VERİMLİ BİR ÇALIŞMANIN YOLLARI

Gündem Türkiye 3k Görüntüleme
4 Dk Okuma

     Bu konuyu belli ayrıntılarla, uzun uzadıya anlatmadan önce öğrenme, çalışma ve bunların yöntemleriyle ilgili daha öncelikli bir konuyu açmakta fayda var. Geleneksel eğitim-öğretim metotlarında, bugüne kıyasla çok daha düz bir yaklaşımla öğrenciye eğitim verilirdi. Yani öğretmenler ve müfredat, bir sınıftaki öğrencileri bir bütün olarak kabul eder ve bazı istisnai öğrenciler dışında öğrencilerle tek tek ilgilenme yoluna pek gitmezlerdi.

     Fakat değişen zaman ve psikoloji, bilim, felsefe, eğitim bilimi gibi disiplinlerin gelişmesinden sonra ortaya çıkan yeni yaklaşımlar, her bireyin ve dolayısıyla her öğrencinin kendi karakteri, zekası ve psikolojisine uygun, özel bir eğitim ve çalışma yöntemi olduğu gerçeğini ortaya çıkardı. Dolayısıyla, bu yazıda birazdan bahsedeceğimiz verimli çalışmanın yolları ile ilgili konular, bu istisnai ve bireysel yaklaşımların ötesinde, daha genel-geçer ifadeleri içerecektir. Bu genel-geçer ifadeler dışında artık hemen her okulda veya dershanede, öğrencilerin kişilik ve zeka yapılarına göre bireysel öğrenme metotlarının belirlendiğini ve bu sayede daha sağlıklı bir çalışmanın gerçekleştiğini söylemek gerek.

     Çalışmanın nihai amacını bilmek ve ona odaklanmak, onun birinci adımı olmalıdır. Çünkü gerçek bir çalışma, sorun ya da problem odaklı değil çözüm odaklıdır. Belli bir hedefin olması, bu hedef için gereken yolun çizilmesi, düzenli bir çalışmaya girmeden önce gereken motivasyonu da sağlar ve hemen ardından şu yöntemlerin gelmesini daha sağlıklı ve kolay kılar:

  • Planlı Olmak Şart: Kişinin bir günlük hayatının akışına göre günlük, haftalık ya da aylık olarak belirleyeceği bir plan yapması önemlidir. Zamanlara, saatlere ayrılmış ve sadık kalınmış bir plan, çalışmayla ilgili tüm sıkıntıların kolayca çözülebileceği önemli bir aşamadır. Çünkü öğrenci, yaptığı plana sadık kaldıkça günlerin ve saatlerin aslında o kadar da kısa olmadığını görmekle birlikte, daha da önemlisi çok uzun ve çalışmak yerine belli saatlere sığdırılmış sistemli ve düzenli çalışmanın çok daha faydalı olduğunu görebilecektir.

  • Doğru Çalışma Zamanı: Çalışma saatlerinin uzunluğu, kısalığı ya da periyotlarından ziyade daha önemli olan bir başka konu da çalışma saatinin doğru ayarlanmasıdır. Yapılan araştırmalardan sonra, her bireyin özel bir öğrenme zamanı olduğu anlaşılmıştır. Zihnin çalışma prensibine ve alışkanlıklarına göre bazı öğrenciler sabahın erken saatlerinde, bazıları gün içinde daha iyi konsantre olabilirken bazıları da gece öğrenmelerini daha kolay başarabilmektedir. Bu nedenle bireyin kendi kararıyla birlikte bir uzman yardımıyla belirlenecek verimli bir saatte çalışmak en iyisi olacaktır.

  • Çalışma Alanının Belirlenmesi: Rutin çalışma planı yapıldı. Uygun ve sağlıklı çalışma saatleri ile süresi belirlendi. Şimdi ise geriye en az diğerleri kadar önemli olan bir başka unsur kaldı: Çalışma yerinin belirlenmesi. Diğer unsurlar gibi, kişiden kişiye değişebilen uygun çalışma yerleri, bazıları için evin sıradan bir köşesi ya da yalnız bir çalışma masasıyken, bazıları da özenle dekore edilmiş bir kütüphaneyi, kafe ortamını ya da yatağını tercih edebilmektedir. Bu yüzden yine kişinin kendi kararı ya da bir uzman desteği ile uygun çalışma alanlarının belirlenmesi, ideal bir çalışma düzeni için önemlilik arz eder.

  • Konuya Yoğunlaşma: Artık yeriniz, zamanınız ve süreniz belli. Çalışırken sizi iyi hissettirecek bir çay, kahve ya da meyve suyunu da aldığınıza göre zaman, çalışma zamanı. Öğrencilerin birçoğunun, öğrenme yöntemleriyle ilgili en büyük sorunu, yoğunlaşamama, dikkatsizlik ya da dağınıklıktır. Bu, çalışma düzenine en çok zarar veren unsurlardan biridir. Bu yüzden çalışmaya oturmadan önce, dikkat dağıtabilecek bütün dış etkenler ortadan kaldırılmalı, bütün ihtiyaçlar görülmeli, çalışma esnasında kafaya takılabilecek bütün konular çözülmelidir. Ancak bu sayede temiz ve sakin bir zihinle masaya oturabilen öğrenci, konuya yeterince odaklanarak ideal ve sağlıklı bir çalışma gerçekleştirebilir.

     İdeal çalışma, yukarıda bahsettiğimiz dış şartların oluşturulmasına bağlı olduğu kadar zihinsel anlamda da bazı iç şartlar gerektirir. Bu zihinsel şartların sağlanabilmesi için öncelikle gerçekleştirilmesi gereken dış şartlardan bahsettik. Bunlar dışında bir de zihinsel faktörler vardır ki bunlar da ayrı bir yazının konusudur.

Bu İçeriği Paylaşın
2 Yorum
  • Yazıya ilave olarak, kendisini iyi hissetmediği zaman çalışan bir birey, ilgili çalışmada muhtemel olarak daha az performans gösterecek, hatta bilgilerin kalıcı olabilmesi için algı açıklığı göz önüne alındığında negatif bir sonuç alınması da olağandır. Hal böyle olunca, sıkı ve yoğun bir çalışma yerine, doğru tempoda, doğru koşullarda çalışmak, alternatifi yoğun ve sıkı çalışmadan daha etkili olabilir. Herkese bilge günler dilerim.

  • olmuyor işte herkesin tarzı farklı planlı çalışma herkese uygun değil işte, planınızda mat çalış yazıyor diyelim ya canınız hiç istemiyorsa, boşa geçirilen bir zaman dilimi yaratılmış oluyor o zaman

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

Exit mobile version