4 Eylül 1919'da toplanan Sivas Kongresi'nde özellikle de “Amerikan mandası” konusunda delegeler arasında fikir ayrılıkları yaşanmış; çetin tartışmalar olmuştu.
38 DELEGEDEN 25'İ AMERİKAN MANDASINI BENİMSİYOR
Manda sorunu, 7 Eylül'de İsmail Fazıl Paşa'nın bir önergesi üzerine çıktı. 8 Eylül günü manda sorunu görüşülmeye başlandı. Kongre'deki 38 delegeden 25'i Amerikan mandası fikrini benimsiyordu. Bu kişiler arasında Mustafa Kemal Paşa'nın yakın arkadaşlarından ve Mili Mücadele'de önde isimlerden olan Bekir Sami Bey de yer alıyordu. Aslında Bekir Sami Bey, Sivas Kongresi'nden çok önce bu düşünceleri taşıyordu. Temmuz ayında Mustafa Kemal Paşa'ya gönderdiği telgrafta bu açıkça görünüyordu. Telgraf şu şekildeydi: “Bağımsızlık, elbette istenir ve tercih edilir. Ancak, tam bağımsızlık istediğimiz taktirde, vatanın birçok parçalara ayrılacağı kesin ve kuşkusuzdur. Şu halde, iki üç ili içine almaktan ibaret olacak bağımsızlığa, vatanımızın bütünlüğünü garanti altına alacak yabancı bir devletin koruması(mandaterlik) elbette tercih edilir. Osmanlı ülkesinin tamamını içine alan meşruluğumuz ve dışarıdaki temsil hakkımız eskiden olduğu gibi devam etmek koşuluyla, belirli süre için Amerika mandasını istemeyi ulusumuz için en yararlı bir çözüm şekli olarak kabul ediyorum. Bu konuda Amerika temsilcileriyle görüştüm. Birkaç kişinin değil, bütün bir milletin sesini Amerika'ya duyurması gerektiğini söyledi…(1)
Mustafa Kemal Paşa, Bekir Sami Bey'in “Amerikan mandaterliğini” savunan telgrafına “sakıncalı” bir görüş olduğunu belirten bir cevap yolladı. Bekir Sami Bey dışında Kara Vasıf ve Halide Edip Adıvar gibi isimler de Amerikan mandasını destekliyorlardı. Halide Edip Adıvar, 10 Ağustos'ta gönderdiği mektubunda şunları yazıyordu: “Sivas Kongresi toplanıncaya kadar Amerikan komisyonunu alıkoymaya çalışıyoruz. Hatta kongreye Amerikalı bir gazeteci göndermeyi de belki başarabileceğiz. İşte bütün bunlar karşısında, davamızda bize yardımcı olabilmesi için, bu fırsat dakikalarını kaybetmeden, bölüşülme ve çözülme korkusu karşısında, kendimizi Amerika'ya başvurmaya zorunlu görüyoruz. Vasıf Bey kardeşimiz de bu konuda birleştiğimiz noktaları ayrıca yazacaktır.” (2) Bu isimlerin düşünceleri Sivas Kongresi'ne katılan delegeleri etkilemişti.
İstiklal Savaşı gazetesi, Times'ın başyazısına Amerikalı bir profesörün yanıtını manşete taşımış: “Türkler Amerikan mandasını kabul ederlerse İstanbul'da kalabilirler.”
Refet Bey, Sivas Kongresi'ne de katılmıştı ve kongrede yoğun bir şekilde manda düşüncesini savunuyordu: “ Her koşulda bir Amerika garantisini kabul etmek zorundayız. Yirminci yüzyılda beş yüz milyon lira borcu, yıkık bir yurdu, pek verimli olmayan bir toprağı ve ancak on, on beş milyon geliri olan bir ulus, bir dış yardım olmaksızın yaşayamaz.”(3)
Amerikan mandasını savunan bir diğer isim Vasıf Bey de kongrede söz alarak, parasız ve teknik bakımdan güçsüz bir orduyla hiçbir şey yapılamayacağını belirterek dış yardımın gerekli olduğunu savunmuştu.
Tüm bunların sonucunda 10 Eylül 1919 günü Mustafa Kemal Paşa ve manda karşıtlarının çabasıyla Amerikan mandası düşüncesi reddedildi.
Mandanın reddi düşüncesi kongre maddeleri arasında da yazılarak tüm dünyaya duyuruldu.
(2)Atatürk Atatürk'ü Anlatıyor -2- Ulusal Giz, İbrahim Karakaş/Gülnur Aksap s.98
(3)Atatürk Atatürk'ü Anlatıyor -2- Ulusal Giz, İbrahim Karakaş/Gülnur Aksap s.104
(1)Atatürk Atatürk'ü Anlatıyor -2- Ulusal Giz, İbrahim Karakaş/Gülnur Aksap S.92
Halide Edip Adıvar'ın ateşli bir Türkçü olduğunu biliyordum ama bir zamanlar Amerikan mandasını istediğini ya da en azından bunu gerekli gördüğünü yeni öğreniyorum, çok şaşırdım. Nasıl olsa bildiğim bir konu diye okumayacaktım yazıyı, iyi ki de okumuşum