, çeşitli gazetelerde CHP'yi eleştiren yazılar yazdıkları için partiden ihraç edildi. Ardından da Refik Koraltan partiden ihraç edildi. Son olarak Celal Bayar kalmıştı. O da, 28 Eylül'de milletvekilliğinden, 3 Kasım'da da CHP'den istifa etti.
DEMOKRAT PARTİ KURULUYOR
Ülkedeki zemin, yeni bir siyasi partinin kurulmasına yavaş yavaş daha da uygun hale geliyordu. Sonunda da, Celal Bayar ve CHP'den ihraç edilen üç milletvekili, bu zemini doğru teşhis ederek harekete geçti.
Takvimler 7 Ocak 1946'yı gösterdiğinde ülke siyasetine 15 yıl damgasını vuracak parti kuruluyordu: Demokrat Parti. Bir hatırlatma yapmak gerekir; Nuri Demirağ'ın liderliğinde kurulan Milli Kalkınma Partisi, Demokrat Parti'den yaklaşık 6 ay önce kurulmuştu.
“Uzun bir süredir izin verilmeyen çok partili siyasal rejime nasıl oldu da vize çıkmıştı?” Bu, çok sık sorulan bir soru. Yaygın kanaat, -biraz da komplo teorisi katarak işin içine- bunun sebebini, Batı bloğunun hükümeti sıkıştırması olarak görür. Ancak, o dönem Batı bloğunda yer alıp askeri rejimlerle yönetilen ülkelerin olması bu tezi zayıflatıyor.
Ben Demokrat'ı hep kurulan ikinci parti olarak biliyorum, meğerse öncesinde Milli Kalkınma varmış, önemli bir bilgi valla bu, KPSS'de çıkar da yaparsam teşekkür yorumu atarım size:)))