Beynimiz son derece hızlı ve akıcı bir şekilde öğrenimi sağlamaktadır. Bazen bu öğrenme bizim farkına varmayacağımız kadar hızlı olmaktadır. Bu tür öğrenme şekilleri genellikle bilinçaltında gelişmektedir. Bu nedenle öğrenme süreçleri; istemsiz yani bilinçdışı öğrenme ve bilinçli öğrenme olarak ikiye ayrılır. Eğitimde ise bu iki öğrenme süreci birleşmektedir. Bunun için öğretici olan kişinin bu süreçler hakkında muhakkak bilgi sahibi olması gerekir. Bilinçdışı öğrenim, daha yoğun ortaya çıkmaktadır fakat bilinçli öğrenim bizim yönelimimizle meydana gelmektedir.
Örneğin, bir konu hakkında bilgi edinmek istiyorsak bilinçli öğrenim ön plana çıkmaktadır. Bilinçdışı öğrenim, yaşamla içice geçmiş, yaşamımızın kilometre taşlarını oluşturan süreçtir. Kişilik ve yaşam tarzının belirlenmesinde etkilidir. Genellikle yaşadığımız olaylardan, tepkilerden öğrendiklerimizle oluşur. Bilinçli öğrenim ise; daha çok isteme dayalı bir öğrenme sürecidir. Kişi, kendince faydalı olarak gördüğü ya da oluşan eğitim sistemiyle alakalı olan dersleri öğrenmede bu sürecin içerisinde faydalanmaktadır. Bu durumun en çok kullanıldığı kurumlar okullardır.
Hedeflere yönelik, belirlenmiş bir programla, kontrollü olarak bireye bir öğrenme süreci sunmaktadır. Okulların kurum olarak amacı; bireyi toplum için hazır hale getirmek, insanlarla uyum içerisinde yaşamasını sağlamak, toplumda kendisine düşen iş bölümünü en iyi şekilde uygulaması için eğitim vermektir. Bunun için gerekli olan araç, gereç ve bilgi birikimini sağlamanın yanında öğrencinin psikolojik bakımdan da her türlü yanında olmaktadır. Bunları sağlayan unsurların en başında ise öğretmenler gelmektedir.
Bilgiyi araç, gereç ve kitaplardan alıp özümseyerek, öğrenciye aktarımını sağlayan öğretmenler, hiç kuşku yok ki sistemin en önemli parçasıdır. Verilen bilginin öğrenciye en iyi derecede aktarılması ve kavratılması öğrenme sürecinin önemli noktalarından biridir. Burada son nokta ise öğrenciye bırakılmalıdır. Kişi yüksek öğrenimi için verilen bilgileri özümsemeli, arttırarak birikim sağlamalıdır. İlk ve ortaöğretimde toplanılan bilgiler bir üst seviyeye taşınmalıdır.
Yüksek öğrenimde, bu bilgilerin artarak devam ettiğini görürüz. Öğretmenler ise artık uzmanlık boyutunda bir eğitim vermeye başlamışlardır. İşte bu sürecin tamamında istemli yani bilinçli öğrenmeyi görüyoruz. Sürecin uzun olması bilinçdışı öğrenmenin aksine daha uğraştırıcı ve yorucu olmaktadır. Bu nedenle sürecin uzunluğu, yavaşlılığı ve etkisi farklılık göstermektedir.