RADYOLOJİ ANA BİLİM DALI
Radyoloji kısaca; röntgen (x ışınları), ses dalgaları gibi görüntüleme yöntemlerini kullanarak vücuttaki hastalıkların teşhisi ve tedavisi ile uğraşan bir anabilim dalı, bir uzmanlık alanıdır.
X ışınları diğer adıyla Röntgen ışınları 1895 yılında Alman fizikçi Wilhelm Conrad Röntgen tarafından bulunmuştur. Daha sonra, X ışınlarına, bu bilim adamının adından dolayı Röntgen ışınları adı verilmiştir.
X ışınları üzerinde yaptığı çalışmalardan dolayı Wilhelm Conrad Röntgen, 1901 yılında fizik dalında Nobel Bilim Ödülü'ne layık görülmüştür.
Ülkemizde röntgen ışınları üzerine çalışmalar, bu ışınların keşfi sonrasında fazla vakit kaybedilmeden başlatılmıştır. Osmanlı Devletinde X-ışınları üzerinde ilk çalışmalar 1896 yılında, yani bu ışınların keşfedilmesinden sadece bir yıl sonra başlatılmıştır. Bu çalışmalar Askeri Tıp Mektebi iki son sınıf öğrencisi tarafından geliştirilen basit bir düzenekle gerçekleştirilmiştir. İlk Röntgen filmi 1897 Osmanlı Yunan savaşı sırasında yaralanan askerlerin tedavisinde kullanılmıştır. [*]
Röntgen ışınlarının tıpta kullanımı, bu ışınların farklı dokular tarafından eşit olmayan ölçülerde emilmesi, ışınların dokulardan farklı miktarlardaki geçişi ve bu nedenle farklı yoğunluktaki radyolojik gölgelerin oluşması esasına dayanmaktadır. Farklı yoğunluktaki gölgeler ekran üzerinde görüntülenerek (radyoskopi) veya fotoğraf filmi üzerine işlenerek (radyografi) incelenmektedir.
Radyolojik yöntemler, hastalığın teşhis ve tedavisinde cerrahi işlemlere duyulan ihtiyacı azaltmış veya bazı cerrahi işlemler, görüntüleme yöntemleri sayesinde daha az kesi alanıyla yapılabilir hale gelmiştir. Röntgen filmleri bazı rahatsızlıkların kesin teşhisinde tek başına yeterli olabilmektedir. Kırıklar, çıkıklar, akciğer lezyon ve apsesi, bağırsak düğümlenmesi ve tıkanması buna örnek verilebilir.
Radyolojide kullanılan biyomedikal cihazlar ve tekniklerin bir kısmı sadece teşhis amaçlıdır. Bir kısım cihazlar teşhis edilen hastalıkların tedavisinde kullanılır. Bazı cihazlar ise hem teşhis hem de tedavi amacıyla kullanılabilir. Radyolojik cihazlarda olduğu gibi Radyoloji anabilim dalı, teşhis ve tedavi süreçlerinde üstlendiği fonksiyona göre teşhis radyolojisi (diagnostik radyoloji) ve tedavi radyolojisi (radyoterapi) olarak iki gruba ayrılır. Diğer taraftan radyoloji, çalışılan organ veya dokulara göre de gruplandırılmakta, yan dallara ayrılmaktadır. Omurilik, baş ve boyun bölgesini inceleyen ve bu bölgedeki rahatsızlıkların teşhis ve tedavisini yapan nöro radyoloji; göğüs kafesini inceleyen toraks radyolojisi; abdominal bölgeyi inceleyen abdomen radyolojisi; kas ve iskelet sistemini inceleyen Kas-iskelet radyolojisi bu yan dallara örnek olarak verilebilir. Son yıllarda bir yan dal olarak “Girişimsel Radyoloji” üst ihtisas alanı oluşmuştur. Girişimsel radyoloji, radyolojik cihazlar ile hastalığın teşhisi ve tedavisinde uygulanan işlemler bütününü ifade eder.
