İkinci Mehmet, 19 Şubat 1951 tarihinde 19 yaşındayken ikinci kez tahta çıktı. Kısa süreli de olsa saltanat deneyimi vardı; bu onun için büyük bir avantajdı. Özellikle de Manisa yıllarının kendisi üzerinde önemli katkıları olmuştu.
İkinci Mehmet'in en büyük hayali İstanbul'u fethetmekti. Fethin hazırlık aşaması olarak Yıldırım Bayezid'in yaptırdığı Anadolu Hisarı'nın karşısına Rumeli Hisarı'nı yaptırdı. Rumeli Hisarı'nın çizimini bizzat İkinci Mehmet'in yaptığı söylenir. Hisarın inşasında vezirler de çalıştı ve 4 ay gibi kısa bir sürede tamamlandı.
“EĞER BU TOPRAKLAR ONUNSA, GELİP KURTARSIN!”
İkinci Mehmet, bununla birlikte boğazı tam olarak kontrol altına aldı. Rumeli Hisarı'nın yapımı aşamasında Bizans İmparatoru bu durumdan oldukça rahatsızdı. İkinci Mehmet'e bir elçi göndererek kale yapılmasının dostluğa ve ahde vefaya uymadığını bildirdi. Buna İkinci Mehmet'in cevabı oldukça anlamlıdır: “Var git, kralına söyle! O, rahmetli babam zamanında ahdi çok defa bozmuştu. Arada ahid mi kaldı ki vefadan bahseder. Bu topraklara biz hisar yaparız, toprak eli göndermekle kurtarılamaz. Eğer bu topraklar onunsa, gelip kurtarsın!”
İSTANBUL'UN “FATİH”İ
İkinci Mehmet, -ayrı bir yazı konusu olacak- diğer hazırlıklarını da yaptıktan sonra 6 Nisan sabahı İstanbul'un fethine girişti. Kuşatma 53 gün boyunca sürdü ve 29 Mayıs'ta başarıyla sonlandırıldı. İkinci Mehmet, İstanbul'un fethinin ardından “Fatih” unvanını aldı. Artık, Fatih Sultan Mehmet'ti. Osmanlı Devleti de bir cihan imparatorluğu olmuştu. Gerek fetih öncesinde gerekse de fetih sırasında Fatih Sultan Mehmet askeri ve yönetimsel açıdan büyük maharetler göstermişti. 21 Nisan'ı 22 Nisan'a bağlayan gece gemileri Tophane'den karaya çıkartıp Haliç'e indirmesi askeri maharetleri içinde en unutulmazlardan biriydi şüphesiz. Sonuç olarak 21 yaşındaki genç padişah bir çağı kapatıp yeni bir çağı açmıştı.
Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'u aldıktan sonra fetihlere devam etti. 1459'da Belgrad hariç tüm Sırbistan'ı fethetti. 1463'de Bosna'yı, 1483'de de Hersek'i Osmanlı hakimiyetine aldı.
FATİH SULTAN MEHMET'İN BOSNA FERMANI
Fatih Sultan Mehmet, Bosna'da da din özgürlüğünün sağlanması konusunda özen gösterdi. Bu hoşgörüden etkilenen bölge halkı zamanla Müslüman oldu. Fatih Sultan Mehmet'in yazdığı şu ferman her şeyi ortaya koyuyor:
“Ben, Sultan Fatih,
Bundan böyle bütün Dünya'ya ilan ediyorum ki,
Bosna Fransiskanları bu ferman ile benim korumam altındadır. Ve emrediyorum ki:
Kimse bu insanlara veya kiliselere zarar vermeyecek! Devletimde barış içinde yaşayacaklar. Göçmen haline gelmiş bu insanlar, güvende ve özgür olacaklar. Devletim sınırları içerisinde olan manastırlarına geri dönebilirler.
Devletimden hiçbir önemli kimse, vezirler, katipler veya hizmetkârlar onların izzetlerini kıracak ya da onlara zarar verecek Bir şey yapmayacaklar!
Kimse onlara hakaret etmeyecek, tehlikeye atmayacak ya da kendilerine veya mallarına veya kiliselerine saldırmayacak!
Ayrıca, bu insanların kendi memleketlerinden getirdikleri şeyler ve kimseler de aynı haklara sahiptir.
Bu fermanı buyurarak, gökleri ve yeri yaratan Allah’ın ve onun Resûlünün ve ondan önceki 124,000 peygamberlerin adına kılıcım üzerine yemin ederim ki; hiçbir vatandaşım bu fermanın aksine hareket etmeyecek!”
TRABZON RUM İMPARATORLUĞU'NA SON VERİYOR
Fatih Sultan Mehmet, 1460'da Mora'yı Osmanlı topraklarına kattı. Bundan bir sene sonra da, –1461'de- Trabzon Rum İmparatorluğu'na son verdi. Böylelikle kimi çevrelerde yaygın olan Bizans'ın diriltilmesi hayallerini de yıkmıştı.
Fatih Sultan Mehmet döneminde denizlerde önemli bir gelişme gösterildi. Kurulan güçlü donanmayla birlikte Göçeada, Taşoz, Eğriboz, Limni, Bozcaada, İmroz, Sisam, Midilli ve Semadirek adaları alındı. Rodos adası kuşatılmışsa da alınamamıştı. Fatih Sultan Mehmet, Gedik Ahmet Paşa komutasındaki donanmayı İtalya üzerine gönderdi ve Otranto fethedildi.