Futbol kitleleri peşinden koşturan bir spor dalı olmasıyla son yüzyılın en büyük hareketleri arasında yer almayı bilmiştir. Tarihi bir hayli eski olan futbol oyunu, zaman içerisinde kurallara dayalı ve sistematik bir şekilde oynanan, milyonlarca insanı bir araya toplamayı başaran bir hal almıştır. Takipçilerini hem güldüren hem ağlatan, farklı renkleri bir araya getiren ve milyonlarca takipçisi olan bir kültürden bahsediyoruz. Euro 2012’nin başlamasından henüz kısa bir süre geçmişti ki endüstriyel futbol sayesinde ülkeler milyarlarca dolarlık yatırım yapıyor, bunun geri dönüşümünü de ekonomik anlamda kazanıyor.
Nasıl ki her ülkenin milli bir karakteri vardır, bu ülkelerin formalarına da yansımıştır. Hatta futbol kültürü öyle bir hale gelmiştir ki, bazı ülkeler tamamen futbola odaklı ekonomik liderlik gösterebilmektedir.
Brezilya’yı örnek alalım, futbol Brezilya’nın neredeyse sembollerinden birisi olmuştur. Bir başka değişle ulusal kimliğin en büyük sembolünü futbol oluşturmuştur.
Dünyanın en büyük 5. ülkesi konumundaki Brezilya, yüzlerce farklı ırk ve etnik grupların olmasına rağmen futbol ile birlik ve beraberliğini sağlıyor ve kalkınmasını tamamlayabiliyor. Başka bir açıdan bakacak olursak, futbol tüm dertlerin unutulmasına, hüzünlerin sevince dönüştürülmesine vesile oluyor. Brezilyalılar futbolun özel bir bütünlüğe sahip olduğunu düşünüyor. Öyle ki ülke de Cumhurbaşkanı’ndan sonra en çok sayılan ve sevilen kişi, Brezilya Milli Takımı’nın antrenörleri oluyor. Brezilyalı futbolcular da ülkelerinin milli dansı olan sambayı bilinç altında futbol ile karıştırarak futbolun güzelliklerinden olan estetik hareketlerin ortaya çıkmasına sebep oluyor.
Arjantin’de ise futbol apayrı bir havada yer alıyor. Politik ve ekonomik sıkıntıların sürekli yaşandığı bu ülkede futbol siyasetçiler tarafından peronizmin destekçileri gibi gösterilip ayrımcı yapıyı ortadan kaldırdı ve bugün Arjantin’i birlik beraberlik içerisinde olan bir ülke konumuna getirmeyi başardılar. Sadece Messi’yi baz alarak konuya bakarsak dünya da milyonlarca hayranının olması, hem ülke turizmine müthiş bir katkı sağlıyor hem de ekonomik anlamda kalkınmanın en önemli unsurunu oluşturuyor.
FUTBOL MİLLİ KARAKTERLERİ SAHA DA BULUŞTURUYOR
Sambacılar.. Matadorlar.. Samuraylar.. Asya kaplanları.. Panzerler.. Afrika aslanları.. Sıpagetticiler.. Horozlar… Kırmızı şeytanlar… Vee tangocular… Bunlar, dünya kupasına katılan takımlara diğer ülkelerin ve özellikle de yabancı basının taktığı lakaplar.. İspanyollara matador, Japonlara samuray, Arjantinlilere tangocu, Brezilyalılara sambacı vee nihayet Fransızlara horozlar…Aslında, bu lakaplar bir yerde o ülkenin yabancılar gözündeki imajını da gösteriyor. Bu durumda da bu lakaplar, farklı ülkelerin ve farklı ulusların milliyetçi duygularını temsil eder hale geliyor. Sonra da bu milliyetçi duygular, sahaya çıkıp mücadele etmeye başlıyorlar. Böylelikle, bugün dünyanın en popüler sporu olan futbol da, bu farklı kültürlerin ve milliyetçiliklerin karşılaştığı bir arena durumuna geliyor. İşte, gelin şimdi de futbolun bir de bu boyutuna bakalım.
“Dünyanın en büyük sektörlerinden biri haline gelen, bacasız sanayi futbol, aynı zamanda gizli milliyetçilik çekişmelerinin de sahaya yansıdığı dev bir arena, durumunda. Ve işte bu arenada top koşturan takımlar, kendi kültürlerini, milli karakerlerini, ve hatta kendi dünya görüşlerini oynadıkları oyunla sahaya da yansıtıyorlar. Bugün, artık, sambacı Brezilyalıların oynadığı atak ve hareketli futbolunu, panzer Almanların disiplinli oyun sistemini, matador İspanyolların kıvrak futbolunu ve hatta samuray Japonların ya da Asya kaplanı Korelilerin hareketli ve oyunu hiç bırakmayan inatçı stillerini herkes yakından biliyor. İşte, bu milli karakterlerin ve kültürlerin sahaya inmesiyle birlikte farklı millliyetçilikler de ister istemez karşı karşıya gelebiliyor. Bu durumda da ortaya ilginç görüntüler çıkıyor.
Futbol her şeyden önce teknoloji meselesi. Yani stadyumların yapılmasıyla alakalı. Olayın özüne inildiğinde bütün bu ticaretin ve medya aracılığıyla toplumsal ilişkilerin düzenlenmiş olduğunu görürsünüz. Yani, nasıl bir uçak ulaşımını sağlamak için havaalanları kuruyorsanız, futbol için de statlar yapılıyor.
