Stres, gerginlik olarak da bilinir, canlının zihinsel ya da fizyolojik işlevlerini kesintiye uğratan her türlü gerginlik ya da etkinin ortak adı. İnsanda fiziksel ve psikolojik strese yanıt olarak bir dizi psişik ve fizyolojik savunma tepkisi ortaya çıkar. Stres çok güçlü olursa ya da savunma yetersiz kalırsa psikosomatik ya da ruhsal bozukluklar ortaya çıkar.
Yaşamın kaçınılmaz bir etkisi olan stres özellikle çağdaş toplumda oldukça karmaşık bir olgu haline gelmiştir. Kişinin stres yaratabilecek durumları denetlemedeki başarısı ya da başarısızlığının bütün işlevler üzerinde etkisi vardır. Strese karşı koyma yeteneği psikosomatik araştırmalarda büyük önem taşır, araştırmacılar, koroner kalp hastalığıyla “Tip A” olarak adlandırılan ve stresli davranış kalıpları sergileyen bireyler arasında istatistiksel bir bağ olduğunu ortaya koymuştur. Bu davranış kalıplarının başında sabırsızlık ve telaş duygusu, ciddi bir rekabet güdüsü ve özellikle iş alanında zaman baskısı duyma gelir.
Psikolojik ve fizyolojik stres tedavisinde pek çok yaklaşım başarılı olmuştur. Orta derecede stres egzersiz ve herhangi bir meditasyon türüyle (örn. Yoga ya da Doğu'ya özgü meditasyon biçimleri) giderilebilir. Şiddetli vakalarda psikoterapi, stresin nedenlerini ortaya çıkarmak ve gidermek için gerekli olabilir. Biyolojik geri besleme olarak adlandırılan bir davranışçı tedavi yöntemi, kişinin vücudun içsel süreçlerinin daha fazla farkında olmasını ve strese karşı vücudun verdiği tepkileri daha kolay denetlemesini sağlar. Kimi zaman ortam değişikliği ya da yaşam koşullarının bir süre değiştirilmesi de tedaviye yardımcı olur.