Abdülhamid, 19 Ağustos 1842'de İstanbul'da doğdu. Babası Sultan Abdülmecid, annesi ise Tirimüjgan Sultan'dı. Tirimüjgan Sultan, –Abdülhamid henüz 11 yaşındayken- vereme yakalanarak vefat etti. 11 yaşındaki bir çocuk için çok zor bir durumdu. Annesinin ölümü üzerine Abdülhamid'i, Piristû Kadın Efendi himayesine aldı ve yetiştirdi. Öz oğlu olmamasına karşın Abdülhamid'e olabildiğince annelik şefkatini gösterdi.
Babası Sultan Abdülmecid ise, 1861 yılında vefat etti. Abdülhamid, annesinden sonra babasını da kaybetmişti. Şüphesiz, genç yaşta anne ve babasını kaybetmesinin kişiliğine büyük tesiri olacaktı…
ŞEHZADE ABDÜLHAMİD'İN EĞİTİMİ
Abdülhamid, tüm Osmanlı şehzadeleri gibi iyi bir eğitimden geçirilmişti. Devrin önemli hocalarından dersler aldı. Örneğin; tarih derslerini devrin önde gelen isimlerinden Vak'anüvis Ahmed Lütfi Efendi'den, piyano derslerini ise Aleksan Efendi'den aldı. Piyano dersi görmesi bazı kişilere ilginç gelmekte. Ancak Abdülhamid, din ve bilim dersleri gördüğü kadar musiki dersleri de gördü. Bunlara ek olarak dil eğitimi de alarak Fransızca, Arapça ve Farsça'yı öğrendi.
Osmanlı saltanatına, Abdülmecid'in ardından -Abdülhamit'in amcası- Abdülaziz geçmişti. Abdülaziz, şehzadelerin rahat ve serbest bir ortamda yetişmesine özen gösterdi. Genç yaşta yetim kalan Abdülhamid'e büyük ilgi gösterdi. 1867'de Avrupa'ya geziye çıktığında onu da yanında götürdü. Bu gezi Abdülhamid için eşsiz bir fırsattı. Avrupa'daki sosyal, siyasi ve kültürel ortamı görmesi gelecekte uygulayacağı politikalarda önemli rol oynayacaktı!
ABDÜLHAMİD İÇİN TAHT UZAK…
Abdülaziz'in tahta çıkmasıyla tahtın birinci varisi ağabeyi Şehzade Murat oldu. Abdülhamid, ağabeyinin ardından ikinci varisti. İkinci varis olması Şehzade Abdülhamid'in tahta geçme şansını çok azaltmaktaydı. Abdülhamid de bunun farkındaydı ve taht konusunda neredeyse hiç ümitli değildi. Tahta giden yolun uzak gözükmesi onu ticarete yöneltti. Çiftlikler satın alıp tarımla uğraştı, kazançlarıyla borsada yatırımlar yaptı ve çok sayıda mülk satın aldı. Ticaret hayatında çok da başarılıydı. Ticaretle uğraşmasının kaçınılmaz bir sonucu olarak dünya ekonomisini de yakından takip etti. Bu nedenle dünya ekonomisi hakkında oldukça bilgi sahibi oldu ve iyi bir tecrübe edindi. Abdülhamid'in ticaretle uğraşması, onu birçok padişahtan ayıran özelliklerden biriydi.
Abdülhamid, şehzadelik yıllarında zamanının büyük çoğunluğunu Maslak Kasrı ve Kağıthane'deki çiftliğinde geçiriyordu. Bu yıllarda, bol vakti olduğu için çocuklarıyla da ilgilenirdi.
ABDÜLHAMİD'İN ÇOCUKLARI
Abdülhamid'in çocuklarının isimleri şunlardı: Ahmet Nuri Efendi, Refia Sultan, Şadiye Sultan, Mehmet Abid Efendi, Fatma Naime Sultan, Mehmed Bedrettin Efendi, Mehmed Burhanettin Efendi, Abdürrahim Efendi, Naile Sultan, Ahmet Nureddin Efendi, Mehmet Selim Efendi, Mehmet Abdülkadir Efendi, Saliha Sultan, Ulviye Sultan, Cemile Sultan, Aliye Sultan, Zekiye Sultan.
1870'li yıllardan sonra Meşrutiyet yanlısı Namık Kemal, Şinasi gibi Osmanlı aydınları, Yeni Osmanlı'lar adıyla bir oluşuma gittiler. Bunlar, Sultan Abdülaziz'in muhalifiydi. Amaçları ise, Sultan Abdülaziz'i indirmek ve yerine Şehzade Murat'ı getirmekti. Bu amaç, 30 Mayıs 1876'da bir darbeyle gerçekleştirildi. Darbe sırasında gözaltına alınan Sultan Abdülaziz, 4 Haziran'da yaşamını yitirdi. Bileklerini kesmek suretiyle “intihar ettiği” iddia edilmişse de, bu kimseyi tatmin etmemişti. Abdülaziz'in yerine Şehzade Murat(5. Murat) geçti. 5. Murat, kısa bir süre tahtta kaldıktan sonra akıl sağlığı bozulduğu gerekçesiyle tahttan indirildi. Takvimler 31 Ağustos 1876'yı gösterdiğindeyse, 5. Murat'ın yerine başlarda pek şans tanınmayan Abdülhamid geçti. Bu, Abdülhamid için büyük bir sürpriz olmuştu, çünkü böyle bir beklentisi yoktu. Sonuç olarak, pek şans tanınmayan Abdülhamid artık Osmanlı Devleti'nin 34. padişahıydı!