Osmanlı Devleti ile Rusya arasında gerçekleşen ve tarihe “93 Harbi” olarak geçen savaşın ardından 1878 yılında Ayastefanos(Yeşilköy) Antlaşması imzalandı. Bu antlaşmayla birlikte Sırbistan, Karadağ ve Romanya bağımsız olacak; Kars, Ardahan ve Batum ise Rusya'ya bırakılacaktı. Bunun dışında bir de Bulgaristan Krallığı kurulacaktı. Antlaşmada geçen bu maddeler Rusya'nın elini oldukça güçlendirmişti. Ruslar Balkanlar'da giriştiği Panislavizm politikasında büyük başarı sağlamış; hareket sahasını genişletmişti. Sıcak denizlere inme konusunda önemli bir aşama kaydetmişti.
Rusya'nın güçlenmesi ve sıcak denizlere doğru yönelmesi özellikle de İngiltere'yi tedirgin etmişti. Zira Balkanlar'da nüfuzunu artıran Rusya'nın Akdeniz'e inmesi için önünde “zorlu bir engel” kalmamıştı. İngilizler sömürgelerinin tehlike altına girmesinden endişe duyuyordu. Bu sebeple antlaşmaya olan tepkisini dile getirdi. İngiltere bu konuda yalnız değildi. Bir süre sonra Avusturya ve diğer Avrupa devletleri de antlaşmadan duyduğu rahatsızlığı belirtti. Rusya'nın Balkanlar'daki yayılışı Avusturya'nın da işine gelmiyordu.
Ayastefanos Antlaşması'na karşı olan cephe oldukça güçlenmişti. Bu ülkeler Rusya'ya yeni bir konferansın toplanmasını teklif etti. Rusya her ne kadar bunu istemese de kabul etmek durumunda kaldı. Çünkü savaştan çıkmıştı ve yeni bir savaşı göze alamazdı.
Rusya'nın teklifi kabul etmesiyle 13 Haziran 1878'de Berlin'de yeni bir konferans toplandı. Konferansa çok sayıda ülke katıldı. Bu ülkeler şunlardı: İngiltere, Avusturya, Almanya, Fransa ve İtalya. Konferansta Osmanlı Devleti'ni Mehmet Ali Paşa(Nazım Hikmet'in annesinin dedesi) ve Berlin Büyükelçisi Sadullah Paşa temsil etti. Konferansta yapılan görüşmeler neticesinde Ayastefanos Antlaşması yürürlükten kaldırıldı ve 13 Temmuz 1878'de Berlin Antlaşması imzalandı.
Berlin Antlaşması'nın maddeleri şunlardı:
1. Ayastefanos Antlaşması'nda geçen Bulgar Krallığı kurulacaktır. Kurulan bu Bulgar Krallığı üç kısma ayrılacaktır: Asıl Bulgaristan, Doğu Rumeli, Makedonya. Asıl Bulgaristan Osmanlı Devleti'ne bağlı bir prenslik olacak. Doğu Rumeli Osmanlı Devleti'ne bağlı kalacak, ancak Hristiyan bir vali tarafından yönetilecek. Makedonya ise ıslahat yapılması koşuluyla Osmanlı Devleti'nin sınırlarında kalacak.
2. Sırbistan, Karadağ ve Romanya bağımsız olacaktır.
3. Kars, Ardahan ve Batum Rusya'ya bırakılacak; Doğu Beyazıt ise Osmanlı Devleti'ne verilecektir.
4. Bosna-Hersek Osmanlı Devleti'nin sınırlarında kalacak, ancak geçici olarak Avusturya'nın yönetiminde kalacaktır.
5. Niş Sancağı Sırbistan'a, Teselya Sancağı Yunanistan'a, Dobruca Sancağı da Romanya'ya bırakılacaktır.
6. Ermeni nüfusun yoğun olduğu bölgede -Doğu Anadolu'da- ıslahat yapılacaktır.
7. Osmanlı Devleti Rusya'ya savaş tazminatı ödeyecektir. (NOT: Bu tazminatın miktarı 802.500.000 frank idi. Bu tazminatın yıllık 350.000 liralık taksitler halinde ödenmesi kararlaştırıldı.)
Antlaşma maddeleri incelendiğinde Osmanlı Devleti açısından ağır bir antlaşmaydı. Sadece Avrupa devletleri kendi çıkarları doğrultusunda “törpüleme” yapmıştı. Örneğin, Ayastefanos Antlaşması'nda kurulması kabul edilen Bulgar Krallığı bu antlaşmada bölündü. Bunda amaçlanan şey Rusya'nın Balkanlar'daki egemenliğini sınırlamaktı. Osmanlı Devleti yine önceki antlaşmadaki gibi Sırbistan, Karadağ, Romanya vs. gibi toprakları kaybetmişti.
Antlaşma maddeleri arasında yer alan Bosna-Hersek her ne kadar Osmanlı idaresine bağlı olarak kalsa da İkinci Meşrutiyet'in ardından Osmanlı topraklarından kopacaktı. Antlaşmadaki, Ermenilerin yoğun yaşadığı bölgelerde ıslahat yapılması maddesi de Osmanlı Devleti'ni uzun yıllar sıkıntıya sokacak bir maddeydi. Bunun sonucunda Osmanlı Devleti'nin iç sorunu uluslararası bir sorun haline geldi.
Antlaşmanın ardından Osmanlı Devleti'nin dağılma süreci de hızlandı. İngiltere Mısır'ı, Fransa Tunus'u ele geçirmiş; Girit de Yunanistan'a katılmıştı. Bulgaristan ise Osmanlı Devleti'nden tamamen koparak bağımsızlığını ilan etmişti.
Osmanlı Devleti, Rusya'ya karşı denge politikasında kullandığı İngiltere'den beklediği desteği görememişti. Nitekim antlaşmadan en karlı çıkan ülke İngiltere olmuştu. Bundan dolayı bu tarihten sonra Osmanlı Devleti'nin denge politikasında yeni ülke Almanya oldu.