Bu ekonomik ticaretin var olduğu dönemler de küresel olaylar haline dönüşebiliyor. Bunun en büyük örneği dünya kupaları ve Avrupa futbol şampiyonalarında gözüküyor.
Nitekim baktığınız zaman, bu son futbol kupasının çok önemli bir özelliği var. Klasik olarak yani tarihsel olarak futbolla ilgili toplumların veya ülkelerin üç ana grupta toplandığını görüyorsunuz. Bunların birinci grubu gelişmiş ülkelerdir. İngiltere ve Batı Avrupa ülkeleri. Öncülüğünü İngiltere yapmıştır
İkinci grup ülkeler çok ilginç. Diktatörlükle yönetilen ülkeler. Yani, dağılan eski Sovyetler Birliği, faşist Almanya, faşist İtalya ve İspanya ile Portekiz… Bu komünist ve faşist ülkelerde, diktatör ülkelerde spor kendi ülkelerinin, kendi rejimlerinin propagandasını yapmak için kullanılıyor. Arjantin’de çok güzel bir laf vardı. Deniliyor ki, toplumla değil rejimle bütünleştirildi, diyor, futbol. Dolayısıyla Peronizm çöktükten sonra futbolda başarısız oldu. Bu işte o tamamen o forma bende. Bu Sovyetler Birliği’nde de böyleydi. Hitler’de de böyleydi. Franco ve Salazar’da da…
Üçüncü grup ülkeler, genetik olarak futbola yatkın insanlardan oluşan ülkeler.
Kısaca bahsetmek gerekirse futbol gerçekten çok büyük kitleleri bir araya toplamayı başardı. En son olarak günümüz de oynanan EURO 2012 Avrupa Futbol şampiyonası buna en güzel örnek. Polonya ve Ukrayna’da yapılan maçlara her ülke den yüzbinlerce taraftar bu ülkelerin ekonomik gelişmişliğine biraz daha katkı sağlıyor. Polonya ve Ukrayna sırf Euro 2012 yatırımlarını yapabilmek için yaklaşık 120 milyar doların üzerinde bütçe ayırdı ve tüm stadyumlarını ya yeniden yaptılar ya da onardılar. Fakat getirisine bakıldığın da bunun kat ve kat daha fazla olacağı şüphesiz bir gerçek.
Ekonomik anlamda bakıldığında futbol ülkeler bazında çok farklı konumlarda yer alıyor.
Kulüp anlamında bakıldığında durum çok farklı bir konuma geliyor. Bunun nedeni ise kulüplerin dünyanın her yerinde faaliyet göstermek için çalışmalar yapması olarak nitelendirilebilir. İspanya La Liga takımlarından Real Madrid ve Barcelona bu akımın dünyadaki iki öncüsü. Bu iki takım aralarındaki özel maçları bile Çin gibi Japonya gibi ülkeler de yapıyorlar. Bunun sebebi hem globalleşme hem de ekonomik büyüklüğü biraz daha yükseltme çabası olarak gösterilebilir. Futbol büyük bir kültürün tek başına ayakta kalan parçasıdır. Futbol kitleleri peşinden sürükleyen, dev organizasyonların yapılmasına sebep olan, renkleri farklı olsa da insanların aynı heyecanı yaşamasına sebep olan büyük bir toplumsal eğlencedir. İşte bu sebepten ötürü futbol dünyanın en tepesinde ki yerini korumayı bilecek ve bu kültürü yüzyıllar boyunca devam ettirmeyi sürdürecektir.
Yazımıza veda ederken Bill Shankly’nin de aralarında bulunduğu futbol efsanelerinin futbol ile ilgili sözlerini yazarak veda etmek istiyorum; Bu sözler futbolun ne denli büyük bir organizasyon olduğunu gözler önüne sermeye yetecektir.
“Futbol istatistikleri mini eteğe benzer. Birçok şeyi gösterir ancak asıl merak edileni göstermez.”
Sir Erick Ferguson
“Futbol bir ölüm-kalım meselesi değildir. Ondan çok daha önemlidir”
“Evet, Liverpool şehrinin iki takımı vardır. Biri Liverpool, diğeri de Liverpool'un yedekleri”
Bill Shankly
Ahlâka dair ne ögrendiysem futboldan ögrendim. Çünkü top hiçbir zaman bekledigim köseden gelmedi.
ALBERT CAMUS (kaleci)
“Eğer işimin kolay olmasını isteseydim, Porto’da kalırdım. Güzel mavi koltuk, UEFA Şampiyonlar Ligi kupası, Tanrı ve Tanrı’dan sonra ben…”
“Normal şartlar altında Porto şampiyon olacaktır; anormal şartlar altında, Porto yine şampiyon olacaktır.”
Jose Mourinho
Futbola bir oyun demek yanlış olur artık herhalde, hayatımızda o kadar önemli yer kaplıyor ki, şiddet dersen var, küfür dersen var, hırstan gözü dönmüş insanlar nefret gösterileri yapıp duruyorlar. Bu tarz sahneleri her izlediğimde Allah ıslah etsin diye dua ediyorum artık.
jose mourinho söylediği sözlerle hayata bakışını ne güzel özetlemiş. Başarıya aç bir adam, zor şartlar altında başarılı olmak isteyen kişilik. Bence futbol hayatın oyun hali. Hayatta herkesin top yapmasını topa sahip olmasını, paslaşacak birilerinin olmasını, goller atmasını ve gol yememesini dilerim. Hayatta goller yesekte önemli olanın sonuç olduğunu unutmayın.