Sosyal açıdan aktif birçok üniversite öğrencisinin bildiği gibi alkol, toplumun çeşitli eylemler üzerinde oluşturduğu engelleri yokmuş gibi gösterir ve bu yoklukta eylemlere çözüm saldırganlıktır. Kışkırtılmamış insanlar arasında ve genellikle ayıkken saldırgan davranmayan kişilerde bile alkol ile saldırgan davranış arasında bir bağlantı olduğu araştırmacılar tarafından bilinen bir durumdur. Barlarda ve gece kulüplerinde niçin sıklıkla yumruklaşmalar olduğu ve aile içi şiddetin neden genellikle alkol kullanımı ile alakalı olduğu bu biçimde açıklanabilir.
Alkol, eylemler üzerinde dayattığı engelleri anlık olarak yokmuş gibi davranmamızı sağlayan uyuşturucu niteliğindedir. Alkol genel olarak ketleri yokmuş gibi gösterir ve dolayısıyla olduğumuzda daha az tedbirli olmamıza neden olur. Öte yandan hepsi bu kadar değildir. Alkol genel bilgi işleyişimizi aksatır. Bu da alkollü insanların genellikle bir sosyal durumunun ilk ve en bariz yönlerine tepki vermesine, nüansları gözden kaçırmasına neden olur. Örneğin, ayıksanız ve birisi ayağınıza basarsa bunu istemeden yaptığını fark edersiniz. Diğer bir yandan, sarhoş olduğunuz zaman durumun inceliğini gözden kaçırıp, sanki ayağınıza kasten basmış gibi davranabilirsiniz. Bundan dolayı (özellikle de erkekler) adama bir yumruk atabilirsiniz. Bu, erkeklerin özellikle de alkolün etkisi altındayken, kışkırtıcı olarak yorumlayabileceği belirsiz durumların tipik örneklerinden birisidir.
Gerçekten de suç istatistikleri cinayet, saldırı ya da diğer şiddet içerikli suçlardan tutuklanan birçok insanın tutuklama esnasında yasal olarak sarhoş kabul edilen durumda olduğunu gösteriyor. Buna ilaveten, kontrollü laboratuar deneyleri yasal olarak sarhoşluk kabul edilen seviyede alkol alan bireylerin kışkırtmalara, az miktarda alkol alan ya da hiç alkol almayanlara oranla, daha saldırgan tepkiler verdiğini gösteriyor.
