ÖZ SAYGI YAKLAŞIMI: KENDİMİZ HAKKINDA İYİ ŞEYLER HİSSETME GEREKSİNİMİ
Hemen hemen her insan öz saygısını olabildiğince yüksek tutmak, yani kendisini iyi, yeterli ve saygın biri olarak görmek ister. İnsanların dünyaya bakış açılarının temellerini genellikle, bu kendi hakkında olumlu imgeye sahip olma gereksiniminde bulabiliriz. İnsanlar kendilerini iyi hissetmek için dünyayı çarpıtmak ile dünyayı doğru bir şekilde anlamak arasında seçim yapmaları gerektiğinde genellikle ilk seçeneği seçerler.
- Geçmişteki Davranışları Mazur Gösterme
Bir örnekle başlayacak olursak, bir çiftin uzun yıllar boyunca ilişkiyi kıskançlığı ile çekilmez bir noktaya getiren kadın yüzünden boşandığını düşünün. Kadın gerçeği yani, kıskançlığının ve aşırı sahiplenme duygusunun kocasını kendinden soğutmasına inanmak yerine evliliğinin yıkılmasının sebebini eşinin onun gereksinimlerine karşı yeterince hassas olmamasına bağlamaktadır. Bu yorum tabi ki bir amaca hizmet eder. Kadının kendini daha iyi hissetmesini sağlar. İnsanların önemli yetersizliklerini kabul etmek çok zordur ve bunun bedeli, bakış açısının dünyayı doğru olmayan bir biçimde görmesi de olabilir. Bu çarpıtma sonucunda deneyimlerimizden bir şeyler öğrenme olasılığı da azalacaktır. Mesela bu kadın olası bir ikinci evliliğinde aynı sorunu tekrar yaşayabilir.
Buna rağmen bu durum tam olarak insanların gerçeklikleri bütünüyle çarpıttığını ve kendilerine kötü görünen bütün bilgileri reddettiklerini göstermez. Bu tip davranışlara ruh ve sinir hastaneleri dışında çok az rastlanır. Bunun yanında normal insanlarda genellikle, var olan durumları kendilerine en iyi görünecek şekilde az da olsa değiştirebilirler. Bu durum insan davranışları ile ilgilenen sıradan bir gözlemci için bile sıra dışı bir durum değildir. Bu güdünün işleme şekilleri de çoğunlukla hayret vericidir. - Acı Çekme ve Kendini Mazur Gösterme
Bu durum ise insanların kısmen geçmişteki davranışlarını mazur göstererek kendilerini daha iyi bir ışıkta görme gereksinimi duymaları ve belirli ayırt edici koşullarda bu güdünün onları ilk bakışta şaşırtıcı ya da çelişkili görünen davranışlara yöneltebileceğini göstermektedir. İnsanların kendilerine acı veren şeyleri ya da kişileri rahatlıkla ve büyük bir keyifle bağdaştırmaları bunun örneklerinden biridir.
Bu araştırma örneği ile ulaşılan sonuçların, davranışçılık kuramının tamamen yanlış olduğu anlamına gelmediğini bir kez daha söylemek gerekir. Bu kuramlar kimi davranışları çok iyi bir şekilde açıklamaktadır. Bunun yanı sıra davranışçı yaklaşımların önemli tutum ve davranışların geniş bir alt kümesini yeterince hesaba katmadığını dikkate almak gerekir.