TARİHTE OSMANLI – FRANSIZ İLİŞKİLERİ

Zeynep ÇAKIR 12.2k Görüntüleme
3 Dk Okuma

     Osmanlı –Fransız ilişkileri Kanuni Devri’nde başlar. Zamanın güçlü devleti olan Almanya – Kutsal Roma Germen İmparatoru Şarlken’e esir düşen 1.Fransçois (fransuva) ‘nın annesi bir mektupla esaretten kurtulmak için yardım ister. Kanuni yardım amacıyla sefere çıkar ve meşhur Mohaç Savaşı yapılır. Kral esaretten kurtarılır. Bununla kalınmaz Fransa dostluğunu devam ettirmek maksadıyla Türk denizleri ve coğrafyası içinde ayrıcalıklı ticaret haklarını içeren 1535 kapitülasyonları verilir. Kanuni’nin bu yardımlardan maksadı, Osmanlıya karşı oluşturulan haçlı ittifakına karşı batılı bir devleti kendi safına çekmek yoluyla parçalama siyasetidir. Diplomasi dehası olan bu uygulama ne yazık ki daha sonra devletin güçsüzlüğü yıllarında yöneticilerin bunu kabullenmeyişlerinden doğan tutumlarından ötürü aleyhimize çevrilen keskin bıçağa dönüşecektir. 

     Kanuni döneminden itibaren uzun yıllar süren dostane ilişkiler, Fransa’nın Avusturya ile yaptığımız 1739 Belgrad Antlaşmasındaki yardımına karşılık kapitülasyonları daimi hale getirmesi imtiyazını koparmasıyla sonuçlanır ki yukarda sözünü ettiğimiz zafiyet burada başlayacaktır. Zira diğer devletler Fransa’nın Osmanlı üzerindeki bu imtiyazlı durumunu aleyhlerine bir tehdit ve sömürgeci arzularına bir sınırlama saydıklarından bir zaaf anında kendilerine de verilmesini dayatmışlar ve kabul de ettirmişlerdir.

     Osmanlı – Fransız Savaşı diye bir başlığı tarihte ilk kez,  Napolyon’un Mısırı işgali ve Akka kuşatmasında görüyoruz. Tarih 1798’dir ve bu tam dört asırlık bir barış döneminin sonu demektir. 1801 El- Ariş antlaşmasıyla Fransızlar Mısır’dan çıkarılır. Fakat Fransa’nın asıl hedefi bir deniz imparatorluğu olan İngiltere’ye Doğu Akdeniz’i kaptırmamaktır. Sömürgecilik rekabeti Osmanlının büyük hammadde zenginliği olan topraklarından kıyasıya pay kapma mücadelesiyle sürüp gidecektir. Siyasetin gerektirdiği teamüle göre bundan sonra Fransa, ya karşımızda ya da müttefikimiz olacaktır. 1830’da Cezayir’i işgal eden Fransa, Mısırdaki siyasi emelleri yüzünden Kavalalı isyanında Kavalalı’nın yanında yer almış fakat olayın büyümesi ve Rusya’nın devreye girmesini siyasi menfaatlerine ters bulduğu için araya girip padişahla valiyi barıştıran Kütahya Antlaşmasının yapılmasını sağlamıştır (1833).  Osmanlı Devleti1853 Kırım Savaşında ilk dış borçlanmayı yaşayacak ve Fransa’dan borç para alacaktır. 

     Fransa 19. yüzyıl boyunca genelde Osmanlı karşıtı bir politika gütmüş yukarıda söylediğimiz gibi hasta adamın mirasından aslan payını koparmak için kıyasıya bir yarışın içinde bulunmuştur. 1. Dünya Savaşında;  İtilaf Devletlerinden biri olarak çarpıştığımız Fransa kurtuluş savaşında Güneydoğu Anadolu illerini işgal edecektir. 1921 yılında yaptığımız Ankara Antlaşmasıyla Hatay dışında çizilen güney sınırı, 2. Dünya Savaşı’nın başlaması arefesinde Hatay’ın anavatana katılmasıyla sonuçlanmıştır. Siyaseten inişli çıkışlı olan bu ilişkilerin Osmanlı kültür hayatında nasıl cereyan ettiğini diğer bir yazımıza konu edelim….

Bu İçeriği Paylaşın
Yorum bırakın

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

Exit mobile version