Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı
Göğüs hastalıkları anabilim dalı solunum sisteminin alt bölümlerinde görülen hastalıklarının teşhis ve tedavisi ile ilgilenen ve dahili tıp bilimleri içerisinde yer alan bir anabilim dalıdır. Göğüs hastalıkları uzmanlığının ilgi alanına giren hastalıklar çoğunlukla solunum sistemi ve akciğer hastalıklarıdır.
Göğüs Hastalıkları uzmanlığı:
Tıpta ve Diş hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği’ne (18/7/2009 tarih ve 27292 sayılı Resmi Gazetede) göre göğüs hastalıkları uzmanlık eğitiminin suresi dört yıldır.
Göğüs Hastalıkları anabilim dalının ilgilendiği hastalıkların bazıları şunlardır:
- Pnömoni (Zatürre),tüberküloz (Verem) ve akut bronşit gibi akciğer enfeksiyonları
- Astım
- KOAH (Kronik obstrüktif akciğer hastalığı)
- Solunum sistemi enfeksiyonları
- Torasik tümörler
- Kuru öksürük tabloları
- Geniz akıntısı ve öksürük tablosu (post nazal akıntı sendromu)
- Akciğer tümörleri ve abseleri
- Mesleki ve çevresel hastalıklar (pnömokonyozlar, hipersensitivitepnömonileri, bisinosis, ağır metal hastalığı)
- Diffuzparankimal akciğer hastalıkları
- Bronşektazi (öksürük ve balgam çıkarma ile seyreden bronş genişlemesi)
- Pulmonervaskulerhastalıklar
- Solunum yetmezliği
- Plevra tüberkülozu
- Plevraleffüzyon (akciğer zarları arasında sıvı birikmesi)
- Akciğer embolisi (akciğer damarlarının pıhtı ile tıkanması)
- Goğüs duvarı, solunumkasları ve diyafram hastalıkları
- Mediasten hastalıkları
- Kistikfibrozis
- Astım dışındaki eozinofilik ve alerjik akciğer hastalıkları
- Akciğer transplantasyonu
Bu hastalıkların bazıları aşağıda özet olarak tanıtılmıştır:
Pnömoni: Akciğer dokusunun enfeksiyonudur. Bakteriyel veya viral etmenler bu enfeksiyona neden olabilir.
Halk arasındaki zatürre olarak bilinir. Pnömoni daha çok pnömokok ve streptokok adı verilen bakterilerin enfeksiyonu ile oluşur. Hastalık etmeni solunum yoluyla bulaşabilir.
Bu hastalık, bağışıklık sistemi zayıf olan bebek ve çocuklarda, yaşlılarda, AIDS gibi bağışıklık sistemini zayıflatan bir hastalığı bulunan kişilerde daha çok görülür. Ağır ameliyatlar geçiren hastalar, Organ nakli yapıldığı için bağışıklığı baskılayan ilaçlar verilen hastalar da pnömoni hastalığına yakalanma bakımından risk grubundadır. Başka bir enfeksiyon geçiren hatalarda da ikincil bir enfeksiyon olarak pnömoni vakaları görülebilir. Pnömoni hastalığına yakalanmada sigara içmek de bir risk faktörüdür.
Pnömoni tedavi edilmediğinde ölüme sebep olan ciddi bir hastalıktır. Gelişmiş ülkelerde bile bu hastalığa dayalı ölümler görülebilmektedir. Diğer enfeksiyon hastalıklarında olduğu gibi erken teşhis tedaviyi kolaylaştırır. Hastalık akciğer röntgeni ve muayene ile teşhis edilebilir.
Bu hastalığın çeşitli belirtileri vardır. Ateş, balgamlı öksürük, nefes darlığı, bazı durumlarda göğüs ağrısı, karın ağrısı belirtileri arasındadır.
Tüberkülozun belirtileri ateş, giderek artan yoğun öksürük, belli bir nedene dayandırılamayan kilo kaybı, gece terlemesi, halsizlik, Öksürükle birlikte boğazdan kan gelmesi şeklinde sıralanabilir.
Tüberküloz, tedavisi uzun süren bir hastalıktır. Tedavi en az 6 ay sürer. Hastalığın seyrine göre bir yıl hatta daha fazla süren tedaviler de vardır. Tedavinin mutlaka uzman hekim takibinde yapılması, ilaçların düzenli ve yeterli dozlarda alınmalısı gerekir. Aksi takdirde hastalık mikrobu bakteri, kullanılan ilaca karşı direnç geliştirebilir. Bu durum tedaviyi daha da güçleştirir. Hastalığın aşısı mevcut olup çocukluk döneminde yapılır. Çocukluk döneminde yapılan BCG aşısı vereme karşı bağışıklık oluşturur. Ancak bu aşı yetişkinlerde uygulanırsa hastalığa karşı bağışıklık oluşturmaz.
