Sosyal psikoloji genel anlamda batılı bilim insanları tarafından yine batılı katılımcılarla gerçekleştirilen batılı bir bilim dalı olarak ortaya çıkmıştır. Bu durumda günümüzde bile bulguların evrenselliği sorgulanmaktadır. Sosyal psikologlar ise kültürün sosyal psikolojik süreçler üzerindeki etkilerini incelemek amacıyla kültürler arası incelemeler yapmışlardır. Örnek vermek gerekirse batılı insanların ve Doğu Asyalıların sosyal dünyayı algılama ve anlamada temelde farklı düşünce türlerine sahip olduklarını kanıtlamışlardır.
Kültürler arası araştırma yapmak, başka bir kültüre seyahat etmek yabancı dillerden yerel dile çeviri yapmak ve orada düzenlenen çalışmayı tekrarlamak yapmak değildir. Araştırmacıların dikkat etmeleri gereken bir husus ise, kendi kültürlerinde öğrendikleri bakış açılarını ve tanımlamaları tanımadıkları bir kültüre dayatmaktan kaçınmaktır. Aynı zamanda kullandıkları bağımsız ve bağımlı değişkenlerin farklı kültürlerde aynı şekilde anlaşıldığından emin olmaları gerekmektedir.
Evrimsel Yaklaşım
Evrim kuramı Charles Darwin tarafından hayvanların çevrelerine nasıl uyum sağladıklarını açıklamak amacıyla geliştirilmiştir. Bu kuramın merkezinde ise, belirli bir ayırt edici özelliğe sahip organizmalar üremeye daha yatkın olduğu için, belirli koşullarda hayatta kalmayı kolaylaştıran bu kalıtsal özelliklerin gelecek kuşaklara aktarılması süreci olan doğal seçim bulunmaktadır. Zürafaların boyunlarının uzun olması bunun tipik örneklerinden biridir. Yiyeceğin az bulunduğu bölgelerde zürafalar uzun boyunları sayesinde diğer hayvanların ulaşamadıkları yerlerdeki yiyecekleri yiyebilirler. Bu zürafaların hayatta kalma ve üreme olasılıkları diğer zürafalara göre daha yüksektir ve sonuçta bahsettiğimiz uzun boyun geni sonraki kuşakların hepsinde bulunacaktır.
Sosyal Nöroloji
Daha önce belirttiğimiz gibi, sosyal psikolojinin konusu insan duygu, düşünce ve davranışlarının başka insanların gerçek ya da hayali varlıklarından nasıl etkilendiğidir.
Bunun yanı sıra insan biyolojik bir makine gibidir ve sosyal psikologlar da biyolojik süreçler ile sosyal davranışlar arasındaki bağlantıya her geçen gün daha fazla ilgi gösteriyorlar. Hormon ve davranışların incelenmesi, insanlarda bağışıklık sistemi ve insan beynindeki sinirsel süreçler bu duruma gösterilecek örnekler arasında sayılabilirler.
Sosyal psikologlar bu tarz ölçümleri katılımcılar sosyal bilgileri düşünürken ve işlerken yaparlar ve bunun sonucunda farklı beyin etkinlikleri ile sosyal bilgi işleme arasındaki ilişkilerin haritasını çıkarabilirler. Bu tip araştırmalar henüz başlangıç aşamasında olmasına rağmen beyin ile davranışlar arasındaki ilişkinin incelenmesi yeni bir çalışma alanının ortaya çıkması anlamına da gelmektedir.