İÇSEL VE DIŞSAL YÜKLEME SÜRECİ

Cemal Berk CENGİZ 9.8k Görüntüleme
4 Dk Okuma
          Fritz  Heider çoğunlukla, yükleme kuramını kuran kişi olarak yer etmiştir. Heider, yazdığı tesirli kitap ile sosyal algı alanının açıklamasını yapmıştır ve günümüzdeki tetkiklerde de tesirini devam ettirmektedir. Heider  “naif” psikoloji ya da sağduyu psikolojisi adını verdiği mevzu hakkında çalışmıştır. Bu konuya göre, bireyler acemi bilim insanlarına benzer, uygun bir izahat ve ya sebebe erişene değin ellerindeki verileri bir araya toplayarak farklı bireylerin hareketlerini kavramaya çalışırlar. İnsanların uygun olarak kabul ettikleri izahlar ve neticelere ulaşma yöntemleri Heider‘de olukça fazla bir alaka uyandırmıştır.

Heider‘in en kıymetli katkılarından biri kolay bir ikilemdir: bireylerin davranış biçimlerini –örneğin, bir babanın çocuğuna niçin kızdığını kavramaya çalışırken iki yüklemeden birisini yapabiliriz. İlk şık içsel yükleme yapmak, yani hareketlere içsel sebepler katan bir açıklama getirmektir. O halde babanın çocuğuna davranışına onunla alakalı bir şeyin yatkınlığı, karakteri, tutum ya da kişiliği sebep olmuştur. Bunu bir örnekle açıklayacak olursak, söz konusu olan babanın ebeveynlik kabiliyetinin zayıf bir noktada olduğuna ve bununla birlikte çocuğuna uygun olmayan bir yöntemle disiplin vermeye çalıştığını söyleyebiliriz. Diğer bir yandan da dışsal yükleme yaparak babanın karakteri ve hareketlerindeki değil, durumun kendindeki bir şeyin bu hareketin sebebi olduğunu da kararlaştırabiliriz. Baba çocuğuna bağırdı, zira çocuk etrafına bakmadan yola fırladı, diye aklımızdan geçirdiğimizde babanın davranışına dışsa yükleme yapmış oluruz.

Yaptığımız yükleme çeşidine göre baba ile ilgili izlenimimiz de çok değişik olacaktır. İçsel yükleme yaptığımızda baba ile alakalı izlenimimiz negatif yöne doğru olur. Dışsal yükleme yaptığımızda ise onunla alakalı pek çok şey öğrenmiş olmayız.

Bu içsel/dışsal yükleme ikililiği en şahsi bölümlerinde de oldukça önemli bir yer tutar. Hakikaten mutlu, güzel bir evlilik içinde olan karı-kocaların birbirleriyle alakalı yüklemeleri, mutsuz ve sorunlarla dolu bir evliliklerdeki karı-kocaların yüklemelerinden farklı olacaktır. Birbirinden memnun eşler birbirlerinin pozitif hareketleri için içsel yüklemeler (mesela, bana yardımcı oluyor zira o çok iyi kalpli biri), negatif hareketleri için dışsal yüklemeler (mesela, bugün çok zıt şeyler söyledi, işte oldukça büyük bir sıkıntı içindeydi.), yapar. Buna karşın, sorunlu evliliklerdeki eşler bu durumun tam zıttını gösterme eğilimi içindedirler. Karı-kocaların pozitif davranışları dış sebeplere bağlanırken, negatif davranışlar ise içsel sebeplere bağlanıyor. Uzak olmayan ilişkilerde sorunlar ortaya çıktığında eşler arasındaki ikinci yükleme örüntüsü, içinde bulunulan durumu berbatlaştırıp, ilişkinin yarınını daha da çıkmaza sokmaktan başka bir şeye yaramaz.

Heider’in mühim katkılarından biri de içsel yüklemeleri dışsal yüklemelere tercih etmemizi öne çıkarmasıdır. Her iki yükleme çeşidi de her zaman için imkanlı olmakla beraber, Heider‘e göre, bireylerin davranış sebeplerini gene bireylerin içinde arama meyili ağır basar. Algısal olarak bireylere yoğunlaşırız, insanları görürüz ve çoğunlukla fark etmekte ve açıklamakta zorlandığımız durumu es geçebiliriz.

Fritz Heider’e göre çoğunlukla bir kişinin davranış sebeplerinin içsel olduğunu düşünürüz. Bir örnekle açıklayacak olursak, dışarıda bir dilenci bizlerden para istediği zaman çoğunlukla fakir olmasının kendi suçu, belki de üşengeç ve ya uyuşturucu bağımlısı birisi olduğunu aklımızdan geçiririz. Ancak aynı bireyin halini bilebilseydik –belki patronu işten kovduğu için işsiz kalmıştır ve ya eşinin ilaç masrafları sebebi ile her şeyini sıfırlamıştır.- farklı bir dışsal yükleme yapmamız olası olabilirdi.

 

Bu İçeriği Paylaşın
Yorum bırakın

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

Exit mobile version