KAZIM KARABEKİR`İN HAYATI – 1

Mert Can DEMİR 4.8k Görüntüleme
4 Dk Okuma

   Kurtuluş Savaşı'nın en önemli komutanlarından olan Kazım Karabekir, 1882 yılında İstanbul'da doğdu. Kazım Karabekir, yıllar geçip büyüğünde geleceği üzerine bir karar vermesi gerekiyordu. İlerde hangi mesleği icra edecekti? O, babası Mehmet Emin Paşa'nın izinden giderek asker olmayı tercih etti. Ailesindeki “askerlik geleneğini” sürdürecekti. Bu doğrultuda, Harp Okulu'na kayıt oldu ve buradan 1902 yılında mezun oldu. Harp Okulu'ndan mezun olduktan sonra ise Harp Akademisi'ne girdi. Bu okulu 1905 yılında birincilikle bitirdi. Çiçeği burnunda genç asker Kazım Karabekir artık göreve hazırdı.

İLK GÖREV YERİ MANASTIR

   Kazım Karabekir'in ilk görev yeri Makedonya'nın Manastır şehriydi. Manastır'da yüzbaşı rütbesiyle görev yaptı. Bu sırada İttihat ve Terakki Cemiyeti ile de ilişkisi vardı. Cemiyetin, Manastır biriminin kurulmasında rol aldı. Takvimler 1907 yılını gösterdiğindeyse Manastır'daki görevi sona erdi. Kolağası rütbesiyle İstanbul'daki Harbiye Mektebi'ne tayini çıktı. Burada ilişkisini sürdürdüğü İttihat ve Terraki'nin İstanbul şubesinin açılmasına katkıda bulundu.

   Kazım Karabekir, 31 Mart 1909 tarihinde İstanbul'da çıkan ayaklanmayı bastıran Hareket Ordusu'nda idi. Bu olaydan bir sene sonra ise, bu sefer Arnavutluk'ta çıkan ayaklanmayı bastırmak üzere görevlendirildi. Kazım Karabekir, askeri okuldan mezun olalı henüz beş sene olmuştu. Bu beş sene içerisindeki hareketli süreç aslında ileriki yılların haberciydi!

   1912'deki Balkan Savaşı'nda da görev yaptı. Edirne Kalesi'nin savunulması başarısızlıkla sonuçlandı ve birçok askerle birlikte Bulgarlar tarafından esir alındı. Daha sonra yapılan anlaşmayla birlikte serbest kaldı.

   Kazım Karabekir'i ön plana çıkaran ve tüm herkes tarafından tanınmasını sağlayan olaysa Birinci Dünya Savaşı idi. Kazım Karabekir, 20 Ocak 1915'te Irak'a gönderildi. Irak'ta, yaralı olan Süleyman Askeri'nin yerine orduya komuta edecekti. Ancak, anlaşmazlık çıkınca İstanbul'a dönmek zorunda kaldı.

   İstanbul'a geldiğinde 14. Tümen Komutanlığında görevlendirildi. Çanakkale Savaşı'nın başlaması üzerine ise derhal cepheye gitti. Kerevizdere'de birliğiyle beraber Fransız askerlerine karşı büyük mücadeleler verdi ve başarılı sonuçlar aldı.

“KUT'ÜL AMMARE FATİHİ”

   Çanakkale cephesindeki görevini başarıyla tamamladıktan sonra yeni görev yeri belli olmuştu. Irak'taki 18'inci Kolordu Komutanlığına atandı. Kut'ül Ammare Kuşatması'nda İngilizlere karşı başarılı sonuçlar aldı. İngilizleri büyük bir yenilgiye uğrattı ve birçok İngiliz askerini esir aldı. Bu, Kazım Karabekir'in ününe ün katmıştı. O, artık “Kut'ül Ammare Fatihi”ydi. Buradaki görevi yaklaşık bir buçuk sene sürdü.

   Kazım Karabekir, Osmanlı Devleti'nin sıkıntıda olduğu tüm toprakları tek tek dolaşıyordu. Irak'tan sonraki görev yeri, Diyarbakır 2. Kolordu Komutanlığıydı. Erzurum ve Erzincan Rusların elindeydi. Ayrıca Taşnak ve Hınçak terör örgütlerinin gerçekleştirdiği katliamlarla halk oldukça zor durumdaydı. Kazım Karabekir, zor durumdaki bu halkın kurtarıcısı olmuştu. 1918 yılında Erzurum ile Erzincan'ı Ruslardan ve Ermenilerden aldı. İlerleyen süreçte de Sarıkamış, Kars ve Gümrü kalelerini ele geçirdi.

KAZIM KARABEKİR TEBRİZ'İ ELE GEÇİRİYOR

   Kazım Karabekir, doğudaki başarılarına başarı katıyordu. Erzurum ve Erzincan'ı aldıktan sonra hızla İran'a doğru ilerledi. Tebriz'e kadar girdi ve burayı ele geçirdi. Ancak, gelen emir onu çok kızdırmıştı. Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasıyla beraber Kazım Karabekir'in İstanbul'a gelmesi isteniyordu. Kazım Karabekir, bu emre karşı çıktı ve burada kalmasının daha yararlı olacağını söyledi. Ancak, çabaları hiçbir şeyi değiştirmedi. Ele geçirdiği yerlerden çekildi ve İstanbul'a dönmek zorunda kaldı.

Bu İçeriği Paylaşın
1 Yorum

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

Exit mobile version