Hint – Avrupalı kavimlerin Anadolu’ya girdiği ve Anadolu’daki yerel halklar ile kaynaşmaya başladığı dönemde, Asurlu tüccarlar Orta Anadolu’da ticaret sömürgeleri kurmuşlardır. Sömürge lafı fonetik olarak her ne kadar insanın kulağına kötü şeyler çağrıştırsa da, Asurlu tüccarların Anadolu’ya geçişi ile yazı Anadolu’da daha sık bir biçimde kullanılmaya başlanmış ve Asur kaynaklarında da Anadolu ile ilgili bilgiler verilmeye başlanmıştır. Hal böyle olunca bu döneme Anadolu’nun ilk tarihsel çağı dememizin en büyük vesilelerinden birisi de bu Asurlu tüccarların kurmuş olduğu ticaret kolonileridir.
Sömürgeciliğin Başlangıcı
Örneğin bir Asur metninde tüccarlar “Biz güç kazanmak istiyoruz, çünkü biz savaşçı değiliz” demişlerdir ve bu metinden Asurların Anadolu üzerinde herhangi bir hakimiyet kurmak gibi bir amaçları olmadığını, yalnızca ticaret yapabilmek adına buralarda koloniler kurduğunu anlamaktayız. Aynı metinde Orta Anadolu’daki yolların bozuk olduğundan ve dolayısıyla da ulaşımın oldukça zor olduğundan dert yanılmaktadır. Ancak yine de Asurlular bu yolları aşarak Anadolu’ya işlenmiş ürünler getirerek Anadolu’dan işlenmemiş kereste, bakır ve gümüş alıyorlardı. Yani Asurlular için tarihte Anadolu’nun nimetlerinden yararlanarak, Anadolu’da yaşayan halkları sömüren ilk devlet olarak adlandırabiliriz.
Uzun yıllar bu ticaret işlemleri birbirinden bağımsız olarak devam etse de, merkezlerde yapılan kazıların İ.Ö. 19. Yüzyıl tabakalarında ele geçen çok sayıda yazılı belgeden anlayabileceğimiz üzere Asurlular bu yıllardan itibaren ticareti belirli yasalar dahilinde yapmaya başladılar. Asurlu tüccarlar Orta Anadolu’da hiçbir devlet ile bağlantısı olmayan bağımsız ticaret kolonileri kurdular. Bu kolonilerden büyük olanlarına Karum, küçük olanlarına ise mobartum adı verilir. Bu karum veya mobartumların adı tabletlerde çokça geçse de, tam olarak yerleri bilinmemektedir.
O dönemde para olmadığı için ticaret takas yolu ile yapılmaktaydı. Örneğin Asurlu tüccarlar Anadolu’da bolca bulunan ve bu nedenle de oldukça ucuz olan Bakır alıp yerine kalay ve kumaş veriyorlardı. Bununla birlikte o dönemde altın ve gümüş, alışverişte kullanılıyordu. Bununla birlikte altın gümüşün altı katı bir değere sahipti. Ayrıca o dönemde yeni yeni keşfedilip kullanılmaya başlanan demir de, en az bu iki maden kadar alışverişlerde değerliydi.
Yazımızın başında Asurlu tüccarların yolların bozukluğundan ve ulaşımın zorluğundan şikayet ettiklerini söylemiştik. Ancak para kazanma hırsı o denli kuvvetliydi ki, Asurlu kolonistler bu yolları eşek ile geçiyorlardı. Hatta eşek Asurlu tüccarlar için o kadar önemliydi ki Kültepe’de bulunan bir kabartmada bir eşeğin iki yanında iki adet tanrı figürü görülmektedir.
Sonuç olarak Asurlu tüccarlar, o dönemde Orta Anadolu’da bulunan onlarca beylikten bağımsız olarak Anadolu ile ticaret yapabilmek için Anadolu’da karum ve mobartum denilen ticaret merkezleri ile istasyonlar kurmuş; hem mal alırken hem de satarken ayrı ayrı kâr ederek zenginliklerine Anadolu’yu sömürerek zenginlik katmıştır. Ancak bunu yaparken de, ticaretin değişmez kurallarından birisi olan “yazışmayı” bol bol kullandıkları için o dönemin Anadolu’su hakkında bizlere çok önemli bilgiler bırakmışlardır.
Bununla birlikte Asurlu kolonistlerin izlerine aynı zamanda bu beyliklerin yerleşim alanlarında da rastlanmaktadır. Bunlar gibi eserlerin çoğu, Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenmektedir. Sitemizin müzeler bölümüne göz atacak olursanız, Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde daha ne gibi eserlerin olduğu ve bu müzeye nasıl ulaşım sağlayacağınız ile ilgili bilgileri bulabilirsiniz.