Görme yollarında ortaya çıkan hastalıklarının teşhis ve tedavisi ile uğraşan bir bilim dalıdır.
Göz Hastalıkları Uzmanlığı: Göz Hastalıkları uzmanlığı İyileştirici Hekimlik (Klinik) Uzmanlık Alanları içerisinde yer alır. Tıpta ve Diş hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği’nde (18.07.2009 tarih ve 27292 sayılı Resmi Gazete) Göz Hastalıkları uzmanlığı eğitim süresi 4 yıl olarak belirtilmiştir.
Göz Hastalıklarının Bazıları Şunlardır:
- Katarakt
- Glokom (Göz iç basıncının artması)
- Retina ve Vitreus (Göz arkası sıvısı) Hastalıkları
- Göz tümörleri
- Kornea Hastalıkları
- Şaşılık
- Görme bozuklukları (miyop, astigmat,hipermetrop)
- Çapaklanma
- Renk Körlüğü
- Keratokonus
- Göz Tembelliği
- Sarı Nokta Hastalığı
- Arpacık
- Göz Nezlesi
- Gece Körlüğü
- Makula Hastalıkları
- Oküler Travmalar
- Göz kapakları, gözyaşı yolları ve orbita (göz çukuru) hastalıklarının
Çapaklanma: Sarımsı renkli göz sıvısının akıntı sonrasında kuruyarak kabuk bağlaması ile ortaya çıkan bir olgudur. Çeşitli nedenleri olabilir. Genellikle hafif seyreden göz enfeksiyonları çapaklanmaya neden olur. Bebek ve çocuklarda yaygın olarak görülür. Yetişkinlerde görülen çapaklanma, daha ciddi bir göz hastalığının belirtisi olabileceği için önem arz eder.
Göz nezlesi: göz kapaklarında şişkinlik, gözde kızarıklık, kaşınma, batma gibi belirtilerle ortaya çıkan bir hastalıktır. Göz nezlesinin nedenleri viral veya bakteriyel enfeksiyonlar ile alerjik reaksiyonlar olabilir. Bakteriyel etmenlere bağlı olarak ortaya çıkan göz nezlesi viral etmenlere bağlı olarak gelişen vakalara göre daha yaygındır. Bakteriyel göz nezlesinde antibiyotik tedavi yapılabilir. Alerjik göz nezlesinin tedavisinde antialerjik etkili ilaçlar kullanılabilir. Alerjik hassasiyeti olan kişilerin alerjik etkenlerin bulunduğu ortamlardan uzak durması hastalıktan korunma adına önemlidir.
Glokom: Göz tansiyonunun yükselmesine bağlı olarak gelişen ve görme kaybına neden olan bir hastalıktır. Glokom, özellikle tansiyonun (göz içi basıncın) çok yüksek seviyelerde olmadığı durumlarda, hastalık ilerleyene kadar belirti vermeyen sinsi bir hastalıktır. Böyle durumlarda hastalık belirti vermeden ilerler ve hastalığın erken teşhis edilmesi şansı düşük olur. Glokomun bu özellikleri nedeniyle, gözlük muayenesi veya başka nedenlerle göz doktoruna gidildiğine mutlaka göz tansiyonunun ölçtürülmesi hastalığın erken teşhisi için çok yararlı olacaktır.
Katarakt: Göz merceğinin saydamlığını yitirmesi sonucu ortaya çıkan bir görme bozukluğudur. Cisimler hastalığın derecesine bağlı olarak cam veya perde arkasından izleniyormuş gibi bulanık veya zayıf görülür. Katarakt görme bozukluğu yanında baş ağrısı da yapabilir.
Göz Tümörleri: Tümör veya kitle olarak ifade edilen oluşumlar halk arasında kanser olarak bilinir. Tümörlerin hepsi tehlikeli ve kötü huylu değildir. İyi huylu tümörlere gözde sık rastlanır ve bunlar cerrahi müdahale ile alınabileceği gibi hekim takibine de bırakılabilir. Siğil (verrü), Nevus ve Ksantelazma göz kapağında görülen ben veya lezyon yapısındaki iyi huylu oluşumlardır. Melanom, nadir görülmekle birlikte kötü huylu bir tümördür. Tümörler bazen gözün kornea bölgesi ve konjunktiva altındaki dokuda da görülebilir. Göz sinirinden köken alan tümörler genellikle iyi huylu olmalarına rağmen bulundukları bölgenin hassasiyeti nedeniyle şaşılık, görme kayıpları ve görme bozuklukları meydana getirirler ve tedavi edilmeleri kaçınılmaz olur.
Miyop, hipermetrop ve astigmat: Miyop Cisimlerden yansıyan ışınların retina yerine retinanın ön kısmında toplanmasıdır ve genellikle uzağı görememe şeklinde kendini belli eder. Hipermetrop ise bunun tersi yani Cisimlerden yansıyan ışınların retinanın arka kısmında toplanmasıdır ve genellikle yakını görememe şeklinde kendini belli eder. Hipermetrop rahatsızlığında özellikle okuma esnasında baş ağrısı da görülebilir.
Astigmat rahatsızlığında cisimlerden göze gelen ışınlar gözün retina bölgesinde tek nokta yerine dağınık şekilde odaklanır ve bu durum görüntü netliğini bozduğu gibi baş ve ense ağrılarına sebep olabilir.
Göz tembelliği: göz sinirlerine görüntünün aktarılamaması veya yetersiz aktarılması bağlı olarak şekillenen bir hastalıktır. Erken teşhis durumunda tedavisi kolaydır. Görme sinirleri çeşitli yöntemlerle uyarılarak tedavi edilir.
Renk körlüğü: Canlının çevresindeki bazı renkleri ayırt edememesi sonucu ortaya çıkan oldukça yaygın bir rahatsızlıktır. Renk körlüğü bazı renkleri özellikle kırmızı ile yeşilin renkleri fark edilememesi durumu ile bütün renklerin ayırt edilememesi durumu arasında değişen derecelerde ortaya çıkar. Kalıtsal bir rahatsızlıktır. Ancak, yüksek ultraviyole ışınlarına maruz, retina hasarları gibi kalıtsal olmayan faktörler de renk körlüğüne sebep olabilir.
1,25 ve 0,75 olan göz numaralarım, doktora gidip gözlük takmaya başladıktan sonra arttılar. Gözlük maalesef daha da ilerletiyor numarayı