Türkiye’nin beşinci büyük kenti, Akdeniz Bölgesi’nin de sanayi devi olan Adana ilinde müze çalışmaları ilk olarak Osmanlı devrinin güzide mimari eserlerinden biri olan Cafer Paşa Medresesi’nde başlamıştır. Arkeolojik ve etnografik eserlerin toplandığı bir depo özelliği taşıyan müze, 1934 yılına gelindiğinde Kumruköprü ilçesindeki kiliseye taşınarak sergiye açılmıştır.
İlerleyen yıllarda müzenin dolması ve arkeolojik eserlerin daha modern bir yapıda sergilenmesi gerkeliliği ortaya çıkınca 1966 yılında şimdiki Adana Arkeoloji Müzesi’nin bulunduğu binanın yapımına başlanmış, 1970 yılında da eserler bu binaya taşınarak teşhire açılmıştır.
Müzeye gittiğinizde ilk olarak müzenin bahçesindeki taş eserler dikkatinizi çekecektir. Burada imparator heykelleri, Roma ve Bizans döneminde yapılmış olan mimari yapıların sütun ve sütun başlıkları, altarları, mezar taşları, lahitler, seramik kaplar ve mozaik eserler bulunmaktadır. Aynı zamanda İslami dönemlere ait mezar taşları da burada sergilenmektedir.
Müzeye girdikten sonra da bu taş eserler devam eder. Girişteki salona bu yüzden Taş Eserler Salonu adı verilir. Bu eserlerin içinde Troya savaşlarını anlatan Akhilleus lahdi ile Medusa başının bulunduğu bir lahit oldukça görülmeye değerdir. Salonda ayrıca arkaik döneme tarihlenen heykeller ile birlikte Hellenistik ve Roma dönemine tarihlenmiş mezar taşları, heykelleri, mimari öğeler, mozaikler ve lahitler yer alır.
Üst kat salonlarında günümüze daha uzak dönemlerde yapılmış olan eserler sergilenir. Bu eserler kronolojik bir sıra gözetilerek tasnif edilmiştir. Erken tunç, kalkolitik, neolitik çağlarda yapılmış olan adak kapları, insan ve hayvan figürinleri, Hitit, Urartu dönemine ait insan yapımı diğer eşyalar burada sergilenir. Salonun diğer bir bölümünde de Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı gibi günümüze daha yakın dönemlere ait eserler sergilenir.
Salonun diğer bir bölümünde ise Adana ve çevresinde yapılan kazı çalışmalarında açığa çıkan buluntular ile, Tarsus’ta bulunan altın kaplama Strigilis yer alır. Sikke salonunda ise, İ.Ö. 6. Yüzyıldan itibaren Lidyalılardan bşalayarak Osmanlı dönemine kadar basılmış olan, altın, gümüş ve bronzdan imal edilen sikkeler sergilenmektedir. Ayrıca bu seksiyonda aynı zamanda Eski Babil ve Hitit dönemlerinde yapılmış mühürler, Roma ve bizans dönemi kurşun dagaları, süstakıları sergilenmektedir. Bu salonda ziyaretçilerin en çok ziyaret ettiği ve merak ettiği eser ise, Hitit döneminde yapılmış olan dağ kristalinden imal edilen tanrı figürinidir.
Adana Arkeoloji Müzesi’ne Nasıl Gidilir?
Adana, Gazipaşa’da bulunan müzeye ulaşım şehir merkezinden ve gardan kalkan otobüs seferleri ile sağlanmaktadır. Kennedy Köprüsünün hemen bitiminde bulunan müzenin arka tarafında Merkez Parkı adlı doğal bir park yer almaktadır. Kendine ait otoparkı bulunan müzeye aynı zamanda özel aracınız ile de gidebilirsiniz.
Pazartesi hariç hergün 08:30 ile 17:00 arası açık olan müze; bölgenin geçmişine ilgi duyan ziyaretçilerini bekliyor.