Bir uçak yolculuğuna çıktığında ve dünyanın üstünde bir başkasının kontrolünde kanatsız uçtuğunu gördüğünde, boşluğa emanet ettiğin bedenin, kendi dilinde dünyadan kurtulmanın huzurunu yaşar, sonra bunu sana gerisin geri yeni şekliyle iade eder. Böylece huzur, bir durumdayken başka bir ya da fazlası durumu da elde tutma kapasitesi demek olur. O huzur ki, ayrıntılı bir plan düşürebilir kimi zaman beynine ya da en güzel hayalleri yaşatır. Altında denizler ve toprak parçaları kayarken, biri silindiğinde başka parçaları hemen canlanır dimağında. Gelişen beyin organizmasının ayrıntılı bir planı, ölen organizmanın ise bu planın getirdiklerine yetişemeyen bir yanı demek olur bu. Ama bana göre, hayatını dünyadan uzakta o hava boşluğunda uzatmak isteyen gereğinden fazla plan yapmasın kanımca. Ama hayallerine devam etsin. İster uçakta ister karada…
Bazen öyle meczup bir hayatınız olduğunu düşünürsünüz ki, asla ulaşamayacağınız sevdiğiniz vardır bir yerlerde. O sevdiğiniz sizin için hayallerinizde saklı bir güneş gibi süslenmiştir. Cesaretin yüzü işte budur dedirtecek onurlu ve ihtişam birikmiş bir yüzü olduğunu var sayarsınız. Ne yaramazlık yaparsanız yapın sizi kabul ettiği konforlu bir yüreğe sahip olduğunu, düşünür durursunuz. Akabinde melodik gülümsemesini her saniye aklınızdan geçirirsiniz. İsmi, Ayşe, Sema, Hatice'dir. Ama fark etmez, harmanladığınız duygularınızın içinde o hep bir yüzdür sadece. Ulaşamazsınız hiç bir zaman. Ne kadar yerini bilirseniz bilin…
Ömrünüzde harcayamayacağınız kadar çuval dolusu paranız vardır mesela hayallerinizde. Mutlaka bir yerden kazanmışsınızdır, kaynağına sizden başkası ulaşamaz. Öyle malik bir hayatın çevresinde yoğrulursunuz ki, sizden başkasına layık değildir o tepe noktası. Ve her şeyin kontrolü sizdedir.
Mutlusunuzdur mesela. Bir güne sığmayacak, bütün ömür sürecek bir mutluluk. Zaten hayallerin başını bu çeker. Siz mutlu olun ki, başkalarına kolayca el veresiniz, onları da mutlu edesiniz.
Aşk, para, mutluluk ne güzel şeyler…
Bir insan günde kaç kere hayal kurabilir. Bulduğu her boşlukta mı? Yoksa her boşluğu kendi mi oluşturur?
Hayaller niçin vardır ya da? İçine huzur sığdıracağınız üç beş dakikanın sınırlarınızı genişletmek için mi? Yoksa, mücadele arzunuza son destek olsun diye mi?