Çanakkale Arkeoloji Müzesi, ilk olarak Çanakkale Müzesi adı altında sergiye açılmıştır. Ancak açılmasından önce; 1911 yılında Çanakkale ve çevresinden toparlanan arkeolojik buluntular, Çanakkale Ortaokulu’nda depolanmış, 1932 yılına geldiğimizde ise bu söz konusu buluntular restore edilen bir kiliseye taşınarak sergiye açılmıştır. Daha sonra 1984 yılında yapımı tamamlanan Çanakkale Arkeoloji Müzesi, halen aynı bina da ziyaretçilerini bekliyor.
Antik Çağlarda deniz ulaşımı oldukça önemliydi. Elbetteki şimdiki teknolojiden yoksun olarak üretilen deniz taşıtları ile seyahat etmek oldukça zor ve tehlikeliydi. Özellikle ada devletlerinde yaşayan insanlar denizciliğe bir nevi mahkum olduğundan, denizciliği çok iyi öğrenmişler ve deniz aşırı yolculuklar ile yeni yerler keşfetmeye, daha verimli topraklara yerleşebilmişlerdir. Çanakkale’nin konumunun önemi burada ortaya çıkıyor. Zira antik yazarlara göre hiçbir deniz taşıtı, 1 günden daha fazla sürecek olan bir yolculuğu kaldıramıyor. Yani Kıta Yunanistan’dan Batı Anadolu’ya geçiş, ilk başta imkansız gibi görünüyor. Ancak Çanakkale’nin deniz sahanlığında bulunan irili ufaklı adalar sayesinde antik çağda yaşayan insanlar bu adalarda konaklayarak yollarına devam etmişler ve Çanakkale’ye ulaşarak Batı Anadolu’ya giriş yapmışlardır. Dolayısıyla Çanakkale sürekli olarak bir göç yolu üzerinde bulunduğundan hem prehistorik çağlarda hem de antik çağlarda insanlar burada sürekli yerleşim kurmuşlardır.
Böylesine yoğun bir tarihi mirasa sahip olan ilin müzesi 5 tane sergi salonundan oluşmaktadır. Kronolojik bir düzende oluşturulan bu salonların ilkinde; Prehistorik dönem dediğimiz yani tarih öncesi çağlara ait olan fosiller ile el baltaları, küçük heykelcikler ve ok uçları gibi dönemin insan yapımı araçları sergilenmektedir. Ayrıca Helenistik ve Roma devrine ait bir grup eser ile Troya, Beşiktepe ve Assos gibi Çanakkale ve çevresinde yapılan kazılardan ele geçen buluntular sergilenir.
Müzenin diğer bir salonu, madeni eserlere ayrılmıştır. Altından veya gümüşten bilezikler, iğne ve çeşitli süs eşyaları ile oldukça ilginç bir buluntu olan tıp aletlerinin yanı sıra Hellenistik döneme ait figürinler, kandiller seramik kaplar, cam şişeler ile altın süs takıları bulunur.
Üçüncü salonda mermer büstler, Assos kazısında ele geçen buluntular, Yunan, Roma, Lidya ve Bizans devirleri altın gümüş karışımı sikkeler ile İslami devire ait sikkeler sergilenmektedir.
Dördüncü salon Dardanos Tümülüsü'nden ele geçen buluntulara ev sahipliği yapar. Ahşap mobilya, ipek kumaş parçaları, ahşap tarak, sepet, müzik aletleri ile bronz kül kabı, kandiller, figürünler gibi eşyalar bu buluntulara verebileceğimiz örneklerdir.
Beşinci salonda Bozcaada’da ele geçen İ.Ö. 7 – İ.S. 2. Yüzyıl arasına tarihlenen birçok eser sergilenmektedir. Bu salondaki Perseus Heykeli özellikle dikkat çekicidir. Ayrıca bu salonda batık gemilerden elde edilen ticari amphoralar da sergilenmekte. Müzenin bahçesinde ise çeşitli dönemlere tarihlenen lahitler, mermer yazıtlar ile sütun ve sütun başlıkları bulunur.
Çanakkale Arkeoloji Müzesine Nasıl Gidilir?
Müze, Hamidiye Tabyası’nın bulunduğu parkın hemen üst caddesi olan Barbaros Caddesi’ne konumlandırılmıştır. Oldukça merkezi bir yerde bulunan müzeye belediye otobüsleri ile ulaşmak mümkündür. Müze pazartesi hariç haftanın her günü, tarih öncesi ve antik dönemlere merak duyan yerli yabancı turistleri ağırlıyor.