İnsanlığın belki de yaratılıştan beri üzerinde durduğu en önemli sorunlardan birisi kendi kimliğini tanımasıdır. Kim olduğumuzu nasıl tanımlayabiliriz? Bu soru aslında cevabı çok da kolay gözükse de, bu soruyu yanıtlama şekliniz büyük olasılıkla çok çarpıcı kültürel ve sosyal süreçleri ortaya çıkaracaktır.
Çoğu Batı kültürünü incelediğimizde insanlar kendilerini diğer insanların değil, kendi içsel düşünce, duygu ve eylemleri ile tanımladıkları bağımsız benlik görüşüne sahip olduklarını görebiliriz. Bu görüş doğrultusunda batılı insanlar kendilerini başkalarından oldukça ayrı olarak tanımlamayı öğrenirler ve bağımsızlık ile teklik anlayışına önem verirler.
Buna karşılık çoğu Asyalı ve Batılı olmayan kültürleri ele aldığımızda, bu kültürdeki insanların kendilerini başka insanlar ile olan ilişkiler bağlamında tanımladığını ve davranışlarının genellikle başkalarının düşünce, duygu ve eylemleri doğrultusunda belirlendiğini düşünürler. Bu görüşe ise karşılıklı bağımlı benlik görüşü ismini vermekteyiz. Bu görüşte, insanlar arasındaki bağlılık ve karşılıklı bağımlılığa önem verilirken bağımsızlık ve teklik kabul edilemez kavramlardır.
Elbette ki yukarıda belirttiğimiz tanımlar, Batı kültüründen gelen herkesin bağımsız benlik görüşüne, Asya kültüründen gelen herkesin de karşılıklı bağımlı benlik görüşüne sahip olduğu anlamına gelmemektedir. Asıl sebebi kültürler arası etkileşim olan ve bunun sonucunda kültürler içerisindeki benlik kavramı konusunda farklılıklar söz konusudur. Aynı zamanda kültürler arasındaki temas arttıkça bu kültürler arasındaki farklılıklar da azalabilir.
Yine de Batı ve Doğu kültürlerinin benlik duygusu konusunda farklılık gösterdiği su götürmez bir gerçektir. Bu durum aynı zamanda, kültürler arasındaki iletişimde de enteresan sonuçlar ortaya çıkarmaktadır. Gerçekten de bakıldığı zaman, benlik duygusundaki farklılıklar o kadar temel ve değişmez niteliktedir ki, bağımsız benlikleri olan insanlar ile karşılıklı bağımlılık duygusu olan insanların birbirleri ile bu açıdan iletişimi çok zor gözükmektedir. Batılılar, Asyalıların bağımlılık duygusunu anlamakta ve takdir etmekte güçlük çekerler. Yine benzer şekilde, bir çok Japon insanı için de, Amerikalıların kendilerini bulundukları sosyal ortamdan ayrı tanımlamaları kabul edilecek bir şey değildir.
Ünlü yazar William Shakespeare’e göre Batı toplumunda benlik her şeyin ölçüsüdür. Bununla birlikte bu benlik kavramı ne kadar doğal olarak algılansa da bunun sosyal bir yapı olduğunu ve dolasıyla kültürler arası farklılık göstereceğini genel olarak kabul etmeliyiz.