Akut bronşit:Virüs ve bakterilerinbronşlarda meydana getirdiği bir akciğer enfeksiyonudur. Hastalık bronşlarda tahribata yol açar.Bronşlarda iltihaplanma ortaya çıkar. Broşlara su veya yabancı bir cisim kaçması, asidik veya alkali maddelerin solunması gibi durumlarda enfeksiyona dayanmayan akut bronşit tablosu ortaya çıkabilir.
Akut bronşit verem gibi,virüs taşıyan damlacıkların solunum yoluyla alınması şeklinde bulaşır.Sigara içme, hava kirliliğinin yoğun olduğu bölgelerde yaşama, alkol ve uyuşturucu kullanımı gibi faktörler bronşlara zarar verdiğinden kişiyi bu hastalığa karşı daha hassas hale getirir.
Akut bronşit hastalarında öksürük, yoğun balgam çıkarma, nefes alma zorluğu, hırıltılı nefes görülür. Bu hastalık, zatürre (pnömoni) vakalarında görülen belirtileri de verebilir. Hastalığın tedavisinde nefes almayı kolaylaştırıcı ilaçlar kullanılır.
Astım:çevresel veya genetik faktörlere bağlı olan, kesin sebebi bilinemeyen, bir solunum yolu hastalığıdır. Bronşial astım, alerjik astım gibi türleri vardır. Astımda solunum yollarında geri dönüşümlü kasılmalar meydana gelir. Kasılma anında nefes alma güçleşir. Kasılma geçtiğinde solunum yolları normale döner. Tekrarlanan kasılmalar solunum yollarının kalınlaşmasına ve daralmasına neden olur ve bu durum nefes alma güçlüğünü daha da artırır.
Hastalığın kesin nedeni bilinmemekle beraber alerjik bünyeye (atopi) sahip olmak önemli bir risk faktörüdür.Bu hastalar için, akar denilen küçük canlıları barındıran ev tozları önemli alerjenlerdir. Polenler, Kedi, köpek, ve kanatlı hayvanların tüyleri de birer alerjendir. Hava kirliliği, kimyasal maddelerle yoğun temas, sigara dumanıgibi çevresel faktörler de astım hastalığının oluşumuna sebep olabilir.
Astımın teşhisi solunum fonksiyon testi ile yapılır. Bu testin esası nefes alma ve vermede kullanılan hava miktarının ölçülmesine dayanır.
Astım hastalarına, alerji testi yapılarak alerjik duyarlılığın değerlendirilmesi gerekir. eğer kişi alerjik astım hastasıysa ilk iş hastayı duyarlı olduğu alerjenlerden uzaklaşmak gerekir.Astım tedavisinde genellikle solunum yoluyla alınan ilaçlar kullanılır.
KOAH (Kronik obstrüktif akciğer hastalığı): Akciğerin zararlı etkenlere karşı anormal tepki vermesiyle ortaya çıkan bir akciğer hastalığıdır. Bu tepki nedeniyle bronş salgıları artar ve bu salgılar broşlara açılan yolların daralmasına neden olur. Bu durum hava akışını güçleştirir. Hasta tıkanmalar yaşar. Nefes yollarındaki daralma giderek ilerleme eğilimi gösterir. Bu hastalık, hastanın yaşam zevkini azaltmakta ve yaşamı güçleştirmektedir.Bu hastalığın ortaya çıkmasında genetik faktörler, düşük doğum ağırlığı, erken doğum gibi kişisel faktörler etkili olabilmektedir. Sigara, zararlı kimyasal maddelerle teması gerektiren mesleklerde çalışma, hava kirliliği gibi çevresel faktörler de hastalığa yakalanma riskini artırır. Bunların içerisinde sigara kullanımı, KOAH için en önemli risk faktörüdür.
KOAH hastalığının erken dönemdeki belirtileri pnömoni ve bronşite benzer şekilde bağam çıkarma ve öksürüktür. Hastalığın ilerleyen dönemlerinde nefes darlığı ortaya çıkar. Hastalığın iyice artmasıyla kandaki oksijen oranının düşmesine bağlı olarak kap yetmezliği ortaya çıkabilir.
Hastalığın teşhisi için hastanın öyküsü alınır. Semptomlar, akciğer grafisi ve solunum fonksiyon testleri yapıldıktan sonra birlikte değerlendirilir. Tedavide erken teşhis önemlidir. Bu hastalığın tamamen tedavi edilmesi henüz mümkün olmamaktadır. Erken teşhis edilmesi durumunda hastalığın ilerlemesi durdurulabilir. Tedavide ilk iş risk faktörlerini ortadan kaldırmaktır. Hasta sigara içiyorsa sigara derhal bıraktırılır. Astımda olduğu gibi nefes yoluyla alınan rahatlatıcı ilaçlar kullanılmaktadır. Hekim kontrolünde oksijen tedavisi de hastayı rahatlatan bir uygulamadır.