Kültür, en genel tanımıyla bir toplumu oluşturan bireylerin yaşam tarzı olarak tanımlanabilir. Kültür kavramı, birçok araştırmacı tarafından tanımlanmaya çalışılan bir kavramdır. Bazı yazar ve araştırmacılar kültür kavramını uygarlık ile özdeşleştirirken, kimi araştırmacılar ise kültür kavramına kesin bir tanımlama yapmaya çalışmışlardır. Bu kapsamda yapılan tanımlamalarda; bir toplumun madden var olması için gerekli olan iktisadi ve teknolojik değerler maddesel kültür, din, sanat ve sosyolojik ihtiyaçlar bütünü ise manevi kültür olarak tanımlanmıştır.
İnsan yaşamıyla doğan kültür kavramının literatüre giriş tarihi ise oldukça yenidir. 18. yüzyılda Vauvenargues ve Voltaire ilk olarak kültür sözcüğünü kullanmaya başlamıştır. Daha çok antropoloji bilim dalına konu olan kültür kavramı, 1900’lü yıllarda iki önemli kuramla anılmıştır.
Bu kuramlardan ilki Benedict, Mead ve Kroeber tarafından ortaya atılan kültür modelleri kuramıdır. Kültür insan bilimi olarak tanımlanan bu kuramda, kültürün ağır basan eğilimleri üzerinde durulmuştur. Kuram insanların psikanaliz, ruh bilim ve tarih felsefesi etkisi altında kaldıklarında göstermiş oldukları belirimleri inceleyerek bir kültürün temel özelliklerini ortaya çıkarmaya çalışır.
Kültür kavramını ele alan diğer kuram ise toplumsal yapılar kuramıdır. B.Malinowski kuramında kültürün işlevselliğini üzerinde dururken, toplumsal örgütlenmelerde kültürün önemi ele almıştır. Kuram her kültürü kapalı bir sistem gibi değerlendirmenin mümkün olmadığını savunarak işlevselciliğe karşı çıkar. Kurama göre bir kültür bilimi, tamamlanmış bütünleri incelemekten ziyade, toplumsal geleneği oluşturan bütün öğelerin ayrıntılarıyla incelenmesi gerektiğini savunur.
Etnologlar ise kültürü tanımlarken kültür alanı kavramını ortaya atmışlardır. Etnologlara göre farklı olmalarına karşın, benzer nitelikte ve karşılaştırılabilir kültür öğeleri taşıyan kavimlerin yer aldığı coğrafi bölgeler kültür alanıdır. Etnologlar kıtaları kültür alanlarına ayırmalarına rağmen, o bölgeye ait kültür özelliklerini rastlantısal olarak belirlemişlerdir. A.L. Kroeber, etnologlar tarafından öne sürülen kültür alanı kavramının, yazılı eserleri olmayan ve bu nedenle tarihlerini inceleyemeyen kavimlerin törelerini değiştirmek amacında olduğunu savunmuştur.
Kültür kavramı ve bu kültürü oluşturan öğeler halen birçok araştırmacı tarafından incelenmektedir. Kültürü ve kültürel yargı sistemlerini anlama çalışan bu araştırmalar insanın bir toplum üyesi olarak özümsediği değerleri ortaya koymayı amaçlamaktadır.
