Fiziksel haz ve acı yerine toplumda saygınlık ve dışlanma daha etkilidir.
Locke’ a göre fiziksel acı veren cezadan ve yine fiziksel haz veren ödülden kaçınılmalıdır. Zira her ikisi de istemeyen davranışı engellemede ya da istenilen davranışı sürekli kılmada yetersiz ve yararsızdır.
Dövülen çocuklar cesur olamazlar böylece eğitimin temel hedefi olan erdemli birey yetiştirmek mümkün olmayacaktır. Zira cesaret diğer erdemlerin gerçekleşmesinde oldukça büyük bir öneme sahiptir. Ayrıca dayak yiyen çocuklar iyi bir lider de olamazlar. Bu yüzden kendi rahatımız için çocuklara boyun eğdirmek isterken, onlara büyük zararlar vermekten kaçınmamız gerekir.
Çocuklar ödüllendirilirken haz veren şeyler tercih edilmemelidir. Bilindiği üzere çocuklar övgü ve takdire karşı duyarlıdırlar. Övülen çocukların başaramayacağı şey yoktur. Öte yandan takdir edilmek ve saygıdeğer olduğunu hissetmek bir çocuk için tüm şekerlemelerden daha etkili bir ödül; davranış değiştirme metotları bakımından da en etkili pekiştireçtir.
Ödül verirken toplumun onayından geçen “saygıdeğerlik” tercih edildiğinde çocuk, Kolberg’in ahlak kuramına göre Geleneksel Ahlak Seviyesi nden başlayacağı için, ahlaken de fiziksel haza dayalı bir ödül alan çocuğa göre daha ileri bir seviyede olacaktır. Zira Kolberg Gelenek Öncesi, Geleneksel ve Gelenek Sonrası olmak üzere ayırdığı ahlak kuramında Gelenek Öncesini, saf çıkara dayalı ve itaat cezaya dayalı olarak iki bölümde ele almış; Geleneksel düzeyi, iyi çocuk eğilimi ve kanun-nizam olmak üzere ifade etmiştir.
Ceza ise yine ödülde olduğu gibi toplumun belirlediği şekilde olmalıdır. Böylece içinde yaşadığı toplumu dikkate almak zorunda kalan çocuk, mevcut saygıdeğerliğini korumak için hata yapmaktan kaçınacaktır. Çocuk için sevdiği insanların gözünde saygınlığını yitirmek en şiddetli dayaktan daha korkutucu bir cezadır.
Çocuklar öncelikle sevilip övülmeli ve saygıdeğer oldukları hissettirilmelidir. Böylece istenilen davranışlar kazandırılırken istenmeyen davranışlar ortadan kaldırılmaya çalışılmalıdır. Buna rağmen ortaya çıkan istenmeyen davranışlar ise halen ellerinde bulunan saygıdeğerlikleri alınarak ve övgüden mahrum bırakılarak düzeltilmeye çalışılmalıdır. Zaten bu onlara verilecek en büyük ceza olacaktır.
Not : Yukarıda bahsettiğimiz uygulama bir bütün olarak uygulanmalı ve sürece katılan tüm yetişkinler ortak hareket etmelidirler. Ayrıca bir noktaya kadar fiziksel haz ve acıya maruz kalmış çocuklarda bu uygulama tam sonuç vermeyecektir.
Kenan SAĞLAM