Büyük bir felakete ve yıkıma yol açan İkinci Dünya Savaşı, 1945 yılında sona ermişti. Ancak bu tarihten sonra dünyadaki olumsuz atmosfer sona ermedi ve “soğuk savaş” adı ile devam etti. Soğuk savaşın en çok hissedildiği(daha sonra da sıcak savaşa dönüşeceği) kritik noktalardan biri de Kore idi.
Kore, İkinci Dünya Savaşı öncesinde Japonya'nın hakimiyeti altındaydı. İkinci Dünya Savaşı'ndan Japonya ağır bir yenilgiyle ayrıldı ve Kore'nin hakimiyetini kaybetti. Kore'deki 38. paralelin güney kısmını -8 Eylül 1945- ABD, kuzey kısmını ise -12 Ağustos 1945- Sovyetler Birliği işgal etti. İki ülkede kendi yönetim şekillerini ülkeye yansıttılar. Kendi politikalarının paralelinde yöneticiler atadılar. Ülke ikiye bölünmüştü ve bu bölünme çok geçmeden derin yaralara sebebiyet verecekti.
KORE SAVAŞI BAŞLIYOR
25 Haziran 1950 günü Kuzey Kore Halk Cumhuriyeti, Güney Kore'ye bir saldırı düzenledi. Bu saldırıyla birlikte tarihe “Kore Savaşı” olarak geçecek savaş başlamış oluyordu. Kuzey Kore'nin ordusu iyi eğitimli ve donanımlıydı. Ayrıca Kuzey Kore, Sovyetler Birliği ve Çin'in de desteğini almıştı. Sovyetler Birliği, askeri teçhizatlar ve silahlar gönderdi. Kuzey Kore ordusunda Sovyet tankı ve topu görmek mümkündü.
Kuzey Kore birlikleri, 38. paraleli aşmış ve hızla ilerleyişini sürdürüyordu. Bu saldırı ABD'yi oldukça kaygılandırdı. Güney Kore'ye destek sağlamak için konuyu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne getirdi. Buradan, “Kuzey Kore birlikleri derhal savaş öncesi sınırlarına geri çekilmeli” kararı çıktı. Ancak, Kuzey Kore bu karara uymadı ve ilerleyişini sürdürdü.
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER DEVREYE GİRİYOR
Kuzey Kore, bu ilerleyişinin sonucunda Güney Kore'nin başkenti Seul'u ele geçirdi. Güney Kore'nin elinde küçük bir bölge(Pusan) kalmıştı. Durumun kötüye gittiğini gören ABD, bölgeye Birlemiş Milletler kuvvetlerinden oluşan bir askeri birlik gönderme kararı aldı. Bu askeri birlik -çoğunlukla ABD'li olmak üzere- farklı ülkelerden oluşuyordu: Türkiye, İngiltere, Fransa, Hollanda, Kanada, Belçika… BM ordularına Amerikalı ünlü komutan Mac Arthur komuta ediyordu. Mc Arthur, acil olarak bölgeye asker gönderilmesini istiyordu. Durum gittikçe kötüye gidiyordu. ABD'de savaş için askere alımlar başladı.
TÜRK TUGAYI KORE'DE
Kore'de bu gelişmeler yaşanırken, Türkiye seçimlerden yeni çıkmış ve Demokrat Parti iktidara gelmişti. Demokrat Parti, iktidarının ilk günlerinde zor bir durumla karşı karşıyaydı. Kore'ye asker gönderilmesi kararını aldı. Türkiye, 5090 kişilik bir tugayla BM güçlerine destek sağlayacaktı. Tugay Komutanlığına Tahsin Yazıcı getirildi. Türk Tugayı, Ankara'dan İskenderun'a hareket etti. Burada Amerikan gemisiyle Kore'ye hareket etti. 21 günlük bir deniz yolcuğu sonunda da Kore'ye -Pusan Limanı'na- ulaştı.
Türk Tugayı Kore'ye vardığında BM güçleri üstünlüğü ele geçirmişti. BM güçleri saldırılarıyla Kuzey Kore birliklerini geri çekilmeye zorladı ve bunun sonunda da başkent Seul kurtarıldı. Bunun yanında BM güçleri 38. paraleli de geçti ve Kuzey Kore'nin bir kısmını işgal etti.
GERİ ÇEKİLME EMRİNİN TÜRK TUGAYI'NA GEÇ GİTMESİ
BM güçlerinin başarısı üzerine Çin harekete geçti. 26 Kasım 1950 günü 300 bin kişilik bir orduyla Kuzey Kore'nin yanında savaşa girdi. Çin'in bu hamlesi savaşın seyrini aksi yönde değiştirdi. Başkent Seul Çinliler tarafından alındı. BM güçleri bu saldırılar sonucunda geri çekiliyordu. Ancak, bu geri çekilme emri Türk Tugayı'na geç gitti. Bunun sonucunda da en ağır kaybı verdi.
KUNURİ'DE TÜRK TUGAYI'NIN BAŞARISI
Kunuri'de Türk Tugayı, büyük bir mücadele göstermişti. Sayıca Çinli ve Kuzey Koreli kuvvetlerden çok az olmalarına karşın burada üç gün boyunca direnmişler; BM kuvvetlerine geri çekilme için zaman kazandırmışlardı. Türk Tugayı, sadece cephelerdeki başarısından ötürü değil halkla olan ilişkileri sebebiyle de ön plana çıktı. Yetim çocukları için Suvon Ankara Yetimhanesi'ni açtılar. Zaman zaman Koreli gençlerle maç yaptılar ve çeşitli aktiviteler düzenlediler. Türk askerleri gösterdikleri bu davranışlarla halkın sevgisini kazanmışlardı.
Kore'deki Türk askerleri
Çin ve Kuzey Kore ordusunun bu saldırılarına BM güçleri biraz geç de olsa cevap verdi ve 38. paralele kadar ilerleme sağlandı. Ardından Çin ve Kuzey Kore kuvvetleri bir saldırıya daha geçip ilerleyiş göstermişseler de BM kuvvetlerinin karşı taarruzuyla tekrardan 38. paralele geri çekildiler. 1953 yılında imzalanan anlaşmayla savaş kesin olarak bitirildi; her ne kadar iki ülke arasındaki sürtüşme yıllar boyunca devam ettiyse de…
Türk tugayına haberin geç gitmiş olması da ne kadar manidar bir durum. Nedense haberin geç gitmiş olması BM kuvvetlerinin işine yarıyor. Onlar rahatça uzaklaşıyor, bizimkilerse ağır kayıplar veriyorlar. Allah Allah!