ESKİ TÜRKLERDE KÜLTÜR VE MEDENİYET

Gündem Türkiye 6.5k Görüntüleme
3 Dk Okuma


     Türkler İslamiyeti seçmeden önce Gök Tanrı’ya inanırlardı. Göçebe bozkır hayatı yaşayan Türkler, Çadırda yaşar hayvansal ürünlerle beslenirlerdi. Eski Türkler Asya’nın geniş bozkırlarında doğa ile mücadele ettiklerinden ve sürekli et ve süt tükettiklerinden hayata karşı mücadeleci bir yapı kazanmışlardır. Türkler iyi savaşan ve teşkilatçı bir millet olma özelliklerini göçebe bozkır hayatına borçludurlar. Türklerde hırsızlık, zina ve iftira ağır suçlar arasındaydı. Bu suçları işleyenler ölümle cezalandırılırdı. Türklerde uzun süreli hapis cezaları yoktur, Çünkü göçebe hayatın gereği olarak belli bir yerde sabit kalmazlardı. Ata çok önem veren Türkler, at sırtında yaşarlar, at sırtında yemek yerler hatta at sırtında uyurlardı. Türkler savaştan kaçanları idam ederlerdi. Daima rakiplerinden daha az sayıda olmalarına rağmen birçok savaşta zafer kazanan Türkler, pusu, kurt kapanı gibi taktiklerle düşmanlarını yenmeyi başarırlardı. Türk savaşçıları, at sırtında geriye dönüp isabetli ok atışları yapabilirlerdi. Bu nedenle hızlı manevra kabiliyetleri sayesinde geri çekilirken düşmanla savaşabilirlerdi. Türkler yazın yaylak adı verilen yüksek yerlere çıkarlar kışın ise kışlak adı verilen alçak yerlerde hayvanlarını otlatırlardı.


     Türklerde ülke toprakları hanedanın ortak malı sayılırdı. Hanedanın erkek üyeleri ülke topraklarında hak iddia edebilir ve taht kavgasına girişebilirdi. Bu durum Türk devletlerinin çabuk yıkılmasına neden olmuştur. Türklerin, atalarına ve onların mezarlarına karşı büyük saygısı vardı bu konuda Attila’nın şu sözü ünlüdür. “Eğer sizler bizimle savaşmak istiyorsanız atalarımızın mezarlarına saldırınız.” At, geyik, bozkurt, kartal, yaşlı ağaçlar, yer ve gök Türkler için kutsal sayılırdı.


     Şamanizm kültüne de derinden bağlı olan Türkler, Şaman ayinleri yaparlar ve mistik güçleri olduğuna inandıkları şaman veya kam denilen kişilere saygı duyarlardı. Türklerde baba ocağı, evin en küçük oğluna kalırdı. Kurultay, toy, kengeş gibi toplantılarda eğlenirler, devletle ilgili önemli kararlar alırlardı. Türk hakanının yanında mutlaka hanımı bulunurdu. Bu da Türklerin kadına verdiği önemin bir göstergesidir. Eski Türkler, ateş kenarında kızlı erkekli sohbet etmeyi severlerdi. Kadınlar oldukça çalışkan olup her biri ata binmeyi ve savaşmayı bilirlerdi. Dolayısıyla, Türklerin bu duruma atfen “Ordu – Millet” kavramı kullanılmıştır. Türkler Göktanrıya kızdıklarında havaya ok atarlardı. Aynı şeyi sevindikleri zaman da yaparlardı. Günümüzde düğünlerde havaya silah sıkmanın sosyolojik temelleri, eski Türklere kadar indirilebilir. Düğünlerde saçı saçmak da eski Türklerden günümüze gelen bir adettir. Ayrıca misafirlik adabı, başköşenin misafire ayrılması, misafirin en iyi şekilde yedirilip, içirilip ağırlanması bir Türk geleneği idi. Eski Türklerde çocuklara bir kahramanlık gösterene kadar isim konmazdı. Türkler, yabancılar tarafından aza kanaat etmeyi bilen, cesur, iyi savaşan, sadık, teşkilatçı, misafirperver insanlar olarak tanımlanmışlardır. Binlerce yıl boyunca, Türk olsun olmasın Asya’daki birçok devletin ordularını Türkler yönetmiştir. Türker’in en kötü yanı ise yazı yazmayı sevmeyen bir millet olmalarıdır. Yazı yazmak, bina yapmak yerine özgürce dolaşmayı ve savaşmayı seçmişlerdir.

Bu İçeriği Paylaşın
Yorum bırakın

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

Exit mobile version