Basit röntgen makineleriyle başlayan radyoloji alanındaki çalışmalar günümüzde çok ilerlemiştir. Radyoloji kliniklerinde
- Pozitron emisyon tomografisi (PET),
- Manyetik rezonans görüntüleme (magnetic resonance ımaging) (MRI),
- Bilgisayarlı tomografi (computerized tomography) (CT),
- Ultrasonografi (US),
- Doppler ultrasonografi,
- Dijital floroskopi,
- Renkli doppler
gibi çok çeşitli biyomedikal cihaz ve yöntemlerle teşhis ve tedavi hizmetleri yapılmaktadır.
Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRI): Cihazın güçlü mıknatısları vardır. Bu mıknatıslar ile manyetik alan oluşturularak hücrelerde bulunan atomların manyetik alan yönünde belirli bir frekansta titreşim (manyetik titreşim) yapması sağlanır. İncelenen dokuya radyo dalgaları gönderilir. Radyo dalgalarına maruz kalan atomlardan geri yansıtılan sinyaller MRI cihazında görüntüye dönüştürülür. MRI ile yumuşak dokular daha iyi görüntülenebilmektedir. Bu nedenle yumuşak dokulardaki rahatsızlıklar, beyin tümörü gibi patolojik dokular disk kaymaları, eklemlerde görülen bazı rahatsızlıklar MRI ile kolayca izlenebilir. Manyetik Rezonans Görüntüleme ile damarların görüntülenmesi de mümkündür. Bu sayede geleneksel anjiyografinin ilerde terk edileceği tahmin edilmektedir.
Bilgisayarlı Tomografi (CT): Teşhis amaçlı (diagnostik) radyolojide kullanılan bir görüntüleme yöntemidir. 1970'li yıllarda kullanılmaya başlanmıştır. Bu yöntemde X ışınları kullanılır. Bilgisayarlı tomografi cihazı PET tekniğinin aksine, vücuttaki anatomik (yapısal) detayların izlenmesine imkan verir. Göğüs kafesinin incelenmesi, damar tıkanmalarının görüntülenmesinde yaygın olarak kullanılır.
Ultrasonografi (US): İncelenmek istenen dokuya insan kulağının işitmeyeceği çok yüksek frekansa sahip ses dalgaları gönderilerek bu dokulardan geri yansıyan sesleri (ekoları) değerlendiren görüntüleme yöntemidir. Kullanımı kolay ve yaygındır. İyonize radyasyon tehlikesi bulunmadığından hamileliğin takibinde yaygın olarak kullanılır. Ultrasonografi daha çok yumuşak dokuların incelenmesinde kullanılır.
Doppler Ultrasonografi: İncelenmek istenen dokuya gönderilen sesin frekansında bir değişiklik yoktur. Ancak, ses kaynağının hareketine bağlı olarak, algılanan frekansta artma ve azama meydana gelir. Bu yöntemle kan damarlarından kanın geçişi, akış yönü, akışın şiddeti incelenebilir.
Radyoloji uzmanlığı:
Radyoloji uzmanlığı İyileştirici Hekimlik (Klinik) Uzmanlık Alanı içerisinde yer alır. Radyoloji uzmanı olabilmek için dört yıl ihtisas yapmak gerekir. Radyoloji ana uzmanlık dalı içerisinde bir yan dal olan Çocuk Radyolojisi Uzmanlığı için ise dört yıllık Radyoloji Uzmanlığı ihtisası sonrasında iki yıl süren üst ihtisas eğitimi almak gerekir.
[*] Kaynak: http://www.gata.edu.tr/dahilitipbilimleri-/radyolojiad/atdradyolojtarhce-1413.asp
Ya şu röntgeni bulmuşlar ne güzel vücut için. Bunun bir de beyin için olanını da icat etseler ya, düşünce okuyabilsek biz de :))