Yeme bozukluğu günümüzde, kişilerin yaşadığı zayıflama sorunu ya da bir hastalık olarak tanımlanıyor olsa da aslında psikolojik sorunlar, bu sorunda daha fazla etkili olmakta. Özellikle kişilerin takıntı haline dönüştürdüğü bu durum, hangi kıyafetin daha zayıf gösterdiği, hangi aynada daha güzel görüneceği ve bugün tartının ne kadar göstereceği gibi temel problemleri öne çıkarıyor.
Bugün birçok insan kilo değerlerinin normal seviyede olması, yemeklerden sonra kusmaması nedeniyle sağlıklı olduğunu ve bir problem bulunmadığını düşünüyor. Birçok kadın ise günlük tüketim değerlerini hesaplayarak, bugün ne kadar yemek yediğini, kaç kalori aldığını ya da ne kadar zayıfladığını takıntı haline dönüştürüyor. Sizde bu grup içerisinde yer alıyorsanız yazımızı dikkatli olarak okumanızı öneririz.
Bir kişinin normal yeme alışkanlığı, bulunduğu bölge ve gelişim yapısına göre değişiklik gösterirken, son dönemde 3 ara ve 3 ana öğün olarak ön plana çıkmakta. Bazı uzmanlar ise normal olanın 3 ana öğün ile yeterli olması gerektiğini savunuyor. Peki, asıl normal yeme kavramı tam olarak neyi açıklamakta? Normal yeme, bir kişide sosyal, psikolojik ve fizyolojik açıdan sorunlar çıkarmıyor ve yukarıda da belirtildiği şekliyle belirli takıntıları sunmuyorsa o kişi normal yeme alışkanlığı kazanmıştır diyebiliriz.
Normal tüketen ve takıntılı olan iki kişi arasında, normal yiyenin sadece tabağı ile ilgilendiğini diğer yiyenin ise hızlı ve telaşlı bir biçimde bana ne kalacak diye düşündüğünü söyleyebiliriz. Doğru olan fizyolojik açıdan kendinizi aç hissettiğiniz zaman yemek yemeniz gerektiğidir.
Yeme Bozukluğu Grubu İçerisinde Olabilir miyim?
Yeme bozukluğunu tanım olarak yukarıda açıklamış olsak da bu grup içerisinde yer alıp almadığınızı aşağıda yer alan bazı soruları kendinize sorarak tespit edebilirsiniz.
1) Bugün ne kadar yemek yemeliyim? Kaç kalori almam gerekiyor?
2) Yemek yesem mi? Yoksa yemesem mi?
3) Sıkıntıdan kendinizi yemeğe mi veriyorsunuz?
4) Diyet uygulamak zorunda mısınız?
5) Yemek, sizin günlük yaşamınızı etkiliyor mu?
Yukarıda yer alan sorulara cevabınız ortak ise, siz yeme bozukluğu grubu içerisinde yer alıyor olabilirsiniz. Ayrıca aşırı spor yapmak, spor ihtiyacı duymak size yarardan çok zarar getirecektir. Sporcu değilseniz, yoğun bir spor çalışmasının size hiçbir katkısı olmayacaktır.
Zayıf Kadınlar Daha Güzeldir
Yeme bozukluğunun ortaya çıkışında etkili olan asıl sorun zayıf kadınların daha güzel olduğu düşüncesidir. Bugün toplumları etkileyen en büyük sorunlardan birisi olan tüketim sorunu, daha çok özentilikten ortaya çıkmaktadır.
Bir diğer sorun ise filmlerin yarattığı izlenimdir. Filmlerde hep yakışıklı erkeklerin uzun bacaklı, renkli gözlü ve zayıf kadınları tercih ettiği görülür.
Son Söz
Yemek bozukluğunun sizi, sosyal yaşamınızı, fizyolojik durumunuzu etkilemesine izin vermeyin. Takıntılarınızı bir kenara bırakarak doğal ve sağlıklı yaşama yönelmeyi tercih edin. Eğer yeme bozukluğu yaşadığınızı düşünüyorsanız bir uzman desteğine başvurun.
Toplumun ve tüketim sektörünün özellikle de kozmetik, bize sunduğu dayatmadır aslında zayıf kadın güzeldir durumu doğru ama zaten şişmanlığın hiç sağlıklı bir yanı yok, ayrıca şişman olarak yaşamak çok zor. Ne kadar yemek yemeliyim sorusundan ziyade ne yemeliyim sorusunu doğru cevaplarsak sonuç daha başarılı olur.