İnsanları kaybetmek kolay ama kazanmak zor, sanmayın ki mesafeler açılsa da zaman orada kalır. O an artık yaşanmış ve bir defter kapanmıştır. Yıllar geçse de baki kalan sadece bir anı, hatıralar yaşar bir ömür. Ömre dostluk şanını yakıştıran hatırlanmak, hatırlamak ve anmaktır. Dostluk omuz omuza, yan yana…
İnsanı insan yapan arınmaktır benlikten, sıyrılmaktır kinden nefretten. Hayıflanmak boşuna hatırlanmayınca, mesafeler girince araya, buzlu dağlar yıkılmıyor bir anda. Öylesine harap bir ev zor bir yolcuya han olmaya…
Dokunuşlar kalbe ulaşıncaya kadar, zorlu bir yolculuk başlar. İki yabancı bir masada ve etrafta uçuşan anılar, zamanla değişen kişilikler askıda ve o anın bekçileri konuşuyor hatıraları korumak ve tekrardan aynı yolda yürümek adına. Kimi han, kimi hancı hatıralarda, güzel olan kaldıysa eğer akılda, bir umut vardır bu bağda.
Umudunuz, insaniyeti yaşamak ve yaşatmak ise eğer, iyi niyeti suiistimalden kaçınan tebessümlerinizi eksik etmeyin hayattan. Kelamınızda samimiyetin dozu, kulağa aşina ise artık, iletişimde eksik olan sadece gözlerin teyididir. Teyidi murada irfan ile ilmi tuz buz eden olmayınca durulmak neye yarar, eğer sen kendini bilirsen, gözlerinin ışığı kalbe dokunuştur… O an sen bir alim, ilmi kalbe götüren, kalp kapısı açık ilme nakış edip, durulan.
Ali SARI (19.08.2012)
Bayrama çok uygun bir yazı olmuş, hatırlamak, hatırlanmak, insanların arasına mesafe ve zaman girmesi… Keşke anlattığınız doğallık ve yalınlıkta yaşanabilse ilişkiler…